-Ama şimdi...- Çalan kapı ile genç kızın sözleri yarım kaldı. İçeriye giren Sude genç adamın masasına yaklaşıp elindeki dosyayı önüne bıraktı.
-Toplantı dosyası Yiğit Bey! Birazdan başlayacak, sizi bekliyorlar!
-Tamam geliyorum.

Genç kız kendisini umusamayan adamı gözleri ile takip ediyordu. Yiğit askıdaki ceketini üzerine geçirip dosyayı da eline aldı. Zümra'ya doğru ağır adımlarla yürümeye başladığında genç kız nefesini tuttu.
-Yiğit...- onu dinlemeden yanından geçen adam ile ellerini yumruk yapıp sıktı.

Yiğit kapıdan çıkmadan durup arkasını dönmeden konuştu.
-Artık oyalanma! Eve gidip hazırlan çünkü iki hafta burada olmayacağız!
Sonrasında odada duyulan tek şey kapının kapanma sesini oldu.

_ _ _ _ _ _ _

-Hoş geldin Paşam, diyen yaşlı kadın Yiğit'in boynuna sarıldı. Ondan ayrıldığında gülümseyerek Zümra'nın önünde durdu.
-Sende hoş geldin güzel kızım, diyerek elini öpmek için eğilen kızı engelleyip onu da kucakladı.
-Geçin hadi ayakta kaldınız, herkesle selamlaştıktan sonra içeriye yöneldiler.

-Yemek yiyelim, sonra odanızda dinlenirsiniz, diyen kadının sesiyle yemek masasına yöneldiler.
-Nasıl gidiyor evlilik, birbirinize alışabildiniz mi?
-Evet anneanne alıştık, diye yanıtladı genç adam soruyu.

-Kızım bu bizim hayta seni üzer falan çekinme bana söyle, asayım onu kulaklarından tavana?
-Yok efendim, üzmüyor.
-Ne efendimi gelin hanım, anneanne diyeceksin. Zümrüt Hanım hoşlanmaz resmiyetten, dedi odaya giren yaşlı adam.
-Yekta dede, diyerek ayağa kalktı Yiğit. Yaşlı adamın elini öpüp sarıldı. Zümra da arkasından kalktı. Yaşlı adama oda sarıldı.
-Hoş geldiniz oturun hadi devam edin yemeğe, dedikten sonra karısının yanına geçip oturdu.

* * * * *

Yiğit önde Zümra arkada üst kata çıkıp büyük bir odaya girdiler. Daha önce geldiklerinden Yiğit'in odası olduğunu hatırlıyordu bu odanın.

Genç adam konuşmadan eşyalarını alıp banyoya girdi. Zümra ise arkasından bakmakla yetindi. Kendisini umursamayan, yokmuş gibi davranan adama kızamıyordu. Çünkü onu kırdığını farkındaydı.

Açılan kapıdan yoğun buharın içinde çıkan adam ile oturduğu yerde dikteşti. Yiğit nemli saçlarını eliyle karıştırıp yatağa uzandı. Genç kıza arkasını dönüp gözlerini kapattı.

Bir süre sessizlik oldu odada. İkisinden de ne bir hareket ne bir söz, hiçbir şey çıkmadı. Zümra yatağın diğer tarafına dolandı. Genç adamın sakin nefes alış verişlerinden uyuduğunu anladı. Ayak ucunda duran örtüyü alıp üzerine örttükten sonra burnunu saçlarına değdirdi. Derin bir nefes alıp geri çekildi. Hemen sonra o da kıyafetlerini eline alıp banyoya girdi.

Yiğit giden kızın arkasından duyduğu kapı kapanma sesi ile gözlerini araladı. Yumruk yapıp sıktığı elini gevşetti. Onun uğraştığını görüyor ancak yüreğinde oluşan kırgınlık bir türlü geçmiyordu. Zümra onun kalbini kırmış, paramparça etmişti. Şimdi yaptıkları genç adamı etkilese de ona soğuk davranmaya devam ediyordu. Zümra ona güvenip sevgisine inanmadığı sürece bu kırgınlığın devam edeceğini biliyordu. Yorgunluğun getirdiği uyku ile gözlerini kapattı.

Zümra banyodan çıktığında tereddütlü adımlar ile yatağa yürüdü. Yiğit'in boş bıraktığı tarafa uzandığında sırtı dönük uyuyan adamın saçlarının arasını öptü. Başını yastığa koyduğunda ağır basan uykusu ile kendini rüya alemine bıraktı.

* * * * * *
Sabah odaya giren güneş ışıklarının dansı yüzlerine vurduğunda, kollarının arasındaki sıcak bedenin varlığı ile gözlerini araladı genç adam.

HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now