Bölüm 6: Yanlış Durum

9.5K 332 34
                                    

Yemin ediyorum, o an onu bir yunusun sırtına bağlayıp en uzak okyanuslara yollamak istiyordum. Ayağına benden büyük bir kaya bağlayıp, denize atmak istiyordum. O dudaklarını alıp kezzapla eritmek istiyordum. Karşında bir kız var, ilk defa biriyle öpüştü ve sen olmasından dolayı çok üzgün, ama sen gülüp dalga geçiyorsun. Bu sefer o kadar sinirlenmiştim ki; yanaklarımın utançtan kızarmışlığı öfkemle kat kat arttı. Hatta üstümdeki ıslak kıyafetlerdeki su, soğuyup titrememe yol açtığı halde, yine de yanıyordum.

'' Bana bak çocuk! Defol git şuradan! '' dedim yattığım yerden doksan derece doğrularak. Elimin işaret parmağıyla bir yandan yolu gösteriyor, bir yandan da gözlerine öfkeyle bakıyordum. '' Bu olanları da kimseye anlatma. Hem... '' dedim ve birkaç saniye sustum. '' Bu bir öpüşme dahi sayılmazdı. Bunu sen de fark etmişsindir umarım. '' Anlamasını bekliyordum. Bana değdiği andan bir saniye dahi geçmeden itmiştim zaten onu. Sadece temas etmişti dudakları.

Öfkeli halim karşısında o da doksan derece doğruldu ve kum içindeki suratıyla bana döndü. O zaman benim suratımda da kum olmalıydı diye düşündüm. Ben de böyle görünüyor olmalıydım. Gözleri öyle bir maviydi ki; ay ışığındaki sahilde bile en koyu halinde kendini belli ediyordu. Keşke iyi biri olsaydı diye düşündüm. Keşke kızları bir araç olarak görmeyen iyi biri olsaydı. Kim bilir, belki o zaman ondan nefret etmezdim. Hayatımı kurtardığı için teşekkür edebilirdim.

Konuşmaya başladı.

'' Gayet de bir öpüşmeydi. '' dedi emin bir şekilde. Dudaklarını yukarı doğru kıvırdı. '' Ve çok da Ateş'liydi. '' dedi kaşlarını kaldırarak. Tabi o an adını kullandığını fark etmemiştim.Hoşuna gitmiş gibi konuşuyordu.

İlk başta anlamadım ve bomboş sahilde bağırdım.

'' Ne ateşlisi ya, ne hayal ettin bilmiyorum ama bir saniye bile sürmedi! '' dememin ardından kısa bir süre geçmişti ki; anlamıştım. Adıyla ilgili bir espri yapmıştı. Suratımı Gargamel'in suratı gibi ekşittim. Bana muzipçe gülüyordu. Sağa sola baktım ve birkaç santim ötemdeki spor ayakkabılarımı gördüm. Birini elime aldım ve kaptığım gibi ona fırlattım. Düşündüğümden daha da hızlı atmıştım. Çocuk suratını elleriyle kapatmak için geç kalmıştı. Acı bir şekilde bağırdı.

'' Ah! '' Elleriyle gözlerini kapatıp, hareketsizce durmaya başladı. Onu ne kadar takmayıp spor ayakkabılarımı giyip eve dönmeyi düşünsem de; bir süre sonra dayanamayıp sordum.

'' Şey... Sen iyi misin? ''

Hala ellerini suratından çekmiyordu ve ıkıldıyordu. Ellerinin içinden geçen ses, en boğuk haliyle çıkmıştı.

'' Gözlerim... Açamıyorum. Çok acıyor. '' dedi.

Ona arkamı döndüm ve yürümeye başlamadan önce son bir laf ettim.

'' Kız gibi ağlamayı bırak da sen de evine dön. Ben gidiyorum. '' dedim ve sahile geçtiğim eve doğru geri dönmek için ilerledim. Evin oraya vardığımda son kez arkama baktım. Hala orada aynı şekilde duruyordu. Ellerini gözünden çekmiyordu bile. Dayanamadım ve yanına gittim. Hemen önüne çöktüm ve endişeyle elleriyle kapattığı yüzüne baktım. Ellerimi suratına uzattım. Yüzündeki ellerini tuttum ve çektim. Kötü olduğunu ve yardım etmem gerektiğini düşünmüştüm.

Ellerini yavaş yavaş yüzünden indirdiğimde gördüğüm tek şey ise kum dolmamış, sapasağlam ve masmavi kocaman açık bir çift göz ve kıvrılmış bir dudaktı. Sözde gözlerini açamadığı zamanda ayakkabı yüzünden suçlu hissedip yakından bakmak istemiştim. Ve şu an fazla yakındım. Ben ona hayret dolu gözlerle bakarken o gözlerime diktiği gözlerini yüzsüzlükten kırpmıyordu bile. Nasıl da kandırmıştı beni. Suratında çektiğim ellerini hala tutuyordum. Ellerini elimden çekti ve kolumu tuttu. Kafasını bana daha da yaklaştırdı. Sadece donup kalmıştım. Öylece ona bakıyordum. Islak ve soğuktan dolayı titriyordum. Ama ona böyle yakın olmak da titreme biraz ekleniyordu. Fısıldayarak konuşmaya başladı.

AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin