Bölüm 61: uyanmalar ve öfkeler

2.9K 310 27
                                    

Günün ikinci sürprizi. Hemde daha uzunu.

⚡️

Gözlerimi araladığımda havanın aydınlandığını gördüm. Güneş yavaş yavaş doğuyordu ve ışınlarını camdan odama salıyordu.

Etrafıma sarılı olan kollar hissettiğimde zor da olsa döndüm ve Yalın'ın uyuyan yüzüyle karşılaştım. Kollarını etrafıma sıkı sıkı sarmıştı, kaçmamdan korkar gibi.

Onu uyandırmamaya çalışarak kollarından sıyrıldım ve yataktan kalktım. Dolabımın önünde durdum ve giyebileceğim kıyafetler seçtim. Doğu'yu görmek için hastaneye gidecektim.

Elime ince bir kazak ve bol bir kot pantolon aldıktan sonra banyoya geçtim. Aynanın karşısında durduğumda çökmüş yüzümü inceledim. Gözlerim kan çanağına dönmüştü ve şişmişti. Yüzüm solmuştu.

Başımı iki yana salladım ve daha fazla oyalanmamak için hızla duş aldım. Hemencecik Doğu'nun yanına gitmek istiyordum. Varlığımı hissetsin istiyordum.

Üzerimi hemencecik giyindikten sonra saçlarımı taradım ve yüzümün önüne gelen tutamları kulaklarımın arkasına sıkıştırdım. Tekrar odama geçtim ve yanıma bir çanta alarak içine gerekli olan eşyaları yerleştirdim.

Çıkardığım seslerden ötürü Yalın yüzünü buruşturduğunda daha sessiz olmaya çalıştım. Ama çabam işe yaramamış ve Yalın uyandıktan sonra doğrulmuştu.

Hazırlanmış halimi gördükten sona kaşlarını kaldırdı. "Hastaneye mi gidiyorsun?"

"Doğu'yu görmeye gidiyorum." Onu başımı sallayarak onayladım ve geriye kalan eşyalarımı çantama yerleştirdim.

Yüzü ciddi bir hal aldığında çantamı omuzuma taktım ve ona sorgularcasına baktım. Yalın bu bakışlarımı görmüş ve gözlerini kaçırmıştı.

Onun bu tavrını görmezden gelerek odamdan çıktım ve hızlı adımlarla aşağıya indim. Koltukta oturan babamı gördüğümde olduğum yerde durdum ve onu inceledim.

Kıyafetleri darmadağındı. Bütün gece uyumadığı belliydi. Saçları dağılmış ve yüzü solmuştu. Omuzları çökmüştü ve çok yorgun görünüyordu.

Babam başını kaldırdığında beni gördü ve gülümsemeye çalıştı. Dudakları biraz kıvrıldıktan sonra eski hallerini almıştı. Babam bu birkaç saat içinde çökmüştü.

Merdivenlerden adım sesleri geldikten sonra Rutkay abim salonda belirdi. Yanıma gelip kolunu belime sardı ve şakağımdan öptü. "Gidelim mi hastaneye?"

"Gidelim." Dedim başımı sallayarak.

"Bizde bir iki saate geliriz." Babam oturduğu yerden kalktıktan sonra merdivenleri yorgunca adımladı ve yukarı çıktı.

Abimle evden çıktık ve arabaya bindik. İkimiz de konuşmadık. Abim arabayı sürerken ben dışarıyı izliyordum. Doğu'yu bütün akşam yalnız bıraktığım için içim hiç rahat değildi. Hastanede amcalarım ve Yamaç abim kalmıştı ama bende kalmak istemiştim.

Abim arabayı bir pastanenin önünde durdurduğunda arabadan indi ve birkaç dakika sonra elinde bir poşetle tekrar bindi. Aldıklarını kucağıma bıraktı ve arabayı tekrar çalıştırdı. "Bir şeyler ye."

Dünden beri bir şey yememiştim ama aç değildim. Boğazımdan hiçbir şey geçmediği içim omuz silktim. "Canım istemiyor."

"Lütfen Yağmur." Dedi derin bir nefes vererek.

Canım istemesede onu uğraştırmak istemediğim için kese kağıdından bir poğaça çıkardım ve ısırdım. Zorla çiğnedikten sonra yuttum ve geriye kalanını da zorla yedim.

Yalnızlığımı alamaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin