****
-Bence bunun pişmanlık ile alakası yok. Yani şu an acil bir çözüm bulması lazım. Hem sabahtan beri iki toplantıya girdi. Çok yoğun.
-Of, bilmiyorum. Belki...-
Odanın kapısı aniden açıldığında genç kızın sözleri yarım kaldı.

Odaya girdiklerinde konuşan iki kızın suskunluğa bürünmesi Devran'ın dikkatinden kaçmadı. Ancak çok üzerinde durmadı.
-Günaydın hanımlar, diyerek neşeli bir giriş yaptı Devran. Hemen Gizem'in karşısına geçip oturdu.
-Toplantı bitti. Sonuçlar pek parlak değil. Tasarımlar üretime gidemezse batarız.
-Batmayız. Ama zor duruma düşebiliriz, diye düzeltti Yiğit.
-Taşları biri el altından yürütmüş. Zor durumdayız. Yeni taşlara verecek kadar bütçe şirket bünyesinde mevcut değil. Ayrı ayrı kendi birikimlerimiz bile buna yetmez. Hadi parayı hallettik. Taşların zamanında elimize geçmesi imkansız neredeyse. Biz parayı toplayana kadar, kreasyon zamanı geçer. Yiğit'in bir fikri varmış, diyerek Yiğit'in üzerine dikti bakışlarını.

-Evet. Bir fikrim var. Bize bütçe sağlayacak kısa vadede bir ortak buldum.
-Kim o kadar parayı bize sağlayabilir Yiğit. Bu dediğine sen inanıyor musun?
-Evet. Olacak!
-İnat etmesen de babandan yardım istesen...-
-Devran! Bunu duymak istemiyorum!

Yiğit sert çıkışı ardından odayı sinirle terk etti.
-Gururdan daha önemli şeyler var şu an ama o bunu farkında değil! Çünkü lanet gururunu ayaklar altına almaz.
-Devran tamam. Sende sakin ol. Onun üzerine gitme!
-Bence de gitme! Yiğit'in yapısını hepimizden iyi sen biliyorsun. Ama ona hala dayatma yapıyorsun! Diye çıkıştı Gizem. İkili arasında başlayan sözlü tartışma ve gözleri ile girdikleri savaş Zümra'nın odayı terk etmesine sebep oldu. Çünkü Yiğit'in sinirle odayı terk edişi pek hoş bir şekilde olmamıştı. Yiğit sinirlendiğinde gözünün bir şey görmediğini biliyordu.

Genç kız ikisi arasında olan özel meselelerini bir kenara bırakıp genç adamı aramaya başladı. Odasında bulamayınca terasta olabileceğini düşünerek asansöre yöneldi. Teras kata ulaştığında yanılmadığını gördü. Genç adam elleri cebinde karşısındaki manzarayı izliyordu. Sessizce ilerleyip yanında durdu. Zümra da gözlerini karşısındaki manzaraya çevirdi. Kısa bir sessizlikten sonra ilk konuşan Yiğit oldu.

-Sende babandan yardım al diyeceksen hiç çeneni yorma.
-Hayır. Ben her ne olursa olsun yanında olup sana destek olacağımı söylemek için geldim. Sana güveniyorum ve inanıyorum, sen bunun altından kalacaksın.
Genç adam gözlerinin içine kadar gülümsedi. Zümra'ya dönüp,
-İşte benim karım, diyerek genç kıza sarıldı. Yüzündeki kocaman bir gülümseme hiç bozulmadı. Zümra'nın yanında olduğunu bilmek genç adama güven aşılıyordu.
-Buraya karın olarak değil, çalışanın olarak geldim ama ben, dedi geri çekilip içindeki duygu selini göz ardı ederek gülümsedi.
-Sen benim her an karımsın ve ben şu an sevgili karımı öpmek istiyorum, dedikten sonra Zümra'nın dudaklarına kapandı.

Kollarının arasına hapsettiği genç kız bu sarsıcı öpücük ile afalladı. Genç adam geri çekildiğinde şaşkınca gözlerini kırpıştırdı.
-Hadi gidelim, genç kızın elini tuttu ve peşi sıra götürdü. Zümra ise sabah ile şimdi ki adam arasında olan farka hayret ediyordu. Elini tutan sahiplenici avuca kendini bıraktı.

******

Odayı boşaltmaya başlayan üst kademe çalışanların ardından Yiğit masanın başındaki yerine oturdu. Hemen arkasında dikilen asistanına,
-Sude, misafirim geldi mi? Diye sordu. Asistan cevap veremeden, Devran konuştu,
-Kim bu misafir?
-Ziynet Akman.
-Necmi Akmanın kızı ve Akman holdingin varisi olan Ziynet Akman mı?
-Ta kendisi, diyen naif ses duyuldu önce. Sonra da odayı dolduran bir kahkaha.

Yiğit ayağa kalkıp içeriye giren kadını karşıladı.
-Hoş geldin.
-Hoş buldum, derken Yiğit'in boynuna sarılıp öptü. Geri çekilip genç adamın koluna girdi. Yiğit ise odada bulunan diğerlerini kadına tanıttı.
-Devran'ı zaten tanıyorsun.
-Tabi ki şekerim. Onu tanımamak hata olur, diyerek Devran'a göz kırptı.
-Gizem Hanım, reklam müdürü yardımcımız.

HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now