Bölüm 36: sinirlenmeler ve gidişler

5.8K 426 52
                                    

100K olmuşuz ve geçmişiz de. Hepinize çok teşekkür ederim!

Keyifli okumalar!

⚡️

Babam telefonumu sinirle yatağa attı ve burun kemerini sıktı. "Ne zaman söylemeyi düşünüyordun!"

Korkuyla yerimde sıçradığımda Yamaç abim anında yanımda durdu ve bir kolunu bana sardı. "Ne oluyor baba?"

Babam ellerini açarak bağırmaya devam etti. "Ne olduğunu söyleyeyim! Kızıma o orospu çocuğundan mesajlar geliyor ama o bunu bana söylemiyor!"

Yamaç abim ve Yalın şaşkınlıkla bir bana birde yatağa fırlatılmış telefonuma baktı. İkisininde yüzünde şaşkınlık ifadesi vardı.

Babam konuşmadığımı fark ettiğinde ateş saçan gözlerle bana baktı. "Cevap ver Yağmur!"

"Ben..." Titreyen bir sesle sadece bu kelimeyi söyleyebilmiştim. Babamın bu tavrı beni korkutmuştu. Bana ilk defa bağırıyordu ve çok sinirli görünüyordu.

Onur babamın yanında durdu ve elini koluna koyup onu sakinleştirmeye çalıştı. "Üstüne gitme baba."

Yalın da diğer yanımda durdu ve elimden sıkı sıkı tuttu. "Korkmuştur."

Babam kolunu Onur'un tutuşundan kurtardı ve bana biraz daha yaklaştı. "Sen bana hiç mi güvenmiyorsun kızım? Babalığımı hissettiremiyor olabilirim ama bana güvenmeyecek kadar mı gösteremedim?"

Dediklerini reddetmek için başımı hızla iki yana salladım. Bu hayattaki en güvendiğim insanlardı. Birkaç gün kafalarını toparlamaları için söylememiştim.

Bunu saklamakla çok büyük bir hata yaptığımı şimdi fark ediyordum. Bu konu saklanılacak bir şey değildi. Kendimle birlikte ailemi de tehlikeye atmıştım.

Babam çöken omuzlarıyla önümde durmaya devam etti ve kendini açıklamaya çalıştı. "Söylesene kızım? Bana güvenmemeni sağlayacak ne yaptım ben sana?"

Dolu gözlerle başımı tekrar iki yana salladım ve titreyen dudaklarımı sonunda aralayabildim. "Ben söyleyecektim, yemin ederim."

Sırtını duvara yaslamış olan Rutkay abim sessizliğini bozdu. "Ne zaman söyleyecektin? Başına bir şey geldikten sonra mı?"

"Günlerdir araştırıyordunuz o adamı. Çok yorulmuştunuz, hepiniz çökmüştünüz. Bende birkaç gün de olsa mutlu olmanızı ve kafanızı boşaltmanızı istedim."

Babam bana hayal kırıklığıyla baktıktan sonra gözlerini diğerlerine çevirdi. "Eşyalarınızı toparlayın, gidiyoruz. Amcanlarınızın haberi var."

Babam yanımdan geçmek için yeltendiğinde önünde durdum ve kolunu tutarak beni anlaması için konuştum. "Özür dilerim, baba. Geri döndükten sonra söyleyecektim."

"Eşyalarını topla." Arkasını döndü ve bana başka bir şey demeden odadan çıktı.

Rutkay abim de babamın peşinden gittiğinde onu durdurmak için seslendim. "Rutkay abi." Ona seslenmeme aldırmadı ve durmak yerine babamı takip etmeyi tercih etti.

Gözlerime dolan yaşları daha fazla tutamadım ve ağlamaya başladım. Her şeyi berbat etmiştim. Ailemi tehlikeye atmış ve güvenlerini yıkmıştım.

Onur temkinlikle önümde durdu ve elini çeneme yerleştirdi. Ona bakmamı zorladığında dudaklarımın arasından bir hıçkırık kaçmıştı. Sağ elini başımın arkasına yerleştirip beni kendine çekti ve sol elini sırtıma koydu.

"Eşyalarınızı toparlayın hadi." Yalın ve Yamaç abiye doğru konuştuğunda onlardan bir ses gelmedi ama kapı kapandı. Böylelikle gittiklerini anlamam uzun sürmedi.

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now