116. BÖLÜM

90.2K 2.7K 3.1K
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR
SATIR ARASI YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN.
••

Hayatımın düzene girdiğine bu günden sonra eminim artık. Her şey olması gerektiği gibi. İlk 2 ay benim için ne kadar yavaş ve zorlu geçse de ardından gelen günlerde her şey düzene girmişti. Oğlumla aramdaki bağ kat be kat artmıştı ve artık babasının kucağında olmasa da emmeye başlamıştı. Ama ilk bir ay sadece böyle emdiğini de es geçmemek gerekirdi. Sanki 2 ayda değişmiş başka bir bebek oluvermişti Ayaz. Doğduğu halinden o kadar farklı ki şu an. O koyu saçlar gitmiş, yerini açık sarı saçlara bırakmıştı. Değişmeyen tek şey gözlerinin o çiğ mavisiydi. Boncuk boncuk gözleri o kadar tatlıydı ki bir bakan bir daha bakmak istiyordu. Yanakları tombik, dudakları minicikti. Her ebeveyne kendi çocukları çok güzel görünür tabii ki. Ama Ayaz'ın gerçekten çok garip bir güzelliği var. Kız güzelliği derler ya o güzellik vardı benim oğlumda da. Ayaz babasına benzemeyecekti anlaşılan. Şimdiki görünümü beni andırıyordu. Gece bu durumdan memnundu çünkü çocuğumuzun bana benzemesini isterdi hep. Bense ona benzemesini isterdim.

Şimdi her şeyin ne kadar güzel ilerlediğini düşünürken yanımda oğlum ve kocamın neşeli oyunlarını izliyordum. Gece onu kucağına alıp havaya kaldırdığı zaman Ayaz kahkahalar ile gülüyor hatta bazen gülmekten sesi kısılıyordu. Bunaltıcı yaz havası yüzünden kısacık bir şort giydirmiştik ve tombul bacakları tam ısırmalık görünüyordu.

"Sen düğün için alışverişe çıktın mı?"

Gece bir anda bana doğru dönmüş ve Ayaz'ı kucağında hoplatarak bana doğru gelmeye başlamıştı.

Abim ve Sinem önümüzdeki hafta evleniyorlardı. Ah evet sonunda. İkisi de çok heyecanlıydı. Sinem her gün beni arayıp heyecanını paylaşırken abimse kocamın başının etini yiyordu. Sinemi evliliğe ikna etmek zor olmuştu. Biraz da ailesinden çekiniyordu. Karadenizli bir ailenin kızı olduğu için her şey ekstra zor olmuştu. Annemler İstanbul'dan kalkıp ta Rize'ye kadar gitmişlerdi. Neyseki ilk istemede sorun çıkmadan vermişlerdi Sinem'i. Şimdiyse çok az bir zaman kalmıştı evlenmelerine. Her şey tamamdı neredeyse. Yaşayacakları ev, gelinlik, damatlık, düğünün olacağı mekan, kınanın olacağı mekan... Abim ikisinin de iş yerlerini düşünüp tam ortada bir ev bulmuştu. Hem Sinem'in okuluna yakın hem de şirkete yakın.

"Henüz çıkmadım. Pek bir şeye ihtiyacım da yok aslında."

Dolabımdaki çoğu kıyafet düğün için uygundu. Evet hamilelik kilolarımın bir kısmı hâlâ benimleydi ama elbette ki içlerine girebilirdim.

"Yarın alışverişe çıkarız. Benim de almam gereken birkaç şey var. Daha düğün hediyesine bile karar vermedim."

Düğün hediyesi mi? Ne alacaktı ki abimlere hediye olarak? Söz konusu benim kocam olunca hediyeyi akıl etmek kolay olmuyordu.

"Ne düşünüyorsun bu konuda?"

Ayaz'ı kucağıma verip oyun oynarken dağılan saçlarını düzeltti eliyle. Bunu yaparken gözüme çok seksi görünmüştü. Zaten bilerek böyle hareket ettiğini biliyordum.

"Bir araba olabilir ya da balayı tatili. Bilmiyorum henüz karar vermedim."

Ciddi misin sen? Araba mı? Bu kadarına inanmak güç. Hangi arkadaş en yakın arkadaşına düğün hediyesi olarak araba alır ki? Yani alır tabii de çok zengin olması gerekiyor.

Yani senin kocan alabilir.

Aslında evet bu Gece için çok büyük bir durum değildi.

"Sahiden araba mı?" dedim şaşkınlığımın tamamını yansıtarak.

"Evet. Bulut ben ilk dostum. Ve tabii biricik karımın da abisi," deyip önüme düşen saç tutamını parmağına dolayıp kulağımın arkasına itti. Kahküllerimi uzaması için bırakmıştım.

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin