Bölüm 63: kuşkular ve ihtimaller

Start from the beginning
                                    

Aslında şu an söyleyebilirdim ama Yalın'ın etkilenebileceğinden korkuyordum. En kötü ihtimal umutlanırdı ve ben bunu istemiyordum.

"Yok bir şey." Gözlerimi kaçırdım ve camdan dışarı bakmaya devam ettim.

Bana inanmadı ve yüzümü sakladığım saçlarımı geri çekti. "Olmuş bir şey."

"Olmadı." Dedim omuz silkerek. Başka bir konu olsaydı ona anlatırdım ama bunu babamla yalnızken sormak istiyordum.

"Yalancı." Küçücük gülümsedi ama diretmedi. Yanağımdan öptü ve başını omuzuma yasladı.

Dikiz aynasından babamla göz göze geldiğimizde bana sorarcasına baktı. Ondan da gözlerimi kaçırdım ve yolun bitmesini bekledim.

Yaklaşık on beş dakika sonra eve vardığımızda etrafta adamların olmadığını fark etmem uzun sürmedi. Etrafımızdaki tehlike bittiği için babam onları işten çıkarmıştı. Her şey normale dönmüştü ve bu çok tuhafı. Alışması zordu sanki.

Arabadan indik ve oyalanmadan eve girdik. Babamın yukarı çıktığını görünce beklemeden peşinden gittim. Odasına girdiğinde bende arkasından gittim ve kapıyı kapattım.

Babam peşinden geldiğimi anladığında gülümsedi ve beni kollarının arasına alarak sarıldı. "Ne zamandır sana şöyle kocaman sarılamadım. Güzel kızım benim."

Ellerimi babamın sırtına koydum ve başımı göğsüne yasladım. Babamın verdiği güven hissi farklı hissettiriyordu. Sırtımı yaslayabileceğim bir dağ gibiydi.

Onu üzeceğimi bilsem de başımı kaldırdım ve ona tereddüt içinde baktım. "Sana bir şey sormak istiyorum."

Yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve şefkatle gülümsedi. "Sor tabii kızım. Çekinme babandan."

"Hani o adam beni kaçırıp bir yetimhaneye yerleştirmişti ya." Sözlerime bu şekilde başladığımda yüzündeki ifade değişti ve ciddi bir hal aldı. Saçlarımı okşarken devam et der gibi baktığı için anlatmaya devam ettim. "Ya annemi de ölü gösterdiyse? Ya onu da uzak bir yere götürdüyse?"

Omuzları çöktüğünde bunları sorduğum için anında pişman oldum. Gözlerine bir hüzün ve öfke çökmüştü. Bu dediklerimle babamı üzmüştüm.

Bakışlarımı utanarak kaçırdım ve bir adım geriledim. "Özür dilerim. Saçma bir soruydu."

Gitmeme izin vermeyerek başımı tekrar göğsüne bastırdı ve saçlarımdan öptü. "Annene son kez ben veda ettim Yağmur. Böyle bir şey imkansız."

"Ama ya belki bana da yaptığı gibi annemi bizden saklıyorsa." Dedim umut etmeye devam ederek.

Ona umutla bakmaya başladığımda derin bir nefes alarak başını onaylarcasına salladı. "Bunu araştıracağım."

"Nasıl?" Diye sordum meraka.

"Orasını sen düşünme." Kollarını benden ayırdı ve telefonunu cebinden çıkararak bir şeyler yaptı.

Orasını düşünme demişti ama DNA testi için benim aklıma annemin mezarını açtırmaktan başka bir şey gelmiyordu. Bu kulağa çok kötü geliyordu ama başka bir şekilde hallolur muydu bilmiyordum.

"Ben gideyim o zaman." Dedim yerimde bir ileri bir geri giderek.

Moralimi düzeltmek için aynımı yaptı. "Git o zaman."

Ona son kez gülümsedikten sonra odasından çıktım ve bir kat daha çıkarak kendi odama girdim. Kafamı rahatlatmak için yarına olan derslerimi yapmaya karar vererek çalışma masama geçtim ve defterimi çantamdan çıkardım.

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now