Bölüm 56: barışmalar ve yüzleşmeler

Start from the beginning
                                    

Ondan ayrıldım ve gözlerine biraz utanarak baktım. "Yağmur sana azıcık küsmüştü ama geçti."

Yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve gülümsedi. "Geçtiyse sorun yok."

Beni tersleyeceğinden korksam da yine de sormadan edemedim. "Doğu'yu da affedersin, değil mi?"

Derin bir nefes aldıktan sonra omuzlarını düşürdü. Benim endişeli yüz ifademi gördüğünde ise saçlarımı karıştırdı. "Eninde sonunda affederim."

Şansımı zorladığımı bile bile sevimli bir şekilde gülümsemeye çalıştım. "Hemen affet. Üzülür sonra."

Gözlerine farklı bir ifade çöktü. Yeni yeni fark ediyormuş gibi mırıldandı. "Çok mu seviyorsun Doğu'yu?"

Bunu abime söyleyeceğim için utansamda başını onaylarcasına salladım. "Hıhı."

Sıkıntıyla nefesini verdi ama bir şey demedi. Nemli gözlerimi ince kazağının kollarıyla kuruladı ve alnımdan öptü. "Uyku saatin geldi."

"Ne zamandan beri uyku saatim var?" Diye sordum gülümsememi gizleyemeden.

"Bugünden beri." Omuzlarımdan hafifçe ittirdi ve yatağıma uzanmamı sağladı. Yorganı üzerime güzelce örttü ve ayaklandı. "İyi uykular."

"Sana da." Dedim küçücük gülümseyerek.

Bana son kez gülümsedikten sonra kapıya doğru adımladı ve odamdan çıktı. Çıkarken de kapıyı kapatmış ve beni yalnız bırakmıştı.

Bana gülümsemişti ama hala kırgın ve kızgın olduğunu biliyordum. Sadece bana göstermek istemiyor ve olanları kendi içinde sindirmeyi bekliyordu.

Bugün yaşananlardan dolayı çok üzülmüştüm ama günün sonunda abimle konuşarak rahatlamıştım. Umarım gelen günlerde de bu rahatlama devam ederdi.

⚡️⚡️⚡️

"İstemiyorum baba! Henüz hazır değilim!" Dedi Yamaç abim kendini yüzüncü defa açıklamaya çalışarak.

Babam oturduğu koltuktan kalktı ve Yamaç abime sabır diler gibi baktı. "Doğu ve babası bu akşam gelecek. Konu kapanmıştır."

Yamaç abim oturduğu koltukta doğruldu ve babama inanamayarak baktı. "Birkaç gün daha bekleyemedin mi Allah aşkına!"

Babam onu takmadı ve diğer abilerime de karşın konuştu. "Cahit'le de olanları güzelce konuşalım. Çocukları bir yan yana görelim."

"O şimdi çok mutludur zaten baba." Dedi Onur abim gözlerini devirerek.

Haklıydı da. Doğu'ya babasının sevgili olduğumuzu bilip bilmediğini sorduğumda bildiğini ve bizim adımıza çok mutlu olduğunu söylemişti. Bu bizi çok sevindirmiş ve güldürmüştü.

"Ben şimdi akşam yemeğini hazırlamaya gidiyorum. Yamaç, sen kendine çeki düzen veriyorsun. Yağmur, sende bana yardım ediyorsun." Başka bir şey dememize izin vermeden bize arkasını döndü ve mutfağa girdi.

"Bende meraklı değilim o Doğu'ya ama katlanacağız artık." Dedi Onur abim düzeltemediği çatık kaşlarıyla.

"Ben babama yardım edeyim." Dedim yanlarından kaçmak için.

Yamaç abim sinir ve alay karışımı yüz ifadesiyle bana baktı ve beni kışkışladı. "Git tabii git. Sevdiceğin gelecek ya."

Rutkay abim tek kaşını kaldırdı ve tehditkar bir şekilde baktı Yamaç abime. "Uğraşma."

Rutkay abim ve Yalın'a gülümsedikten sonra mutfağa girdim ve ellerimi yıkadım. Babam o sırada malzemeleri hazırlıyordu.

Ellerimi yıkamayı bitirdiğimi görünce elindeki domatesleri bana verdi ve yaptığı işe geri döndü. "Sen domatesleri yıka kızım."

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now