Bölüm 53: yorgunluklar ve dokunuşlar

3.5K 311 27
                                    

Telefonuma gelen mesajlarla yutkunmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Ellerim panik ve korkudan titremeye başlamıştı.

Haftalardır sesi çıkmıyor derken yine mesaj atmıştı. Tam her şeyden kurtulduk, bize sataşmıyor derken yine bizi bulmuştu.

Tekrar yutkunduktan sonra sesimi toparlamaya çalışarak babama seslendim. "Baba."

Gözlerini yoldan alıp bana çevirdiğinde gerginlik dolu yüz ifademi gördü. Elimdeki telefona baktığında dişlerini sıktı ve arabayı sağa çekti.

Elini telefonu vermem için uzattığında verdim ve ona büyük bir stresle baktım. Gözleri ekranda oyalanıyor ve mesajları tekrar ve tekrar okuyordu.

Okumayı bitirdiğinde gözlerini bir süre yumdu ve burun kemerini sıktı. Gözlerini tekrar açtığında sinirle dişlerini sıktığını fark ettim.

Telefonumu elime verdi ve kendi telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı. Bir süre sonra direksiyona abandı ve arabayı sürmeye devam etti.

Çok şey sormak istiyor ama susuyordum. O adam tam bizimle uğraşmıyor derken yine mesajlar atmaya başlamıştı. Her şeyi nereden biliyordu hiçbir fikrim yoktu. İşler artık çığrından çıkmaya başlamıştı.

Attığımız her adımın farkındaydı. Annemi görmeye geldiğimizi biliyordu. Ama en büyük sorun nereden bildiğiydi. Bizi çok yakından tanıyor ve izliyor olmalıydı. Başka bir açıklaması yoktu çünkü.

Uzun bir sessizliğin ardından eve vardığımızda babam adamlarını bir kenara çekti ve bir şeyler söylemeye başladı. Ses tonundan ve yüz ifadesinden sinirli olduğu anlaşılıyordu.

İşini bitirdiğinde adamlar dağıldı, babam da yanıma adımladı. Eve girdiğimizde bizi abilerim karşıladı. Neler olduğunu biliyor gibi bakıyorlardı.

Babam bize bir bakış atmadan merdivenlere ilerledi ve gözden kayboldu. Onur ve Rutkay abim de hızla peşinden ilerlemişti.

Yamaç abim oturduğu yerden kalktı ve yanıma gelip beni kollarının arasına aldı. Saçlarımdan birkaç kez öptü. "Endişelenme."

Başımı salladım ve yanağından öptüm. Onun da endişelendiğini biliyordum ama bunu belli etmemek için elinden geleni yapıyordu. Bu evdeki herkes gibi.

Abimden ayrıldım ve gözlerimi etrafta gezdirdim. "Yalın odasında mı?"

Başını sallayarak beni onayladı ve yanağımı sevdi. "Mesaj konusunu duyunca odasına çekildi."

Derin bir nefes verdim ve abimin yanından ayrılıp merdivenleri çıkmaya başladım. "Ben ona bir gidip bakayım."

Yukarı çıktıktan sonra odama girdim. Rahat kıyafetler seçtikten sonra banyoya girdim ve kendimi rahatlamak için suyun altına girdim.

Duşta oyalandıktan sonra seçtiğim kıyafetleri üzerime geçirdim. Elime tarağımı ve kurutma makinemi aldıktan sonra odamdan çıktım ve Yalın'ın odasının önünde durup kapıyı çaldım.

İçeriden ses gelmeyince bir şey demeden odasına girdim ve kapıyı arkamdan kapattım. Yalın çalışma masasında oturuyor ve dümdüz annemizin fotoğrafına bakıyordu.

Birkaç adım atıp odanın ortasında durdum ve elimdekileri havaya kaldırdım. "Saçlarımı kurutabilir misin?"

Yalın gözlerini fotoğraftan çekti ve bir bana birde elimdeki eşyalara baktı. Dudakları kıvrıldığında başını salladı ve ayağa kalkıp yatağına oturdu. "Gel."

Benimle konuştuğu ve kendini kapatmadığı için mutlu bir şekilde karşısına oturdum ve sırtımı ona döndüm. Saçlarımı da sırtıma atmıştım kurutabilmesi için.

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now