Bölüm 10: yeni evler ve yabancı hissetmeler

13.1K 670 60
                                    

Bölüme geçmeden önce kısacık bir şey söylemek istiyorum.

Dün abi kitaplarında gezinirken Mavera adlı bir kitaba rastladım. Baş karakter kız kitabın başında bir kafede çalışıyor ve bir yıldır okula gitmemiş. Bu hikayenin başı da bir kafede geçiyor ve kız bir yıldır okula gitmemiş. Abi kitapları birbirine benzer ama söylemesem aklıma çok takılırdı.

Belirtmek istiyorum ki hiçbir şekilde çalıntı yoktur. Bu kitaba başlamadan önce Mavera'dan haberim yoktu.

Belki haberiniz yoktu veya benzetmemiş olabilirsiniz. Ama bunu yine de bilmenizi istedim. İçim rahat etmeyecekti yoksa.

Söyledim ve rahatladım. Şimdi bölüme geçebiliriz!

⚡️

Kaç dakikadır salonun ortasında duruyordum bilmiyorum. Az olan eşyalarımı toplamış ve bir çantanın içine sıkıştırmıştım. Daha sonra evi son gez gezmiş ve kendimi burada bulmuştum.

Bu sessizliğin içinde durdukça kafamın içindeki sesler artıyordu. Yıllarımı geçirdiğim bu evde asla yüzüm gülmemişti ve bu gerçek sanki şimdi yüzüme çarpıyordu.

Sadece unutmak isteyeceğim anılar vardı.

Bu evde çığlık ve bağırış seslerinden başka bir şey olmamıştı. Kerim'in bizi dövdüğünü, üvey annemin intahar ettiğini ve Kerim'in üzerime uyguladığı şiddeti unutmak istiyordum.

Kendimi içi boş bir kutu gibi hissediyordum. Hissizdim sanki. Gözlerimi kırpmadan üvey annemin kendini astığı tavana bakıyordum.

O varken her şey daha çekilirdi. Bana hep nötr davranırdı, ne sever ne de nefret ederdi. Onun için ev işlerinde yardımcı olan bir kukladan farksızdım.

Ceylan'ın ölü bedenini ilk ben bulmuştum. Okuldan gelmiş ve salona bir kez bile bakmadan odama girmiştim. Üzerimi değişmiş ve derslerime sarılmıştım.

Derslerime hep önem veren bir kızdım. Kafamı dağıtmak için deli gibi ders çalışırdım ve bu beni mutlu ederdi. Yaşadığım hayattan biraz da olsa beni soyutlardı.

O gün de öyle olmuştu. Kendimi ders çalışmaya kaptırmış ve saatler sonra anca bırakabilmiştim. Kerim evde olmadığı için bu fırsatı yakalayamazdım. Üvey annemden de ses seda çıkmamıştı zaten.

Akşam yemeği yapma saati geldiğinde odamdan çıkmış ve salona girmiştim. Girer girmez de Ceylan'ın tavandan sarkan ölü bedenine rastlamıştım. Boynundaki ip boynunu mosmor yapmıştı ve gözleri kapalıydı. Bir hayaletten farksızdı.

Onu tutmak için koşmuş ama tutamamıştım. Bedeni ağır gelmişti. Evden bir hışımla çıkmış ve bağırarak komşulara haber vermiştim. O zamanlar telefonum olmadığı için ambulansı arayamamış ve komşuların aramasını beklemiştim.

Ben okuldan sonra direkt odama girmeseydim belki de Ceylan'ı kurtarma şansımız olurdu. Bunu asla öğrenemeyecektim.

Tüm bunlar sadece bir sene önce yaşanmıştı.

Dün gibi hatırlıyordum her şeyi. Unutmak istiyordum ama hatırlıyordum. Beynimden kazıyıp çıkarmak istiyordum ama yapamıyordum.

Anılar bir bir zihnime doluşmaya başladığında kalp atışlarımın hızı arttı. Duvarların üstüme geldiğini hissettiğimde koridora bıraktığım çantamı kaptım ve kendimi bir hışımla dışarıya attım.

Biraz yürüyüp kaldırımın üzerine oturdum ve çantama sarıldım. Gözlerimi yumdum ve bir an önce buradan kurtulmayı diledim.

Bir araba sesi duyulduğunda gözlerimi açtım ve bana doğru gelen Asaf bey ve Rutkay'ı gördüm.

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now