Ne kadar orada ondan kaçmış olsam da geri döndüğümde onu kapının önünde bulmak yüreğime umut tohumlarını sererken, bakışlarındaki soğukluk o tohumları yeşermeden çürütmüş oldu.

Soğuktan donmaya başlamış bedenini kollarımla sarıp onu ta içimde hissettiğimde yüreğim dört nala koşmaya başlamıştı. Geri çekilmesine izin vermemek ise o gece için belki de yaptığım en doğru şeydi. Ancak sabahındaki yaşananlar trajı komik bir film konusu gibiydi. Biz sarmaş dolaş uyurken gelen ailelerimiz bizi suçlu birer çocuk konumuna düşürdü. Hele Meleğimin yüzündeki mahcup ifade yüreğimin bir daha ona akmasına neden oldu. Ama ben onun için babamdan bu yaşımda tokat yemişken onun kalkıp ta evliliğimize karşı çıkması beni de çileden çıkarttı. Babasının söylediği İstanbul'a gidip başkasıyla evlenmek aklına daha çık yatmış olacak ki ona sadece mırın kırın etmekle kalırken bana şiddetle karşı çıkarak tepki gösterdi. Onu tutup odasına götürdükten sonra söylediklerimin onu kırdığını farkına varsam da elimden gelen başka bir şey yoktu o an için. Sadece onu bir şeylere ikna etmem gerekiyordu o kadar.

Daha fazla evde duramayacağımı anladığımda hazırlanıp kendimi dışarı attım. Arabama binip gelişi güzel yolu takip ettiğimde kendimi yine onun evinin önünde buldum. Arabayı görünmeyecek bir köşeye park edip odasının camına gözlerimi diktiğim sırada onu binanın kapısından çıkarken gördüm. Dalgın hali dikkatimden kaçmazken evin karşısındaki büyük parka yöneldiğinde ben de arabadan inip aradaki mesafeyi koruyarak peşinden gitmeye başladım. Parkı bitirip yol boyunca yürümeye devam ettiğinde sahile gittiğini anladım. Bir süre sonra deniz kenarında bir banka oturup öylece denizi izlemeye başladı, bende beni görmeyeceği bir mesafeden onu izlemeye başladım. Ne kadar saat orada durduğumuzu fark etmesem de uzun bir süre olduğu belliydi. Oturduğu banktan kalkıp etrafına bakındığında kendimi ağacın arkasına sakladım. Yürümeye başladığında yine onu takip ettim. Eve vardığında apartmanın kapısının önünde durup tekrar arkasına baktı. Kendimi saklayıp bir süre bekledim. Kapı açılma sesi duyduğumda kendimi belli etmemeye özen göstererek onun olduğu yere baktım. İçeri girdiğini görünce saklandığım yerden çıktım.

-Üzgünüm Meleğim, seni üzdüğüm için çok üzgünüm. Kalbini yorduğum için, incittiğim için yüreğini... Ama telafi edeceğim. Beni tekrar sevmeni sağlayıp, seni kendime inandırdığım da her şey daha güzel olacak. Yeter ki yüreğindeki yerimi yine bana ayır. Beni yine yüreğine kabul et, dedim ve arabama yöneldim.

-------------------------------------------------------------------

ZÜMRA...

-Annem, dedim mutfaktan gelen mis gibi yemek kokularını takip ederek içeriye girerken.

-Zümra, kuzum uyandın mı?

-Çoktan, acıktım, dedim. Annem sıcacık gülümsemesini yüzüne yerleştirerek kollarını açıp beni kucakladı. Onun güvenilir sıcaklığı, melek gibi mis kokusu... Anne demek huzur, güven, mutluluk demekti. Çünkü her anne bir melekti ve yavrusunu kanatları altına alıp daima kötülükten korurdu.

-Daldın kuzum, dedi annem. Gülümseyip çıktım güven veren kanatları arasından.

-Hadi sen Gizem'e yardım et. Masayı hazırlıyor salonda, dedi. Elime aldığım tabaklarla mutfaktan çıkıp salona yöneldim. İçeriye girdiğimde babam ile konuşan bir Gizem görmeyi beklemiyordum.

-Bir tavla atarım Metin Amca var ya, hiç yenilmedim. Ama senin gibi üstatlar karşısında boynum kıldan incedir, dedi Gizem. Onun söylediklerine gülen babam beni fark edince yüz ifadesini sertleştirdi. Elimdekileri masaya yerleştirip kapıya yöneldiğim sırada babamın katı sesi doldurdu odayı.

HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now