Bölüm 55: kırgınlıklar ve küskünlükler

3.4K 364 53
                                    

Çöken omuzlarla tekrar salona girdiğimde abimin bir o yana bir bu yana dolandığını gördüm. Kendi kendine sinirle bir şeyler mırıldanıyordu.

Yalın durduğu yerden ne yapacağını bilemiyor gibi bakıyordu. Beni gördüğünde yanıma gelmiş ve kolunu omzuma sarıp başımı göğsüne çekmişti.

Abim de geldiğimi görmüş olacak ki volta atmayı kesti ve karşımıza geçti. "Ne zamandır birliktesiniz?"

Daha fazla sinirlenmesin diye başımı Yalın'ın göğsünden kaldırdım ve ona suçlulukla baktım. "Yaklaşık bir aydır."

Alayla kahkaha attı ve kendi kendine son dediğimi birkaç kez tekrarladı. Ardından Yalın'a döndü. "Sende biliyordun."

Yalın uzatmayarak başını salladı ama kolunu omuzumdan ayırmadı. "Biliyordum."

"Hadi Yağmur'u anladım. O Doğu olacak ite kandı! Sen peki Yalın? Bildiğin halde susup buna göz mü yumdun?"

Konuştuğu dili beğenmediğim için cesaretimi toplayarak onu uyardım. "Doğu hakkında öyle konuşma. Çok kırıcısın."

Bana hayretle baktı ve kendini gösterdi. "Ben mi kırıcıyım. Şu haline bak Yağmur! Sen ve Doğu ne alaka! En yakın arkadaşımla nasıl birlikte olursun!"

Artık bende sinirlenmeye başladığımda ağzıma geleni söyledim. "Onu seviyorum çünkü!"

Bana inanamıyor gibi baktıktan sonra elini dağılmış siyah saçlarından geçirdi. "Hangi ara sevdin! Daha bize bile zar zor alışmışken hangi ara sevdin onu!"

"Bilmiyorum! Bir anda oldu işte!" Dedim ellerimi iki yana açarak.

Bana öfkeyle baktı ve işaret parmağını bana doğru salladı. "Çünkü senin aklını çeldi!"

Ellerimi saçlarımdan geçirdim ve derdimi açıklamaya çalıştım. "Öyle bir şey yok! Bana ilk başta benden hoşlandığını söylediğinde onu geri çevirdim! Senin arkadaşın diye bu bana yanlış gelmişti! Üstelik size de yeni kavuşmuşken bunu istemedim!"

"Şimdi ne değişti peki!" Diye sordu öfkeden kıpkırmızı olmuş bir suratla.

Yaşadığım sinirden ve üzüntüden tekrar ağlamaya başladığımda kendimi tutmadım ve düşüncelerimi dile getirdim. "Mutlu olmak istedim, tamam mı! Doğu'yu seviyorum ve ona bir şans vermek istedim!"

Söylediğim şeylerden ötürü biraz duruldu ama beni alayla alkışlamayı ihmal etmedi. "Sana gerçekten inanamıyorum."

Yalın beni desteklemek için bir adım öne çıktı ve abimi yatıştırmaya çalıştı. "Sevmek ayıp değil."

Yalın'ın söyledikleri işe yaramamış olacak ki merdivenleri gösterdi. "İkiniz de susun ve gözüme gözükmeyin."

"Abi." Dedim onunla normal bir şekilde konuşabilmek için.

Burun kemerini sıktı ve bana bakmayıp karşıda duran dolaba baktı. "Git Yağmur. Şu an çok sinirliyim ve kalbini kırmak istemiyorum."

Hissettiğim üzüntü boyumu aştığında görmeyeceğini bile bile başımı salladım ve merdivenlere adımladım. Yalın da peşimden geldiğinde beraber yukarı çıkıp odama girdik ve kapıyı kapattık.

Yalın hayret ederek yatağıma oturdu ve şaşkınlıkla konuştu. "Sinirleneceğini biliyordum ama bu kadarı da normal değil. Resmen çocuğun dudağını patlattı."

Aklıma Doğu'nun yüz ifadesi geldiğinde cebimden telefonumu çıkardım ve ona ardı ardına mesaj attım. Nasıl olduğunu merak ediyordum.

Yağmur: İyi misin Doğu?

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now