Bölüm 24: hastaneler ve battaniyeler

10.2K 590 62
                                    

20K olmamıza çok az kalmış! Herkese çok teşekkür ederim!

Keyifli okumalar!

⚡️

Doktor sonunda Yalın'ın olduğu odadan çıktığında hepimiz ayaklandık ve ağzından çıkacak olan kelimeleri merakla bekledik.

"Hastanın durumu iyi."

Mutlulukla gülümsedim ve yanımda duran Rutkay abime sarıldım. Yalın iyiydi, hiçbir şeyi yoktu.

O kadar çok stres yapmıştım ki dediklerini yarı buçuk anlıyordum. Tahmin ettiğim gibi kalp krizi geçirdiğini duyduğumda dinen gözyaşlarım tekrar akmaya başladı.

"Gerekli tetkikleri yaptım. Her şey yolunda. Bu akşam burada kalsın. Yarın taburcu olabilir. Onu çok yormamak şartıyla görebilirsiniz."

Bunu duyduğum an jet hızıyla odaya daldım ve sırtını yatak başlığına dayamış olan Yalın'a yavaşa sarıldım. "İyi misin?"

Sağ elini sırtımda gezdirirken sol elini saçlarımda gezdirdi. "İyiyim Yağmur, ağlama artık."

Başımı salladıktan sonra ondan ayrıldım ve gözyaşlarımı sildim. Bana gülümsemiş ve ıslak yüzümü kurulamama yardım etmişti.

Yatağın yanındaki sandalyeye geçtiğimde ilk babam olmak üzere herkes teker teker Yalın'la görüşmüştü. Daha sonra amcalar ve babam bir koltuğa otururken, abilerim ve Onur da diğer koltuğa oturmuştu. Kuzenlerse ayakta kalmıştı.

Engin amca bacaklarına vurduktan sonra gözlerini Yalın'la aramda gezdirdi. "Herkes kendine geldiğine göre ne olduğunu anlatın."

"Taburcu olmasını mı bekleseydik." Diye mırıldandı Kayhan abi.

Engin amca onu reddetti. "O kadar zamanımızın olduğunu düşünmüyorum."

Yalın derin bir nefes aldı ve olanları anlatmaya başladı. "Babamların acil bir toplantıları olduğu için yürüyüp bir taksi bulmaya karar verdik. Kuzenler gittiği için onlara haber veremedik. Yoksa amcamlar bırakırdı bizi eve."

Elimi tuttuğunda benim konuşmamı istediğini anladım ve devam ettim. "Yürürken birden bir adam çarptı bana. Yüzünü göremedik çünkü yanımızdan hızla geçip gitti. Yere bir kağıt düşürdüğünü gördüğümde elime aldım, ama kağıdını üzerinde bir şey yazıyordu." Yamaç bana güç vermek için elimi sıktığında zorla konuştum. "Annenizi ben öldürdüm yazıyordu."

Odada bir sessizlik meydana geldiğinde başımı korkuyla ellerimizden kaldırdım. Herkes suspus olmuştu ama büyük bir öfke hissettikleri buradan anlaşılıyordu.

"Kağıt yanınızda mı?" Diye sordu Ardıç amca sıkılı dişlerinin arasından.

Sulu gözlerle başımı salladığımda ayağa kalktı ve montumun cebinden çıkardığım notu uzattığımda aldı. Tekrar babamın yanına geçti ve herkesin okuyabileceği bir hizada tuttu.

Babam notu okuduğunda bir hışımla ayağa kalktı ve odada volta atmaya başladı. Bir yandan da öfkeyle bağırıyordu. "Karımı elimden alan çocuklarıma ne yapar! Yağmur'u bizden koparan da o! Orospu çocuğu durmayacak!"

Rutkay abim ayağa kalktı ve onu durdurmaya çalıştı. "Sakin ol baba."

"Neyin sakin olmasından bahsediyorsun sen Rutkay! Adam çocuklarımı takip etmiş! Bas bayağı tehdit ediyor!"

Ardıç amca ayağa kalktı ve elini babamın omuzuna yerleştirdi. "Şu an en önemli olan şey sakin olmak."

Babamın göğsü sinirden hızla kalkıp iniyordu. Yine de sakinleşmeye çalışarak başını salladı ve nefeslerini düzene sokmaya çalıştı.

Yalnızlığımı alamaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin