Bölüm 38: kavgalar ve stresler

Start from the beginning
                                    

Yalın yerinden kıpırdamadığında müdür tahammülsüzce kapıyı gösterdi. "Hemen!" 

Yalın kimseye bakmadan sınıftan çıktığında müdür de arkasından hızlı adımlarla ilerlemişti. Bizde durmamış ve peşlerinden gitmiştik.

Müdürün odasına vardığımızda Yalın ve Sercan içeri girdi. Bizde girmek istediğimizde müdür bizi kesin bir dille reddetmişti. Kapıyı suratımıza çarptığında koridorda kaldık ve birbirimize şok içinde bakmaya başladık.

Poyraz sırtını duvara yasladı ve düşünceyle gözlerini yere çevirdi. "İlk defa böyle bir şey yapıyor."

Serkay bu dediğine başını salladı. "Sercan'ın yine ağzını tutamadığı günler olmuştu ama ilk defa harbi daldı çocuğa."

"Sabah da yüzü asıktı. Bir şey mi oldu?" Diye sordu Pelin merakla.

Poyraz burnundan nefeslenerek güldü. "Ne olması gerekiyor Pelin? Yaşadığımız şeyler ortada zaten."

Pelin ikizinin tavrına gözlerini devirdi ve kollarını göğsünde bağlayarak duvara yaslandı. "Ne dedim sanki."

Serkay ikizlerin arasında gözlerini gezdirdikten sonra derin bir nefes verdi. "Şu an küsmenin sırası değil."

"Küsen yok zaten." Dedi Pelin ikizine yandan yandan bakarak.

Sıkıntıyla nefesimi verdim ve yeri izlemeye başladım. Sanırım her şey üst üste gelmişti. Yaşadığımız şeyler çok ağırdı ve Sercan'ın öyle konuşması Yalın'ı kışkırtmıştı.

Serkay yanıma gelip kolunu omuzuma attı ve saçlarımı karıştırdı. "Sıkma canını."

"Okuldan atılmaz değil mi?" Diye sordum korkuyla.

Poyraz düşünür gibi yaptıktan sonra sorumu cevapladı. "Bir şekilde halledilir, ama uzaklaştırma alır."

Başımı salladım ve tekrar sessizliğe büründüm. Benimle birlikte onlar da konuşmuyor ve sessizliğini sürdürüyorlardı. Uzun süren dakikalar boyu ayakta beklediğimizde ders zili de çalmıştı.

Bir süre sonra koridorun ucundan adım sesleri duyulmaya başladığında gözlerimizi oraya çevirdik.

Gelen kişiyle az da olsa rahatlasam da surat ifadesi pek iyiye işaret değildi. Rutkay abi sinirli görünüyordu.

Yanımıza vardığında iyi olup olmadığımızı kontrol etmek için bizi teker teker süzdü. Bir şeyimizin olmadığını gördüğündeyse içi rahatladı. Elini yanağıma koyduktan sonra müdürün odasının kapısını çaldı ve içeri girdi.

Başka biri görüş açımıza girdiğinde Serkay burnunu kırıştırmadan edemedi ve kulağıma doğru eğildi. "Sercan'ın babası. Çok ukala ve kendini beğenmiş bir adam."

Adam kuzenlerimi tanıyor gibi baktıktan sonra çatık kaşlarıyla kapıyı çalmadan müdürün odasına girdi ve kapıyı resmen çarparak kapattı.

Aradan yirmi dakika geçtiğinde ve hala ses seda çıkmadığında Serkay sabırsızlıkla ayağını yere vurdu. "Ne zaman çıkacaklar?"

Pelin gözlerini devirdi ve kapıya baktı. "Çıkarlar şimdi, ağlama." 

Serkay tam ağzını açıp tekrar bir şey söyleyecekti ki kapı açıldı ve içeriden Rutkay abimle Yalın çıktı.

Yalın ciddi bir ifadeyle karşısına bakarken Rutkay abimin gözleri beni buldu. "Eve gidiyoruz." 

"Biz peki?" Diye sordu Pelin ellerini önünde birleştirerek.

Abim başını iki yana sallayarak sorusunu reddetti. "Siz kalıyorsunuz." Gözlerini bana çevirdi. "Sınıftan eşyalarınızı alabilir misin yağmur?"

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now