53. BÖLÜM

123K 2.2K 138
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

Seni sevmeyene asla sabır gösterme. Çünkü sabrının adı yüzsüzlük, fedakarlığın adı eziklik, sevginin adı kişiliksizlik olur.
-Boris VIAN

••

Tahmin ettiğim gibi burada geçirdiğimiz zaman çok çabuk geçiyordu. Öyle ki sabah sahile iniyorduk daha anlamadan akşam oluyordu. Bu sabah daha da erken çıktık. Henüz güneş tepemize çıkmamıştı. İkimizde yanyana şezlonglara uzandık. Gece elindeki dergiyi okurken ben denizi seyrediyordum. Şu an burada birkaç çiftten başka kimse yoktu. Şezlongumdan denize girmek için kalktım. Gece ile gözgöze girdiğimizde dergiyi kapatmış beni izlediğini gördüm.

"Hadi denize girelim," deyip elimi uzattım. Önce elime sonra denize ve en son nihayet bana bakabildi. Elimi tuttu ve beni üzerine düşürdü. Ah Tanrı'm!

"Denize mi girmek istiyorsun?" diye sordu bakışları gözlerimi delip geçerken. Bana böyle aşk dolu bakması o kadar hoşuma gidiyordu ki sevgi patlaması yaşıyordum. Her an içimden onu öpmek geliyordu.

"Evet," diye soludum.

"Girelim öyleyse," deyip beni sırtına aldı.

"Gece indir beni lütfen," diye sızlandım. Denize yaklaşmıştık.

"İyiyim ben böyle."

"Belin ağrıyacak indir beni lütfen," deyip kollarını zorlukla kavradım. Düştüm düşecektim.

"Şşş sakin ol," derken ayakları suya değmişti. Denizin sığ olan yerindeydik. Biraz daha ilerledik. Denizden korkuyordum. Tabii bu kadar sığ olan yerlerden değil. Derinler beni ürkütüyordu. Göğsümü biraz bile geçen sulara giremiyordum. Küçüklükten beri böyleydi bu.

Gece git gide suda ilerlerken ben çırpınıyordum. Ters bir hareket yapıp düşmekten de korkuyordum bir yandan.

"Gece hayır, daha fazla gitme," diye yalvardım. Boğazına sardığım kolum ile resmen onu boğuyordum ama gocunmadı.

"Korkuyor musun sen? Ben buradayım," deyip beni yavaşça suya bırakmaya kalktı. Daha da sıkı tutundum boynuna.

"Hayır hayır! Burada olmaz. Beni bırakma," deyip kafamı omzuna koydum.

"Ben buradayım dedim." Demesine dedin de ben de korkuyorum işte.

"K-korkuyorum yapma."

Denize girelim dediğime pişman olmuştum. Neden korkuyorum dedikçe üstüme geliyordu?

"Bir şey yok fıstığım. Boğulmazsın. Boğulursan da can kurtaran gibi kocan var," deyip sırıttı. Göz devirip yapmacık bir şekilde sırıttım.

"Ben o panikle seni bile boğarım," dedim gayet ciddi bir sesle. Ben kendimi biliyorum. Ama benim aksime hiç ciddi değildi. Durmadan gülüyordu.

"Ben ancak senin deniz mavisi gözlerinde boğulurum. Diğer tüm denizler vız gelir bana." İki dakikaya romantiklik de sığdırdın ya helal olsun Gece.

"Tamam çok romantiksin. Çok etkilendim ama beni bırakma ve biraz sığ taraflara götür," diye yalvardım. Beni belimden kavrayıp önüme döndürdü. Şimdi de kucağındaydım işte. Gözgöze geldiğimizde bana derin derin bakıyordu.

"Ne kadar da tırsak çıktın be hatun," diye homurdandı. Ama sen böyle dersen ben inat yaparım. Kendimi suya bırakırım. Sonra boğulup, ölür giderim sen de arkamdan yas tutarsın.

"Bak tırsak falan değilim. Her insanın bir korkusu vardır. Denize girelim dediğime pişman ettin beni," deyip surat astım. Sözlerimi bitirir bitirmez sığ yerlere yürüdü denizin içinde. Nihayet tam göğüs hizama gelen bir yerde durduk. Burada yüzebilirim işte. Kucağından çabucak zıplayıp suya bıraktım kendimi. Evet tam da istediğim gibi. Derinde değildik. Ben saçlarımı ıslatmak için suyun altına girerken o da beni izliyordu. Bakışlarındaki ifadeyi anlamakta güçlük çekiyordum. Yine yabani bir hayvana dönmüştü. Tam olarak öyleydi. Bikinimin fazlasıyla açık bıraktığı göğüslerime bakıyordu. Az önce kucağındayken çoğu yerimi kapatıyordu. Şimdi su göğsümün altındaydı ve sanırım buna bozulmuştu. Kıskanç bir adamdı. Öyle böyle değil.

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin