Bölüm 51: heyecanlar ve tebessümler

Start from the beginning
                                    

Yalın bu dediğiyle sarıldığımızı yeni fark etmiş gibi beni anında yanına çekti ve kolunu omuzuma attı. Daha sonra da nispet yaparcasına saçlarımdan öptü.

Serkay kısık gözlerle ikizine bakmakta olan Pelin'e yaklaştı ve dişlerinin arasından mırıldanarak konuştu. "Beğendin mi yaptığını. Çocuk birden kıskanmaya başladı."

"Hep kıskanıyor zaten. Ama Yağmur'u mutlu görmek onu da mutlu ettiği için susuyor." Dedi Pelin bilmiş bir ifadeyle.

Yalın da bu dediklerini onaylıyor olacak ki başını salladı ve tekrar öptü saçlarımdan. "Seni mutlu görmek en çok sevdiğim şey."

Bu dediği çok tatlı olduğu için sevgimi ona göstermeye çalıştım. "Bende seni çok seviyorum."

Serkay bize burnunu kırıştırarak baktı ve ileride bekleyen adamlarda gezdirdi gözlerini. "Gözüme sevgi pıtırcığı hallerinizi sokmayı kesin. Artık gerçekten eve gitmeliyiz."

Yalın yürümeye başladığında omuzumun üzerinden hemencecik Doğu'ya baktım ve ona el salladım.

Kocaman gülümseyerek bana karşılık verdi ve dudaklarını oynattı. "Görüşürüz."

Kuzenlerim de peşimizden gelmeye başladığında mutlulukla tekrar önüme döndüm ve yüz ifademi düzeltmeye çalıştım. Yaptığı her hareket beni ayrı bir sevindiriyordu.

Arabalara ulaştığımızda kuzenlerimize veda ederek arabamıza bindik. Onlar diğer arabayla direkt evlerine gidecek, bizde aynı şekilde eve gidecektik.

Yalın'la en arkaya oturduğumuzda araba çalıştırıldı ve yola koyulduk. Umarım Serkay gerçekten de bir şey söylememeleri için onları uyarmıştır diye geçirmeden edemedim içimden. Babamın ya da abilerimin kulağına giderse ne olacağını kestiremiyordum bile. Tepkilerinden çok korkuyordum.

Yalın gerildiğimi hissetmiş olacak ki kulağıma doğru eğildi. "Merak etme. Serkay hallettim dediyse halletmiştir."

"Umarım." Dedim başımı sallayarak.

İlk önce etrafa bakındı daha sonra tekrar kulağıma eğildi ve fısıldayarak konuştu. "Ne yaptınız bugün?"

Yüzümde anında bir gülümseme yeşerdi. Sadece oturup konuşmuştuk ama bu bile beni mutlu etmeye yetiyordu. Ben gerçekten de seviyordum bu sarışın çocuğu.

Şoför duymasın diye sessizce konuşmaya başladım. "İlk önce yürüdük. Sonra sahilde kayalıkların üzerine oturduk. Kendimiz ve birbirimiz hakkında konuştuk."

Yüzümdeki gülümsemeyi görünce o da mutlu oldu. Kıskandığını hafifçe seziyordum ama bunu belli etmemeye çalışıyordu. Demin de dediği gibi; ben mutlu olunca o da mutlu oluyordu.

Yüzündeki ifade meraklı bir hal aldığında kendini tutmadı ve sordu. "Evdekilerine ne zaman söylemeyi düşünüyorsun peki? Yamaç abime?"

Gözlerimi kaçırdım ve ellerimle oynamaya başladım. Onlardan bir şey saklamak istemiyordum ama tepkilerinden korkuyordum. Hele ki Yamaç abimin ne tepki vereceğini kestiremiyordum. Çok kızmasından korkuyordum.

Üstelik ben daha alışamamışken onlara şu anlık söylemek istemiyordum. Önce Doğu'yla ben alışmalı ve birbirimizi daha iyi tanımalıydık. Her şeyi yerine oturtunca söylerdik.

"Kendimi hazır hissedince. Her şeye alışana kadar." Dedim kısa keserek.

Kolunu omuzuma attı ve beni kendine çekti. "Sen bilirsin. Her zaman yanında olduğumu bil."

Başımı omuzuna yasladım ve rahatlayarak konuştum. "Biliyorum zaten Yalın."

Yanağımdan hafifçe öptü ve bana kısılı gözlerinin arasından baktı. "Abi diyecektin her halde."

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now