II

12.4K 514 197
                                    

Jungkook'un ağzından:

Dans pratiğimiz bittiğinde bizde bitmiştik. Herkes kendini yere atıp yorgunluğunu atmaya çalışıyordu. Suga Hyung kafasının altına Namjoon Hyungun çantasını çekmiş uyumaya çalışıyordu. J-Hope Hyung sırtını aynaya yaslayıp gözlerini kapamış müzik dinliyordu. Taehyung ve Jimin Hyung telefonlarından oyun açmış kim kimin skorunu geçecek kavgası yapıyordu. Jin Hyung köşeye geçmiş bize göstermeden sipariş ettiği kekleri yediğini düşünüyordu. Namjoon Hyung ise PD'imin çağırması üzerine onun yanına gitmişti. Birkaç gündür şirketin içerisinde garip bir hava vardı,hissedebiliyordum. Aramızda konuştuğumuzda ise Namjoon Hyung bir şey olsaydı bizimle paylaşacaklarını söyleyip her seferinde konuyu kapattırıyordu. Sebebini bilmediğim bir şekilde dönen olayları bildiğini ve bize söylemediğini düşünüyordum. Neticede lider olduğu için her şeyden önce onun haberi olmalıydı. Sıkıntıyla oturduğum yerden kalkıp cama doğru yürüdüm. Hava berbattı, hem yağmur yağıyordu hemde çok soğuktu. Böyle havalardan hiç hoşlanmazdım bana yalnız olduğumu hissettiriyordu öyle olmadığım halde... Dışarıya bakmaya devam ederken çılgın fanların bu havada dışarıda beklediğini fark ettim. Bunların evi yok mu? Bu havada burada ne işleri var diye düşünmeden edememiştim. Evet bizi destekleyip sevmeleri çok güzel ama özel hayatımıza kadar girmeleri, takip etmeleri hiç hoş değil... Ben böyle kendi düşüncelerime dalmış sürüklenip giderken pratik odamızın kapısının açılmasıyla hepimiz bir anda dikkatimizi o yöne vermiştik. Odaya Namjoon Hyung'la beraber Hyun-Shik Sunbae girince olay daha garip bir almaya başlamıştı.

Gözlerim ikisinin yüzü arasında gidip gelirken bir duygu yakalamaya çalışıyordum Hyun Sunbae pozitif elektrik yayarken Namjoon Hyung'un yüzü daha nötrdü hiçbir şey anlayamıyordum. Genelde gergin olduğu ortamlarda bu şekilde bir yüz ifadesi takınırdı. Uzun süredir birlikteydik ve artık birbirimizin göz kırpışından bile nasıl bir ruh hali içerisinde olduğunu anlayabiliyorduk. Hyun Sunbae boğazını temizleyerek Namjoon Hyung'da olan dikkatimi kendine çektiğinde hepimiz ne diyeceğini beklemeye başlamıştık.

''Çocuklar üstünüze başınıza biraz çekidüzen verin sonra da toplantı odasına gelin. Bang PD'im Menajer Hyung'unuz ve ben sizinle bir konu hakkında konuşup bilgi vereceğiz. Lütfen Suga'yıda biriniz uyandırsın. Önemli bir konu.'' sakince kapıyı açarak çıkmıştı ardından kapıyı tekrar kapattığında gözler yine Namjoon Hyung'a dönmüştü.

''Neler oluyor Namjoon artık bize de bir açıklama yapar mısın?'' J-Hope Hyung söze girdiğinde hepimiz onaylar mırıltılar çıkartıp cevap beklemeye başlamıştık.

''Stajer alımıyla ilgili bir konu hakkında görüşeceklermiş bizimle bende sadece bu kadar biliyorum. Hadi oyalanmadan kalkın ve bir an önce gidip ne olduğunu doğru dürüst anlayalım.'' herkes toplanmayı başardığında pratik odamızdan çıkıp toplantı odasına doğru yürümeye başlamıştık.


Kapıyı çalıp içeri girdiğimizde hararetli bir konuşmanın ortasında bulmuştuk kendimizi. PD'nim geçip oturmamızı istediğinde büyük masanın etrafındaki sıralı sandalyelere oturmak için hareketlenmiştik. Sandalyelere oturup yerleşmemizi bekledikten sonra konuşmaya başlamıştı.

''Evet çocuklar konuyu çok fazla uzatmayacağım. Biliyorsunuz ki bütün şirketler stajer alımına başladı. Bizde Seoul National Üniveristesinden birkaç stajer bulduk ve içlerinden eleme yaparak birini almaya karar verdik.'' vereceğimiz tepkileri ölçmek adına gözleri hepimizin üzerinde gidip geliyordu.

''Peki bunun bize katkısı veya zararı nedir? Yani sizin stajer alımınız bizi neden bu kadar ilgilendirip etkiliyor ki bize bildirme gereği duyuyorsunuz PD'nim?'' Namjoon Hyung'un sorduğu soru karşısında hepimiz meraklı gözlerle PD'nime bakıyor cevap vermesini bekliyorduk.

Destinesia | JeonJungkookWhere stories live. Discover now