Bölüm 6: takip etmeler ve bir işler

13.3K 754 9
                                    

Selaaaaaam!

Aradan birkaç gün geçti ama altıncı bölümle karşınızdayım. Sınavlarım vardı, o yüzden bölüm yükleyemedim.

Hatta yarın kimya sınavım var. İyi geçer inşallah. Yemin ediyorum bıktım kimyadan.

Neyse. Keyifli okumalar!

⚡️

Rutkay'ın anlatımıyla

Yağmur yanımdan geçip gittiğinden beri yerime çakılı kalmıştım. Ona her baktığımda anneme ne kadar benzediğini görüyordum. Bu özlemime daha çok özlem katıyordu.

Yamaç gözlerini kısarak Yağmur'un arkasından baktı ve dudaklarını araladı. "Takip edelim."

Ne demek istediğini tam olarak anlamış mıyım diye sordum. "Ne?"

Bana kararlı bir şekilde baktı. "Duydun abi. Onu takip edelim. Akşam akşam kardeşimi tek başına bırakmam ben."

Yamaç'ın onu hemen kardeşi olarak benimsemesi beni mutlu ediyordu. Henüz DNA testi yapılmamıştı ama gerçek bariz bir şekilde ortadaydı.

"Edelim." Onu onayladıktan sonra beklemedim ve araya mesafe bırakacak şekilde Yağmur'u takip etmeye başladım. Yamaç da yanımda yerini almıştı.

"Bulabildiniz mi babamı kimin aradığını?" Diye sordu Yamaç kısık bir sesle.

Birde o konu vardı tabii. Yağmur'un varlığını bir telefon görüşmesinden öğrenmiştik. Babamı birkaç ay önce gizli bir numara aramış ve kızının yaşadığını söylemişti.

Yağmur'un doğumda öldüğünü biliyorduk. Annemin hamileliği riskli bir hamilelikti ve doğumda da birkaç tane komplikasyon oluşmuştu. Hatta annem ve babam da küçük bebeğin hareketsiz halini görmüştü.

O günden sonra annem bir daha toparlanamaz hale gelmişti. Küçük kızının ölümü onu yıkmıştı. Babam annem için ayakta durmak zorunda kalmıştı.

Numara babamı aradığında ilk önce inanmak istememiştik. Ama Yağmur'un bize olan benzerliğini ve doğduğu yılı anlattığında inanır gibi olmuştuk. Onu gerçekte gördüğümüzde ve birazcık araştırdığımızda ise şüphelerimiz gitmişti. Dna testini yaptığımızda her şey yerine oturacaktı.

Sadece tek bir soru vardı. Yağmur'u neden ve kimin ölü gösterdiğiydi. Babam telefonun ardındaki kişiye kim olduğunu sorduğunda telefon kapanmıştı. Tek bildiğimiz şey arayanın bir adam olduğuydu.

Şüphelerimiz vardı ama o şüphelerin doğru çıkmasından korkuyorduk.

Düşüncelerimden sıyrılarak Yamaç'ın sorusunu cevapladım. "Hala bulamadık, ama gece gündüz çalışıyorlar."

Yamaç'ın omuzlarının çöktüğünü gördüm. "Arayan kişi büyük ihtimalle Yağmur'u bizden alan kişi. Değil mi?"

Sıkıntıyla nefesimi vererek başımı salladım. "Öyle görünüyor."

Yerde duran bir taşa tekme attı ve sıkılı dişlerinin arasından konuştu. "Kim neden böyle bir şey yapsın ki?"

"Bilmiyorum Yamaç, kafam allak bullak." Dedim alnımı ovarak.

Bu konuşulan tek şey oldu. Yağmur onu takip ettiğimizden habersiz bir şekilde yürüdü, bizde onun peşinden gittik. Bu soğukta o kadar yürümek zorunda olması beni sinirlendirmişti.

Benim için uzun gelen bir süreden sonra evine gelmiştik. Bunun için ara sokaklardan geçmek zorunda kalmıştık. Gözümü hiç tutmayan sokaklardı.

Yalnızlığımı alamaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin