Hacamat

7.6K 412 388
                                    

بِسْم الله الرحمن الرحيم

Not: Ferhat cikolataliBrowni nin oğlu, yabancı değil. Bizim oğlan.
*********************
Yıldızlarla konuşarak uyumuş muydunuz hiç? Ben denememiştim. Denemezdim de. Fatma çeldi aklımı. "Konuş." dedi. "Onlara konuştuğunu sanarken içindeki yıldızı bulursun." Inanasım gelmedi aslında ama... anneler yalan söylemez. Veya söylememeli. Anneler de yalan söylerse kime güveneceğiz biz?!

Daha çömez olduğum için bu konuda, kendisi başladı. Kapattı gözlerini.
" Nasıl yani?" dedim. "Bir de görmeden mi konuşuyorsun?" Dalga geçercesine baktı. "Sen görmenin sadece göz kapakları açıkken mi yapılacağını sanıyorsun?"

Öyle değil miydi? Ben mi hatalıyım? Bir de göz doktoru olacağım. "Tamam, sen başla. Itiraz etmeyeceğim. Bu konuda uzmanlaşmış gibi gözüküyorsun."

Gülümseyip daha sıkı yumdu gözlerini. Yüzünü pencereden değil, benden tarafa çevirdi. "Ama yanlış tarafa döndün" diyecektim, itiraz etmemem gerektiğini hatırladım. Gözleri kapalı devam etti konuşmaya. Ben duyamıyorum tabii. Gevşedi, gevşedi. Yumulup sokuldu iyice. Tutamadım kendimi, ağzımı açıp bir şey diyecek oldum. İşaret parmağıyla kapattı kelimeler tünelimi.

- yıldızımın uykusu gelmiş.

Iyice koynuma sokulunca kollarımla sardım.
- ama böyle olmaz ki, yıldızlar güneşlerin uzakta olduğu için küçük görünümlü halidir. Sen, güneşim çok yakınsın.

Hafif geri çekilir gibi oldu ama izin vermedim.
- Fakat ben, yanmayı severim.
*****************

Bir yerden düşerken açtım gözlerimi. Çok uykum olmasına rağmen bünyem bırakmadı. Derin bir "Şükür" nefesiyle rahatlayarak uyandığıma emin olmak için etrafı dikkatlice inceledim. Hiçbir absürtlük yok. Tamam. Beynim bana oyun oynamıyorsa uyanığım demektir.

Peki ya şimdi ne yapacağım? Yıldızlarla mı konuşmalı? Başımı hafif uzattım. Heh, var orada bir tane!

- pişt! Pişt? Sen sen. Evet. Şu parlayan. Iı şey... selamunaleykum. Ne sorsam ki? Nasıl bir şey yıldız olmak? Oradan biz nasıl gözüküyoruz. Peki ya, sizin orada yaşayan var mı hiç? Allah'ı nasıl zikrediyorsunuz? Gündüz napıyorsunuz? Sadece gece mi zikrediyorsunuz?

Bir an kafamda yankı yaptı son cümle." Gece mi zikrediyorsunuz?" Yankılar hızla çarpa çarpa elektrik ürettiler ve ampul yandı! Kim gece zikreder? Allah için gecenin bir vakti uyanık olup da ibadet edenler.

Yeni tanıştığım yıldıza göz kırpıp teşekkür ettim.

Abdest suyu ensemden aşağı doğru usul usul kayarken kafamda çakan şimşeğin verdiği ani irkilmeyle yere düştü. Kafamı kaldırınca doğal olarak aynadaki şaşkın yüzümle karşılaştım. Abdesti usülünce tamamlamaya çalışıp kurulanmadan ,ki kurulanmayı sevmem, çıplak ve ıslak ayaklarla çıktım. Tam pencerenin önüne serdim umreden aldığım, oraların yadigarı Hint işi seccademi. Ardından özel çekmeceme kaydı gözüm. Yavaşça açıp içinden bazı yerleri lime lime olmuş dedemin beyaz sarığını sanki narin bir bebekmiş gibi avuçlarıma aldım. Ardından burnuma götürdüm; inanabiliyor musunuz hala dedem kokuyor! Kaç yıl oldu sahi? 6,7,8...10! Evet evet 10 sene! Dedem be! Bir defa haricinde gönlümü kırmayan, onu da aslında kötü niyetinden yapmayıp ardından direk gönlümü alan dedem. Gittikten sonra anlamıştık varlığının kıymetini biraz da. Tabiri caizse yokluğu koymuştu biraz. Ne günlerdi ama!

Hep güzel yad ettim seni dede! Adamımdın ve hala öylesin. Cennette olduğunu, bizi beklediğini biliyorum. Geleceğim inşAllah. Hepimiz kavuşacağız RasulAllah sallAllahualeyhi vesellem e senin gibi.

Dr. Civanım <düzenleniyor> Yb Geldi!Where stories live. Discover now