•BÖLÜM 14•

12.1K 647 344
                                    

Şirkete giriş yaptık. Jungkook'a dönüp baktım. Arabayı park edip o da bana baktı.

"Sen hazır olana kadar eskisi gibi olalım." dediği şey ile şaşırmıştım. "Özür dilerim. Yakın zamanda toparlarım." diyip yanağına öpücük bıraktım. Jungkook'ta zorla olduğu belli olan gülüşü ile karşılık verdi.

"Seni seviyorum." diyip tekrar yanağını öptüm. "Ben de seni seviyorum." diyip ensemden tutup kendine doğru çekti. Elimi dudağımın üstüne koyup dudağımı kapattım. "Yah! Jimin."

"Bir hafta dudak yok dedim."

"Off, iyi!" diyip yanağımı öptü. Gülümseyip gitmek için hareketlendim. "Jimin?"

"Efendim?"

"Ben dayanamam ama..."

"Neye?"

"Seninle uzak kalmaya..."

"Bir anda da sevgili gibi davranamayız. Açıklamamı yaptım. Bir süreliğine şirkette sadece Bay Jeon ol lütfen."

"Offf, iyi."

"Jungkook..."

"Tamam Jimin. Hadi git." üzgünce kafamı salladım ve arabadan indim.

Buna mecburdum. Beni anlamıyor.

Odama geçip çeketimi askılığa astım ve dosyalar ile ilgilenip kafamı dağıtmaya çalıştım. Jungkook'un üzüldüğünü biliyordum ama o da beni anlamalıydı. Dosyaları alıp odamdan çıktım ve Jungkook 'un odasının önünde durup kapıyı tıklattım.'Gir' komutu ile içeri girip gülümsedim.

Jungkook dönüp bana baktı ve hafif tebessüm etti. "Merhaba Bay Jeon." bunu demen ile Jungkook'un suratı düştü. "Jimin burada kimse yok."

"Off Jungkook! Ya aniden gelseler ne olacak?" sesimin yüksek çıkmasına engel olamamıştım. "Madem gizlemek istiyordun başından bu ilişkiye başlamasaydın! Bak burası benim şirketim ve buradaki herkes benim çalışanım. Onlar beni ve sevdiğim kişiyi yargılayamaz. Böyle bir şey yaparlarsa da olacakları çok iyi biliyorlar. Neyden bu kadar korkuyorsun Jimin? "Jungkook 'ta sesini yükseltmeye başlamıştı.

" Jungkook? "

" Ne var? "

" Anlamıyorsun. " kafamı öne eğip kısık sesle konuştum.

" Ben neyi anlamıyorum Jimin? Neyi anlamıyorum? "

" 'Orospu' damgası yiyeceğim.'Patronu ile ilişki yaşıyor' diyilecek. Ben bunları duymaya hazır değilim."

"O zaman ayrılalım. Sen bunları duymaya hazır hissedince tekrar birleşiriz."

"Jungkook sen ne saçmalıyorsun?"

"Asıl sen ne saçmalıyorsun Jimin? Sana kimsenin böyle bir şey diyemeyeceğinden bahsediyorum sana, sen gelmişsin bana hala ne söylüyorsun. Saçmalamayı kes ve sevgili gibi davran çünkü bu oyununu ben seninle oynamayacağım." diyip kapıyı vurup çıkıp gitti. Gözlerimden birkaç damla yaş akmaya başlamıştı.

Haklıydı ama gene de bu beni tedirgin ediyordu. O popülerdi ve bana cephe alacak bir sürü insan vardı. Korkuyordum. Onunda beni anlaması gerekiyordu.

Dosyaları Jungkook'un masasına bırakıp odadan çıktım ve telefonumu alıp Taehyung'u aradım. Açmamıştı. Demek ki meşguldü.

Kapım tıklanınca kapıya doğru baktım. 'Gir' dediğimde içeri doğru kafasını Bay Min sokmuştu. Gülümseyip ayağa kalkıp selam verdim. O da bana gülümsedi ve içeri girdi.

"Merhaba Jimin."

"Merhaba Bay Min."

"Neden geldiğimi merak ediyorsun dimi?" aslında evet fazla merak ediyordum.

BAY JEON ~JİKOOK~Where stories live. Discover now