Bölüm 49: pijama partileri ve cilt bakım rutinleri

3.8K 325 4
                                    

Aradan geçen süre boyunca bir kez olsun Yalın'dan ayırmadım kollarımı. O kadar güzel konuşmuştu ki kalbimi sıcacık etmişti.

Başımı kaldırdım ve ona alttan alttan bakarak mırıldandım. "Seni çok ama çok sevdiğimi söylemiş miydim?"

Avucunu yanağıma yerleştirdi ve baş parmağıyla okşadı. Alnımdan peş peşe öptü ve gülümsedi. "Bende seni çok seviyorum. İyi ki varsın Yağmur."

Serkay bizi burnunu kırıştırarak süzdü ve çenesini havaya dikerek başını başka bir tarafa çevirdi. "Ne bu sevgi pıtırcığı halleriniz. Böyle gözümüze gözümüze sokuyorsunuz. Kendinizi tatlı sanıyorsanız doğru sanıyorsunuz."

Yalın ona sırıtarak baktı ve heceleyerek konuştu. "Kıskanma."

Serkay yandan yandan bize baktıktan sonra yerinde hareketlendi ve üzerimize atladı. "Çok kıskandım!"

Pelin ve Poyraz da onun gazına gelerek üzerimize atladığında beşimiz kocaman bir sevgi yumağına dönüştük. Kahkahalarla gülüyor ve birbirimize sarılıyorduk.

Kapı çalındığında nefes nefese birbirimizden ayırıldık ama doğrulmadık. Üst üste yatmaya devam ettik ve gelen kişiye baktık.

Babam kapının aralığında elinde bir tepsiyle duruyor ve havaya kalkmış olan kaşlarıyla bize bakıyordu. Gülmemek için kendini zor tuttuğu belliydi.

Elindeki tepsiyi komidinin üzerine koydu ve tekrar kapıya adımladı. "Size atıştırmalıklar hazırladım. Pijamalarınızı giymenizi ve küçük bir parti vermenize izin veriyorum." Bize gülümsedikten sonra odadan çıktı ve kapıyı arkasından kapattı.

Serkay doğrularak tepsiyi kucağına aldı ve sırtını yatak başlığına yasladı. "Bu adama bayılıyorum ya."

"Kimin babası." Dedi Yalın gururla göğsünü kabartarak.

Serkay ağzına bir cips attı ve dolu dolu konuştu. "Amcama bak be! Her şeyden koymuş."

Gerçekten de her şeyden hazırlamıştı. Kaselerin içinde çeşit çeşit şey vardı. İki çeşit cips, çerez, çikolata ve meyve vardı. Elinden geleni yapmıştı bizi mutlu etmek için.

Babama sıkı sıkı sarılmayı aklımın bir köşesine not ettim. Bazen ona yeteri kadar sevgimi gösteremediğimi düşünüyordum. Ona daha sık söylemeliydim onu çok sevdiğimi.

"Yatakta yemeyelim ama, günah." Dedi Pelin cipslere anında girişmiş olan Serkay'a onaylamaz bakışlar atarak.

Yalın yataktan atladı ve üzerini düzeltti. "Ben aşağıdan karton tabaklar getireyim. Evde olacaktı."

"O olur bak." Dedi Pelin onu onaylayarak.

Yalın odadan çıktı ve bizi yalnız bıraktı. Serkay yemeye devam ederken biz üçümüz uslu uslu beklemeye başladık. Birkaç dakika sonra Yalın geldiğinde karton tabakları dağıtmış ve yatağın boş tarafına geçmişti. Neyseki yatağım iki kişilikti de hepimiz sığıyorduk.

"Keşke önce pijamalarımızı giyseydik. O zaman gerçekten bir parti olurdu." Dedi Poyraz üzerindeki eşofmanı süzerek.

Pelin ikizinin paçasını çekiştirdi ve bilmişçesine konuştu. "Eşofman da pijama yarısıdır."

Serkay ağzındakileri yuttuktan sonra işaret ve orta parmağıyla Pelin'in yanağını sıktı. "He he."

Pelin yüzünü buruşturarak Serkay'ın elini geriye ittirdi. "Çek o yağlı ellerini."

Bu hallerine gülümsedim ve meyve kasesinden bir parça elma alıp ağzıma attım. Babam hazırladığı için daha da tatlıydı tadı.

Telefonum titrediğinde çaktırmadan ekrana baktım. Mesajın Doğu'dan geldiğini görünce belli etmemeye çalışarak gülümsedim.

Yalnızlığımı alamaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin