SINAV

11.8K 988 29
                                    

3..2..1.. TUS gecesi geldi çattı. Annemin okuduğu kalem, birkaç şeker, silgi, bir şişe sudan oluşan çantam hazır. Erkenden yatıyorum bu gece. Kafamın sakin olması lazım. Uyandığımda dışarısı hala karanlık. Saat daha gecenin 2'si! O zaman uyumaya devam. Sağa dön... Sola dön... Sırtüstü uzan ve tavanı seyret. Yüzüstü uzan. Hayır bu yatışı Allah sevmiyor, tekrar bir o yana bir bu yana dön. Uyuyamıyorum. Karanlıkta sessiz adımlarla lavaboya gidip yüzümü yıkıyorum. Yanaklarım ne kadar da kırmızı. Dokununca anlıyorum ki ateşim var. Hem ferahlamak hem de ateşimin düşmesi için abdest alıyorum. Anlaşılan bu gece uyku yok. Abdestim de olduğuna göre Rabb'imin huzuruna varmak için niye hala duruyorum? "Niyet ettim Allah'ım senin rızan için teheccüd namazını kılmaya. ALLAHUEKBER!"

Ne kadar süre uyanık kaldım bilmiyorum. Sadece en son namazı kılmış oturup tespih çekiyordum. Ezan sesiyle uyandım. Seccadenin üstünde elimle tespihle kalmışım. Abdest alıp sabah namazını kılmaya başlıyorum. Annem geldi kapıya. Beni kaldırmaya:

- ne ara kalkmış bu oğlan?

Namazı kıldım ama hala uykum yok. Vardır bunda da bir hayır. Şimdi de Kuran'a uzanıyorum tekrar. Riya değil, vallahi en sevdiğim arkadaşımsın yeşil kapaklım.

******

Önüme gelen sınav kağıdıyla bakışmak... Kafam dondu gibi, ya da yanıyor mu? Dumanlar çıkmaz değil mi biraz sonra? Beynimde sanki arılar uçuşuyor. Vızızıızzz.

-Aaaa! arı vaar!!

Yan masadaki kızın çığlığıyla herkes benden tarafa bakmaya başladı. Arı gerçekten varmış meğer!

- Tamam gençler sakin olun. Sadece bir böcek.

Arının dadandığı başka bir kişi, arıya sınav kağıdıyla vurmaya çalıştı. Arı da nezaketen gençi soktu, sussa ayıp olurdu. Genç hırıldayarak titremeye başladı:

- N'olur yardım edin alerjim var!

Yetiştim, düşen başını kucağıma alıp parmaklarımı tuttum yüzüne:

-Kardeşim buraya bak! Bu kaç?

- Sekiz.
Aklıma gelen tüm teknikleri sıraladım:
- Bana bir cümle kur!

- Ne cümlesi, bu sınavı geçmem lazım!

Bilinci açık. Güzel. Onunla iletişim kurup daha da canlı tutmaya çalışıyorum:

-Şimdi tırnağımla iğneyi çıkartacağım tamam mı ? ..... Tamam mı?

Konuşması bozulmaya başladı:

- Tamm.

Tırnağımla kazıyarak çıkardım iğneyi. O sırada sedye geldi ve çocuğu götürdüler. Sırama geçtim, su şişesinin yarısını içip kolumla terimi sildim. Başımı kaldırıp "huh"ladım. Herkes bana bakıyor. Biri ilgiyle sordu:

- Neden tırnağınla sıkıp çıkarmadın iğneyi?

- Çünkü arının bıraktığı zehir kesesinin patlamaması gerekiyordu. Öyle yapsam patlayabilirdi.

- Soruları niye sordun?

- Bilincinin açık olup olmadığını anlamak için.

Sınav gözetmeni sakinleştirdi ortalığı:

- Haydi önünüze dönün artık, unutmayın ki hala sınavdasınız!

Evet! Sınav!

****

Sınavdan çıktıktan sonra birkaç kişi gelip tebrik etti. Birkaç gün sonra sınav sonuçlarına bakmaya giderken rektör yardımcısı durdurdu. Şu dediğine bakın! yani okuyun:

- Ali Topbaş, sınav esnasında yaptıklarınız kulağıma geldi, tebrik ederim. Odama gelin de bir konuşalım. Sizin gibi bir doktorla çalışmaktan memnuniyet duyarız.

İnanabiliyor musunuz!? Öğrenci olduğum okulda öğretmenlik yapmanın ardından bir de öğrencilik yaptığım okulda doktorluk yapmak ha!

Ama neşem sınav sonucuyla gitti.

Geçememişim... Ben bunu anneme babama kardeşime Fatma'ma nasıl söyleyeceğim ? Aa size Fatma'yı daha anlatmadım değil mi?

Dr. Civanım <düzenleniyor> Yb Geldi!Where stories live. Discover now