Bölüm 53: yorgunluklar ve dokunuşlar

Start from the beginning
                                    

Gece lambasının fişini çektikten sonra kurutma makinesinin fişini taktı ve doğruldu. Eline tarağımı aldığında makineyi çalıştırdı ve saçlarımı kurutmaya başladı.

Hissettiğim rahatlamayla ve sevgiyle gözlerimi yumdum. Yalın'ın dokunuşları o kadar hafifti ki hissetmiyordum neredeyse. Canımı yakmamak için elinden geleni yapıyordu.

Bir süre sonra makineyi kapatıp fişten çekti ve saçlarımı güzelce taradı. Üç tutam haline getirdiği saçlarımı örmeye başladığında gülümsemeden edemedim.

Örgümü omuzumun üzerinden sarkıttı ve başımın arkasından öptü. "Bitti."

Ona döndüm ve bağdaş kurarak oturdum. Örgüme dokundum ve kocaman gülümseyerek konuştum. "Yine çok güzel ördün."

Tam dudaklarını aralayacakken kapı birden açıldı ve kuzenlerimiz içeri girdi. Serkay, Poyraz ve Pelin yan yana durdular ve bize bakmaya başladılar. Sanırım saç kurutma makinesinden dolayı duymamıştık geldiklerini.

"Ne haber." Dedi Yalın yorgunca gülümseyerek. Her şeyden sıkılmış gibi bir ifade vardı yüzünde. Gülümsemesinde bir eğrelti vardı.

Serkay ilk defa ne yapacağını bilemeyerek elini kahve saçlarından geçirdi ve gözlerini odada gezdirdi. "İyidir, senden?"

Yalın sorusuna cevap vermeden omuz silkti ve yorganıyla oynamaya başladı. Morali bozuktu. Herkesin morali bozuktu. Bir gülüyorsak iki ağlıyorduk çünkü.

Pelin salık bıraktığı saçlarından parmaklarını geçirdi ve dudağını ısırdı. "Benim de saçlarımı örer misin Yalın."

Yalın yatağın boş bir yerine vurdu ve gülümsemeye çalıştı. "Örerim tabii."

Pelin bunu demesini bekliyor olacak ki anında hareketlendi ve Yalın'ın yanına oturdu. Demin benim de yaptığım gibi sırtını ona çevirdi ve saçlarını sırtına attı.

Serkay da ayakta durmak istemeyerek yatağa oturdu ve gözlerini bana çevirdi. "Seninki de burada, aşağıda."

Kalbim kimden bahsettiğini anladığında yine hızla atmaya başladı. Aşağıda olduğu gerçeği heyecanlanmama bile yetiyordu.

Doğu evdeydi ama ben ona gidip sarılamıyordum bile. Babamın ve abilerimin verecekleri tepkiler yüzünden ilişkimizi kendime, Yalın'a ve kuzenlerime saklıyordum.

Yalın bu sefer alayla kıvırdı dudaklarını. Bir yandan da Pelin'in saçlarını yapmaya başlamıştı. "Babam herkesi çağırmıştır yine. Sanki bir şey buluyorlarmış gibi."

Pelin'in omuzları çöktü. "Öyle deme. Ellerinden geleni yapıyorlar."

"O zaman neden değişen bir şey yok?" Diye sordu Yalın sıkılı dişlerinin arasından.

Poyraz ayakta durmayı bırakarak Yalın'ın sandalyesine geçti ve bize doğru oturdu. "Belki de bizden saklıyorlar."

Yalın burnundan nefeslenerek güldü ve başını iki yana salladı. "Sanmam."

Yalın'ın iki tane örgü yaptığını gördüğümde ayağa kalktım. "Bir toka daha getireyim."

"Yalın ben istediğim için hep iki tane yapar. Bu küçüklükten beri böyle." Dedi Pelin gülümseyerek.

İçimde bir burukluğun yeşerdiğini hissettim. O adam beni ailemden koparmasaydı Yalın benim de küçükken saçlarımı örerdi. Kuzenlerimle birlikte çeşit çeşit oyunlar oynardım.

Üzüntümün beni ele geçirmesini istemeyerek başımı hayali bir şekilde iki yana salladım ve odadan çıktım. Kendi odama girdikten sonra aynı türden iki tane toka aldım ve kapıya adımladım.

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now