Bölüm 47: pozlar ve kareler

En başından başla
                                    

Üzerimde küçük bir gerginlik vardı. Sanki herkes Doğu'yla yukarıda ne yaptığımızı biliyor gibi hissediyordum.

Bir şey çaktırmamaya çalışarak koltukta oturan Dinçer abinin yanına oturdum. Benim geldiğimi görünce gülümsemiş ve yana kayarak daha çok yer açmıştı.

Salonun diğer tarafında Yamaç abimle konuşan Doğu'yla göz göze geldiğimde bana çaktırmadan göz kırptı. Bu beni gülümsettiğinde hızla gözlerimi kaçırdım ve kucağımdaki telefonuma baktım.

Telefonumu getirmiştim getirmesine ama fotoğraf çekmeye çekiniyordum. Birden telefonu kaldırıp gülümseyin diyemezdim ya.

Bundan bile çekindiğim için omuzlarım çöktü. İstediğim gibi fotoğraf bile çekemiyordum. Cesaret edip de kamerayı onlara çeviremiyordum.

Yanımda oturan Dinçer abi başını eğerek benimle göz göze geldi. "Neden suratın asıldı."

Alt dudağımı ısırarak telefonumu elimde çevirdim ve tereddütle başımı iki yana salladım. Çok da önemli bir konu değildi zaten.

Karşımda oturan Rutkay abi ne oldu dercesine göz kırptığında telefonumu açtım ve ona mesaj yollamaya karar verdim. Bu daha kolay bir seçim gibi gelmişti.

Yağmur: Benim için fotoğraflar çeker misin abi?

Rutkay abim: O yüzden mi suratın asık?

Rutkay abim: Çekerim tabii

Yüzümde anında bir gülümseme oluştuğunda başını telefonundan kaldırdı ve bana göz kırptı. Daha sonra telefonunu havaya kaldırdı ve poz vermelerini isteyerek fotoğraflarını çekti.

Abim fotoğrafları çektikten sonra Harun amca telefonunu isteyerek elini uzattı. "Göster bakayım." Abim ona telefonunu verdiğinde birkaç saniye fotoğrafları inceledi ve burnunu kırıştırdı. "Yan profilim güzel çıkmamış. Bir daha çek."

Harun amca telefonu tekrar Rutkay abime uzattıktan sonra yanında oturan İdil yengenin omuzuna kolunu attı. Başını başına yasladığında ikisi de kameraya gülümsedi.

Yüzümde bir gülümsemeyle izliyordum onları. Birbirlerini çok sevdikleri her hallerinden belliydi. İkisi de gözlerindeki sevgiyle kameraya bakıyordu.

Abim birkaç tane fotoğraf çektikten sonra telefonu tekrar Harun amcama uzattı. Amcam memnuniyetle fotoğrafları inceledi ve eşine de gösterdi. "Bunları kendime atacağım."

"Bana da yolla. Çıkartırım, albümümüze koyarım." Dedi İdil yenge başını sallayarak.

Albümde fotoğraflar biriktirmek gerçekten güzel bir şeydi. Bunu aklımın bir köşesine not ettim. Bende ailemle çekindiğim fotoğrafları bir albümde biriktirmek istiyordum. Ama ilk önce çekingenliğimi bir kenara atmalı ve benim de içinde olduğum fotoğraflar çekmeliydim.

Boğazımı temizlediğimde herkesin bakışları beni buldu. Karşımda oturan abime elimdeki telefonu gösterdim ve istediğim şeyi dile getirdim. "Bizim de fotoğrafımızı çeker misin?"

Yanımda oturan Dinçer abi elini belime yerleştirdi ve sırıtarak Rutkay abime baktı. "Çeker tabii."

Abim bu dediğine kaşlarını çattı ama benim tereddüt dolu gözlerimi görünce ayaklanıp telefonumu eline aldı. Çekindiğimi bildiği için yapmıştı bunu.

Abim önümüzde durunca utançla gülümsemeye çalıştım. Fotoğraf çekmeye ve çektirmeye alışık değildim. Eski telefonumun kamerası bozuk olduğu için asla fotoğraf çekmezdim. Zamanım olmadığı için öyle bir hevesim de olmazdı zaten.

Yalnızlığımı alamaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin