"Yürüyecek misin, yürüteyim mi?"

Ona dik dik baktım. Bu bakışlarımdan nefret ediyordu.

"Salak salak bakma şöyle. Uyuz oluyorum."

Ah biliyorum kocacığım.

"Sensin salak," diye yapıştırdım. Derin bir nefes alıp gözlerini yumdu. Sakinleşmeye çalışıyor.

"Ben o ağzını kapatmadan sen kapat. Yoksa çok fena kapatacağım."

Kapıya doğru yürümeye başladığımda Gece'yi kışkırtmanın verdiği hazzı yaşıyordum.

"Nasıl kapatacakmışsın?" Ben uslanmak bilmeyen bir arsızdım. Arkamda kaldığı için onu göremiyordum ama elinin yumruk olduğunu biliyordum. Ve de dişlerini alt dudağına sertçe geçirdiğini...

"Hiç şüphen olmasın akşam öğreneceksin nasıl kapatacağımı."

Omzumun üstünden ona bakıp tıpkı onun gibi alt dudağımı dişledim ve dudağımı büzüp göz kırptım ona. Bu yaptığıma şaşırsa da bozuntuya vermedi. Yanımdan hızla geçip gitti ve kapıyı açtı. Elif dışarıdan buz tutmuştu. Onu nasıl unutmuştum ben. Gece birkaç dakika geçmeden arabayı garajdan çıkarttı. Ben ön koltuğa atlarken Elif çoktan arka koltuktaki yerini almıştı. Bu günden sonra bizim evde kalmak istemediğini söylerse şaşmayacaktım. Zavallının göz bebekleri titriyordu. Gece arabayı ani bir manevra ile bahçeden çıkarttığında kemerini takmayan kuzenim sarsıldı. Başını koltuğa çarpmaktan son anda kurtuldu. Gece dönüp suçlayıcı bir bakış attım. Üstüne alınmadı bile. Öküz herif!

Direksiyonu kavrayan elleri bembeyazdı. Öfke kontrolü nedir bilmiyordu. Üstelik suçlu benmişim gibi bana sinirleniyordu. Ve de karşılığımı alacağımı ima ediyordu. Allasen ne yaptım da karşılık alacaktım? Evet bağırmış olabilirim ama o da bana hep bağırıyordu. Ufak atışmalar her evlilikte olurdu. Gece neden bunu abartıyor ki?

"Şey Işık beni dönüşte halama bırakırsınız değil mi?"

Al işte. Ne dedim ben. Gerçekten hiç şaşırmadım. Gece dikiz aynasından Elif'e baktı ve ben daha konuşamadan konuştu.

"Neden?"

Neden mi? Neden diyor bir de.

Elif ne diyeceğini bilemez bir şekilde öylece kalakaldı ve bir şeyler geveledi.

"Şey... annemi özledim galiba."

Açık açık söyle işte Elif. Senin tavırlarından korktum de. Yüzüne vursana. Ama yok benim kuzenim bunu yapamazdı. Çünkü gerçekten Gece'den çekiniyordu.

Gece gözlerini yoldan bir an ayırıp bana baktı. Ben de aynı bakışlarla karşılık verdim.

"Halamı özlediysen o bize gelsin," dedim gözlerimi Gece'den ayırmadan. Neden bunu söylediğimi de bilmiyorum. Sanki Gece misafir sevmeyen biriymiş gibi eve birini çağırınca bana kızsın istiyordum. Ama onun öyle kompleksleri yoktu. Evde biri olsun olmasın tavırları aynıydı.

"Yok. Gerek yok. Ben gitsem daha iyi olur."

Üstelemeyecektim. Çünkü gerçekten gitmek istediğini anlamıştım.

"Sen bilirsin," dedi Gece dikiz aynasından kuzenime bakarken. Daha sonra bakışlarını yola çevirdi ve yol boyunca konuşmadı.

--

Her zamanki mekanına gelmiştik. Buradaki yemekler gerçekten lezzetliydi. Ama ilk geldiğimde çok tedirgin olmuştum. Yemekler garip görünüyordu çünkü.

Vale arabayı aldı park etmek için. Bizde lüks restorana giriş yaptık. Vestiyer kabanlarımızı gülümseyerek aldı.

"Hoşgeldiniz Gece Bey. Masanızı hemen hazırlatıyorum."

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin