"Biz artık çıkabilir miyiz komiser bey?" diye sordum çekinerek. Oldum olası korkmuşumdur bu adamlardan.

"Çıkın hanım kızım." Yaşlı bir amcaydı. Bana acır diye düşünmemiş değildim. Ama yok. Acımadı.

"Yürüyün başımın belaları!"

Abim biraz olsa da ayılmıştı. Ne bok yiyecektik?

"Gece'yi arasana," dedi yorgun bir sesle. Ne yapacaktı Allah aşkına! Oradan buraya ne yapabilirdi? Ama yine de aramakta fayda vardı. En azından başımıza gelen şeyi bilmeye hakkı vardı. Sonuçta onun arabasıydı. Çantamın derinliklerindeki telefonumu bulup numarasını tuşladım.

"Işık?"

"Canım?"

Canım mı? Yalaka seni.

"İyi misin? Bir şey mi oldu?"

"Çok, çok kötü bir şey oldu..."

"Işık! Korkutma beni ne oldu?" dedi bağırarak. Kilometrelerce öteden adamı delirtebiliyordum. Gece'ye olayı eksiksizce anlattım.

"Bok mu vardı da sen kullanıyorsun arabayı? Sarp'ı aramak hiç mi aklına gelmedi?" diye azarlayınca kendimi daha da kötü hissettim. Abim gözlerime bakıyordu. Bana bağırdığını işitince telefonu elimden aldı.

"Bana bak sik kafalı! Madem çok biliyorsun burada kalsaydın da bu duruma düşürmeseydin bizi. Kız kardeşime bağırma hakkını nereden alabiliyorsun?!" diye haykırdı abim. Lanet olsun bu nasıl bir geceydi! Kuzenlerim ve Sinem duvara yaslanmış pinekliyordu.
Gece'nin telefonun diğer ucundan gelen sesini işitiyordum.

"Ne yapsaydım amına koyayım?! Neden gittiğimi en iyi sen biliyorsun! Şimdi kes sesini de Işık'a ver!" Abim uzatmayıp telefonu bana verdi.

"Efendim?"

"Araba sikimde bile değil. Para meselesini ben halledeceğim, yeter ki sen üzme kendini," dedi yatıştırıcı bir sesle.

"Peki," diyebildim. Her defasında onun yardımı ile bir yerlere gelmekten sıkılmıştım.

"İyisin şimdi değil mi?" diye sordu ilkinden daha sakin sesle.

"Evet iyiyim."

"En ufak bir şeyde beni ara. Şimdi kapatmalıyım."

"Peki dikkat et kendine. Seni seviyorum," dedim.

"Sen de dikkat kendine," deyip kapattı.

"Ne diyor?"

"Halledecekmiş."

"Sarp'ı arayayım da bizi eve götürsün," deyip telefonunu çıkardı.

"Kardeşim?"

"..."

"Bizi Ortaköy karakolundan alsana."

"..."

"Tamam kardeşim bekliyoruz."

Yarım saat geçmeden Sarp minibüs tarzı arabasıyla gelip bizi eve bıraktı. Sinem'i de yalnız kalması diye evine bırakmayıp bizim eve getirmiştik. Şükür ki bizimkiler uyuyordu. Bu hallerini görsünler istemezdim. Kızları ben Levent'i abim odasına götürdü. Sinem ve Elif olayın farkında bile değillerdi. Büyük ihtimalle ne ifade verdiklerini bile bilmiyorlardı. Onları yatağa yatırıp ben de duşa girdim. Bu yorucu gecenin ardından en iyi gelecek şey, duş...

Sırma'dan

Ufak bir hatırlatma‼️

"Sana ne yaptığımı söyle!" Bir anda çılgın gibi bağırması duyularımı harekete geçirdi. Uzun tırnaklarımı sırtı boyunca kaydırmak istiyordum. Canını yakmak istiyordum. Aynı onun gibi. Bile isteye onun canını yakmak istiyordum.

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin