62. BÖLÜM

116K 2.2K 477
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

Delilik acı çekmeyi hatırlamamak için bir yoldur.
-Arthur Schopenhauer

••

HATIRLATMA

"S-sırılsıklamsın," derken gülmekten konuşamıyordum.

"Seni bundan beter hale getiririm," diye meydan okudu. Bunun imkanı yoktu. Bu sanırım son sınırdı.

"Öyle mi dersin? Bu imkansız."

Söylediğimin onu gaza getirmekten başka hiç bir şeye yaramadığını gördüm. Boxerını hınçla çıkarıp attı.

"Görelim öyleyse."

Üzerimdeki tek parçayı çıkarıp fırlattı.

"Seni öyle bir getireceğim ki feleğin şaşacak."

••

(+18)

Gözlerime yırtıcı bir hayvan vahşiliğinde bakıyordu. Söylediği karşısında sessiz kaldım. Kolumdan çekilip yan yatırıldığımda yalnızca bir inleme kaçıverdi ağzımdan. Arkam ona dönüktü. Başımı çevirip ona baktığımda organını okşuyordu. Az sonra onu bırakıp tam arkama yerleşti. Organını bacağımın iç kısmına tüm ağırlığı ile bıraktı. Vücudumu kendine çekti. Yanyana yatmış yapışık durumdaydık. Eli usulca kadınlığıma kaydı. İşaret parmağını kadınlığım boyunca kaydırdı. Nefesi ensemdeydi. Bir kolunu belime dolamıştı. Boynuma öpücükler bırakıp organımda gezdirdi parmaklarını. Ağzım istemsizce açıldı. Şimdiden ıslaktım. Kolayca kayıyordu parmağı. Bir anda parmağını içime itince ne yapacağımı şaşırdım. Tek yapabildiğim dizlerimi karnıma kadar çekmek oldu. Sakince bacaklarımı indirdi.

"Şşş," diye soludu. Nefes nefeseydim. Ummadığım anda saldırmıştı.

Dudaklarını boynumdan çekmiyordu. İçimdeki parmağı hızlandıkça dudaklarının hareketi de hızlanıyordu. Arada bir kendini kalçalarıma sürtüyordu. Kulağıma "İki," diye fısıldadı. İkinci parmağını da içime itince ağzımdan koca bir inleme çıktı. Bu defa kalçalarımı ona ben sürtüyordum. Parmaklarını daha çok hissetmek adına kendimi ona itiyordum. İki parmağını da zorlanmadan içime sokup çıkardı. Soluklarım kesilmek üzereydi. Kıyıya yanaşan dalga gibiydim. Rüzgarla geri çevrilmem an meselesiydi. Gece parmaklarını yavaşlatınca tam da bu oluyordu. "Ah, lütfen!" Sesim kısık ama can çekişen birinin yardım çığlığı kadar etkiliydi. Parmakları öyle hızlandı ki gözlerimin kaydığını hissediyordum. Üçüncü parmağı da içime girince bende kayışlar koptu. Parmakları içimdeyken sarsılmaya başladım. Parmaklarını çekmedi. Bacaklarım titriyordu. Ağzımdan sık sık ve kısa soluklar çıkıyordu. "Ah, çıkar şunları." Beni dinlemedi. Tekrar tekrar oynattı parmaklarını. Ve ben arka arkaya parmaklarına geldim. Şu an bacak aram sırılsıklamdı. Parmakları da öyle. Boynumu emmeyi hiç kesmedi. Başımı çevirip dudaklarına saldırdım. Parmaklarını itip hissin tadına varmak istedim ama inatla çekmedi parmaklarını. Hiç kesintisiz okşamaya devam etti içimi. Başım yorgun bir şekilde yastığa düştü. O yine kesmedi öldürücü darbelerini. Kadınlığım dalga dalgaydı. Baş parmağı ile klitorisimi ezince bir kez daha geldim. Ve ardından bir kez daha. "Yalvarırım." Neye yalvardığımı bilmiyorum. Izdırap içinde ona yalvarıyordum. Sesini çıkarmadı. Üç parmağı da aynı anda içime köklüyordu. Bu o kadar değişikti ki... Mahvediyordu beni. Tüm bedenim zangır zangır titriyordu. Bilmem kaçıncı defa parmaklarına patladım. "Yeter yalvarırım yeter." Yeter desemde kendimi ona itiyordum. Halim toz buzdu. Hissetmekten başka hiçbir şey yapamıyordum. "Hadi bir kez daha," deyip üç parmağını da bir noktaya bastırdı. Ağzımdan çığlık çığlığa bir inleme çıktı. Elim ağzıma gitti. Kahretsin! Annemler duyacaktı. Avucumu ısırıyordum ama hâlâ bitmiyordu. Geliyordum. Parmakları içimdeyken bu zor olsa da çok uzun sürmüştü. Ben daha şimdikini atlamadan bir orgazma daha sürükledi beni.
"Hayır, daha fazla olmaz," deyip kollarından kurtulmak istedim. İzin vermedi. "Benden daha beter hale geldiğini görmek istiyorum." Parmaklarını hiç ara vermeden oynatmaya başladı. Boşta kalan elim ile bileğini tuttum. "Y-yeter... dayanamıyorum."

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin