•BÖLÜM 17•

10.4K 506 190
                                    

Jungkook ile sarılarak güneşin batışını izledik. Jungkook baya moralsiz olduğu için daha fazla dayanamadım ve ayağa kalkıp elimi ona uzattım. Bana tip tip bakınca elimi sallayıp tutmasını ima ettim. Elimi tutunca çekerek kaldırdım. Denize doğru koşup suyun içine girdim.

"Jimin suya neden girdin? Hasta olacaksın çık hemen." diyen Jungkook 'a aldırmadım. "Hadi ama Kookie tadını çıkaralım." diyip uzakta duran Jungkook' a su fırlattım. İrkilip geriye kaçtı. "Ya çok soğuk çık hadi." kafamı 'hayır' anlamında sallayıp koşarak Jungkook 'un yanına gittim ve kolundan tutarak denize sürükledim. Denize girince ikimiz de titredik. Suyu alıp Jungkook' a fırlatıp gülümsedim.

"Yaa!" diye bağırınca dil çıkarıp denizde kaçmaya çalıştım ama denizin içinde koşmak çok zor. Jungkook gelip hemen yakalayıp belime sarıldı ve beni denize fırlattı. Soğuk suyun içine girince dondum ve hemen suyun içinden çıktım. "Ya! Sen varya görürsün şimdi." diye bağırıp Jungkook'a doğru gidip sırtına atladım ve denizin içine girmesini sağladım. Bir süre hareketsiz öylece durunca korku tüm bedenimi esir almıştı.

Hemen Jungkook'un sırtından inip suyun içinden çıkarıp kumlara doğru sürükledim. Öylece yatan Jungkook korkumu daha da çok arttırıyordu. Yanağına vurup ayıltmaya çalıştım. Bir yandan da "Jungkook. İyi misin? Jungkook aç gözlerini sevgilim." diyip ağlıyordum. Ama Jungkook bir türlü kıpırdamıyordu. Suni teneffüs yapacağım sırada kıkırdama sesi geldi. Kafamı kaldırıp Jungkook'a baktım.

Gözlerini açıp yattığı yerden doğrulup kahkaha atarak bana bakıyordu." Komik mi? Salak. Canım çıktı benim burada. Sen karşıma geçmiş mal gibi gülüyorsun. Komik olan ne? Aptal." diyip ayağa kalkıp hızla arabaya doğru ilerledim. "Hey, Hey şaka yaptım. Jiminie sevgilim. Hadi ama şaka yaptım. Bak hayattayım." diyip hala gülerken peşimden geliyordu.

"Sevgilim arabaya neden biniyorsun? Hadi eve geçelim."

"Gitmeyecek miyiz? Yanımda kıyafet yok."

"Sorun değil burada eşyalarım var. Biraz büyük gelirler ama idare edersin." kafamı sallayıp arabadan çıktım. Jungkook üzerime battaniye atınca hemen sarılıp önümüzdeki eve doğru hızlı adımlarla ilerledim.

Jungkook'ta yanıma gelip hemen kapıyı açtı. İçeri resmen bodoslama dalmıştım. Jungkook'ta içeri girip kapıyı kapattı." Ben şömineyi yakayım sen de üzerini değiştir."diyince kafamı salladım. Beni eskiden odası olan odaya götürüp kıyafet verdi ve odadan çıktı. Üzerimi değiştirip Jungkook'un yanına gittim. Aşağıya indiğimde Jungkook'un da giyinik bir şekilde şöminenin önündeki koltuğa uzandığını gördüm. Yavaşça ona doğru yaklaşıp yüzüne yaklaştım. Gülümseyerek her yerini öptüm. Gözlerini aralayıp gülerek beni kendisine çekti.

İkimizde koltukta yatıyorduk. Kafamı göğsüne koyup beline iyice sarıldım. "Bana anlatmak istediğin bir şey var mı?" derin bir nefes alıp bir süre sessizce bekledi. "Şuanlık pek bir şey yok. Zamanı geldiği zamanlar yavaş yavaş kendimi sana açacağım. Kimsenin hayatı hakkında bir şey bilmediği Jeon Jungkook'un ilki olacaksın ve ilk adımı bugün attık." diyip alnıma bir öpücük kondurdu.

"Seni dinlemek ve sana yardımcı olmak için her zaman burada olacağım." tebessüm edip iyice sarıldı. "Nayoung konusunu konuşmak istiyorum Jeon." derin bir nefes alıp koltukta diklendi. Ben de koltukta oturur pozisyon aldım. Kafasını bacaklarımın üzerine koyup gözlerini kapattı. Ben de gülümseyip ellerimi yumuşak saçlarda gezdirmeye, şekiller çizmeye ve oynamaya başladım." Nayoung benim eski sevgilim." dediği ile şokla gözlerimi pörtlettim.

Saçlarındaki ellerim durduğu için olsa gerek Jungkook 'ta gözlerini açıp bana baktı. "Sakin ol. Anlatmama izin ver. Sonuna kadar dinle." derin bir nefes alıp onu onayladım ve şaçı ile oynamaya devam ettim. O da gözlerini kapatıp konuşmaya devam etti. "Lise yıllarımın başında yakışıklı yüzümden dolayı bir sürü kız dolanırdı peşimde. Okulda fazla gay yoktu. Hatta yoktu da denebilir. O zamanlar kızlara karşı bir şeyler hissetmediğimi yeni yeni fark ediyordum. Kendimi anlamaya çalışıyordum. Bu yüzden de bir süre okulun en güzel kızı olan Nayoung ile üç aylık bir sevgililik süreci geçirdim. O her zaman erkeklere karşı ilgim olduğunu fark etmişti. Ama beni bu konu hakkında sorgulamadı. Aslında iyi bir ilişkimiz vardı. Nayoung kötü birisi ya da diğer kızlar gibi şımarık değildi. Ama daha sonra birileri yüzünden değişti ve iğrenç birisi olmaya başladı. Ben de buna dayanamayıp ayrıldım. Daha doğrusu bu benim için bir bahane oldu. Nayoung bana takıntılı birisi haline geldi ve etrafımda bulunan erkek, kız tüm herkese bir sürü kötülük yaptı. En sonunda okul değiştirdim ve Nayoung 'u bir daha görmedim. Ta ki şirketin başına geçene kadar. "derin bir nefes alıp bir elimi avucunun içine alıp okşamaya başladı.

" Şirketin başına geçince onun şirketi ile sözleşme yapmam gerekti. Nayoung ile uzun zaman sonra orada karşılaştım. O da benim gibi şaşkındı. Neyse işte geçmişimiz bu şekilde. Bugün gördüğün şeye gelecek olursak. Senin geldiğini fark etmiş olmalı. Yoksa beni asla öpme cesareti bulamazdı. Bizim sevgili olduğumuzu biliyor. Sen içeri girmeden önce normal bir şekilde bilgisayarda kullanamadığı birkaç bir şeyi gösteriyordum. Anlatmaya o kadar dalmışım ki geldiğini duymadım. Jimin ben gerçekten bir şey yapmadım. Bir suçum yok. Bir anda öptü. Zaten tavrımı koydum. Nayoung 'un amacı da buydu zaten, bizi kavga ettirmek,aramızı açmak. Ona bu fırsatı verme. İstersen kameralara bak. Sesimi bile çıkarmam ama inan bana sevgilim. " diyip elimi öpüp yattığı yerden doğrulup bana yaklaştı." Seni gerçekten çok seviyorum. İnan bana. Seni asla aldatmam. Seni üzecek, yıkacak hiçbir şey yapmam. " gülümseyip boynuna sarıldım.

" Sana çok fazla güveniyorum. Kendimden bile daha fazla güveniyorum. Sadece o kızı sevmiyorum ve sizi öyle görünce canım yandı ve sinirlendim. Sinirimi de senden çıkardım. Özür dilerim. Seni çok seviyorum. " kollarını belime dolayıp beni kucağına oturttu. "Asıl ben özür dilerim sevgilim. Bir daha böyle bir şey yaşanmaması için elimden geleni yapacağım. Seni seviyorum." kafamı sallayıp tebessüm ettim. Dudaklarıma bir öpücük kondurup gülümsedi. "Bir hafta boyunca seni buradaki tüm çocukluk anılarımın yerinde tatil yaptıracağım. Bir hafta boyunca burada rahatlayıp, eğlenelim ve tabiki dinlenelim. Ne dersin?" gülümseyip zıpladım. "Çok iyi derim. Seni seviyorum." diyip sımsıkı sarıldım. Daha sonra ayağa kalkıp zıpladım." Burası çoooook güzel sevgilim. Evlenip burada yaşayalım lütfen, lütfen, lütfen... "

" Hey sakin ol bebeğim. Önce biraz hayatı doyasıya birlikte yaşayalım evlenmeyi sonra düşünürüz. "

" Ama ben seninle hemen evlenmek istiyorum." modum düşmüştü ve koltuğa geri oturdum." Tabiki de evleneceğiz sevgilim ama henüz sorumluluk almak için çok erken. Birazcık bekarlığın tadını çıkart. Daha sonra başımın etini yeme 'ben daha gençtim.' falan diye. "diyip gülümsedi ve beni kendisine çekip sarıldı.

" Öyle bir şey demem. Ayrıca ben şuan da sorumluluk sahibiyim zaten iki kardeşime bakıyorum. Onlardan ben sorumluyum. Senin de sorumluluğun alsam bir şey olmaz. " kıkırdayıp saçlarımı karıştırdı." Ah benim güzel sevgilim. Sadece biraz zaman geçsin. Daha sonra kesin evleneceğiz. Seni kimseye bırakmam. Sadece benimsin. "gülümseyip sımsıkı sarıldım. O gece şöminenin önünde birbirimize sımsıkı sarılıp birbirimize hayallerimizi anlattık ve uykuya daldık.

" Seni seviyorum. "

" Seni seviyorum. "

BAY JEON ~JİKOOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin