"Gerek yok gamzelim. Sen yanımdasın ya üşümem. Sıkıca sarılırım sana. Sen sıcacıksın zaten."

Dedi tatlı tatlı gülümserken. İlk önce treddütte kalsamda sonra inadını bildiğim genç hanım(!) kucağımdayken çimlerin üzerine yöneldim. Çimlerin üstüne gelince Kumsal'ı indirdim ilk önce. Sonra yere oturup sırtımı ağaca yasladım. Kumsal oturmadan durdurdum onu.

"Gel böyle otur. Daha iyi ısınırsın."

"Ama gamze-"

"İkiletme Kumsal."

Dedim abi havasında. Gözlerini devirip oturdu bacaklarımın arasına. Sırtını bana yasladı. Bacaklarımı bacaklarına doladım. Kollarımı arkasından dolandırıp karnında birleştirdim. Kısacası yorgan gibi sardım onu. Üşümesin cimcimem.

"Rahat mısın?"

Dedim yüzünü görmeye çalışırken. Gülümseyip başını salladı.

"Çok hemde."

Dedikten sonra iyice sokuldu bana. Saçlarına öpücük kondurdum. Elimin üzerine koyduğu ellerinide aldım elimin altına. Elleri çok cabuk üşüyor çünkü.

"Yoruldun mu nişanda?"

Dedim uzun süren bir sessizlikten sonra. Onu unutmam gerekiyor ama orda neler olup bittiğini öğrenmek içinde can atıyorum. Dünyaya biraz daha erken gelmediğim için kaderime isyan ederken deniz gözlüm heyecanla başını salladı.

"Yoruldum ama deydi. Çok güzel bir nişan oldu."

Deyip kafasını geriye yatırdı deniz gözlüm. Gözleri gözlerimle buluştuğunda onun heycanlı gözlerinde Tuğba'nın heycanını gördüm. Onun güzel gözleri de böyle parlamıştır heycanla eminim. Hatta daha güzel bir hal almıştır. O gözlerde ki yansıma ben değildim ama. O zengin züppeydi. Gülümsemesi de bana değil onaydı.

"Doruk ne oldu?"

Sesiyle geldim kendime. Deniz gözlüm endişeyle bakıyor bana.

"Hiç- hiç bir şey deniz gözlüm."

Dedim kekelerken. O ana kadarda gözlerimin dolduğunu farketmemişim.

"Ama gözlerin doldu. Rengide açıldı. San-"

"Göz nezlezi olmuşum bitanem. Ondan oluyor."

Dedim sözlerini tamamlatmadan. Deniz gözlüm üzgün bir bakış atıp dudaklarını büzdü.

"Ne zaman oldu bu? Neden söylemedin bana?"

"Daha bugün oldu deniz gözlüm. Ondan söylemedim sana."

Gülüsedim yalan söylediğimi anlamasın diye. Ne kadar gerçek bir gülümsemeydi bilmiyorum. Kumsal başını hafif kaldırırken benim başımı da aşağı çekti. Gözlerimi öptü usulca. Bu sefer içten gülümsedim bu haline. Benim ufaklığım anneliğe soyundu.

"Çok acıyor mu?"

"Hıhı. Çok acıyor."

Dedim yeniden olanları hatırlayınca. Deniz gözlüm gözlerim sanıp dudaklarını büktü. Ama gözlerim değil acıyan. Içim acıyor benim.

"İlaç içtin değil mi? Revirde ki doktor amca ne dedi?"

"Bir kaç güne geçer deniz gözlün üzülmesin dedi."

"Yaa."

"Yaa."

Deyip muzurca gülümsedim. Deniz gözlüm tatlı tatlı gülümseyip önüne döndü. Sonrada iyice yaslandı bana. Saçına öpücük kondururken gözümden bir damla yaş kaydı. Allah'tan ufaklığın yüzü bana dönük değil.

CAN SUYU'M (Tamamlandı)Where stories live. Discover now