Danny

4K 333 306
                                    

Esselamünaleykum verahmetullah veberakatuh kardeşlerim.
Bu bölümün adı isim bulamadık olacaktı biliyor Musunuz? chocolateprenses  sağol desteğin için, pek cevap yazamasam da. :)
İyi okumalar.
^_^_^_^_^_^_^_^_^_^_^_^

Mütevazı bir düğün, klasik nikah, abartısız misafirler, tatlı organizasyon, hafiften canlı musiki, tek anormal olan damat efendi. Danyal bu ortama ayak uydurdu! Bizim Danyal, zevzek olan. Bugün kaçıncı olduğunu bilemeyerek tekrar anlayışla eğildim kulağına:
- iyi misin?

Ve tekrar tüm tebessümünü yüzüne yayarak eğdi hafifçe başını:
- elhamdulillah Ali, hiçbir problem yok.

Anlamıyorum. Daha birkaç saat öncesine kadar saçma şakaları bırakmayan Danyal Nasıl bir anda büyüdü? Evet evet büyüdü. Evlilik mi yaradı acaba? Kendi kendime sebep bulmaya çalışırken Talha'dan kaptı oğlumu. Tam bir baba edasıyla kucaklayıp sardı kollarını. Başı oğluma dönük olduğu için aşağıya doğru bakarken; yukarı, bana çevirdi bakışlarını:
- yakışıyor muyuz Ali?

Sorusunu algılamam geç olmadı da, cevabı hemen fark edince şaşırdım, birkaç kez daha baktım. Cevap hala aynıydı. Hala evet. Hem de eksiksiz. Biraz şapşal bir şaşkınlıkla başım taban ve tavan arasında harmonik hareket sergiledi. {yazardan gereksiz ve yersiz notlar: hem Ygs hem lys öğrencisi olmak... Tamam biliyorum zaten ikisi bir arada. Siz beni takmayın dua edin yeter. }
- cevap vermedin? Bir de şu açıdan bak.

Oğlumu dik konuma getirip yüzünü karşısına alırken birisinin verdiği selamla dondu çehresi.
"Merhabalar"

Öylece kaldı, hiç dönmedi bile. Bu bayan, (evet bayan) sesini daha da yükselterek tekrarladı sözünü sanki duyulmamışçasına ama üçümüz de biliyoruz bal gibi duyulduğunu. Danyal tüm gerginliğiyle çevirmedi yüzünü, boş boş bakmaya devam etti bayanın olduğu taraf dışındaki mekana:
- ne işin var senin burada?

Bayan daha da sevindiğini belli ederek sinir edici sevecen konuşmasını devam ettirdi:
- bir an beni unuttuğunu sandım Danny, korkuttun beni.

Danyal dişlerini sıkarak En fazla 5 derece döndürdü başını, tüm heceleri sıktı karşısında anlama engelli biri varmış gibi:
- niye geldin?

Bayanın yüzü imayla düştü, gözlerini Danyal'den hiç alamazken bir arabesk parça fısıldadı:
- nikahına beni de çağır sevgilim, istersen şahidin olurum senin...
"KES!"

- kırıcısın ama benim artık kırılacak parçam kalmadı zaten. Kırılan tüm parçalarımı seneler önce beni terk ettiğin o tenha, ıssız, korkunç yerde bıraktım. Yani sende. Beni bana geri ver.

Gittikçe sevimsizleşiyor bu muhabbet.

Etrafına göz gezdirdikten sonra Danyal, başkaları anlamasın diye yüzünü bambaşka, sorunsuz, gamsız bir ifadeye bürüyerek sessizce bağırdı. Evet bunu becerdi:
- sana seni sevmediğimi söylemiştim.

Bayan, boynundaki fuları aşağı doğru çekip burnunu ittirdi; üşümüş de soğukluğunu kontrol ediyormuş gibi. Yani anlayacağınız ağlayacak da salya sümük, kendini tutuyor.
- Ama gözlerin öyle demiyor.

- evet Alya, gözlerim bir an önce buradan şey olup git diyor. Hızlı. Çok hızlı olup git.

Adının Alya olduğunu öğrendiğim ve gözü bayağı bir kara olan bayan; ki anladığım kadarıyla bizim hıyarın geçmişindeki on sevgiliden biri; kalmakta oldukça ısrarcı. Acaba kaçıncı sevgili bu?

Ravza kızım gel şu nikah kıyılmadan vazgeç ya. Neyse tamam sustum.

Göğsüme bastırılan şeyle irkildim, Danyal oğlumu vermeye çalışıyor. Gel oğluşum. Yalvaran gözlerle baktı uzun uzun. Ne yapmamı bekliyorsun ki? Ben mi dedim senden ayrılırsa psikopata bağlayıp arabesk dinleyecek hatta düğününü basacak biriyle ilişki kur diye? Tam nikah esnasında "bu nikah kıyılamaz!" Diye gelmediğine şükret sen.

Dr. Civanım <düzenleniyor> Yb Geldi!Where stories live. Discover now