Bölüm 33: eğlenmeler ve konuşmalar

Start from the beginning
                                    

"Hapı yuttuk." Serkay gözlerini büyüttü ve koşmaya başladı.

Pelin ona inanamazca baktı ve arkasından bağırdı. "Hain!"

Poyraz bir bize birde Alihan abiye baktıktan sonra arka arkaya yürümeye başladı. "Ben şimdi çenesini çekemem."

"Bende." Dediler Yalın ve Pelin aynı anda. Arkalarını döndüler ve koşmakta olan Serkay'ın peşinden gittiler.

"Mal gibi kaçmazdım ama Poyraz'ın da dediği gibi çenesini çekemem." Yamaç abim bana baktı. "Senin kaçmana gerek yok. Sen torpillisin." Göz kırptıktan sonra diğerlerinin peşinden gitti.

Artık sadece Doğu ile ben vardım. Birde yanımızdaki ağaç ve bize doğru gelmekte olan Alihan abi. Şeyma abla evine girmişti bile.

Doğu'ya sorarcasına baktığımda omuz silkti. "Vallaha hiç koşamam. Zaten benim amcam."

"Doğru." Dedim başımı sallayarak.

Doğu bir şey daha diyecekti ki yanımıza gelen Alihan abi buna engel oldu. "Kimin başının altından çıktı diye soracağım ama cevabı belli."

Doğu bu dediğine yamukça gülümsedi ve onu onaylayarak başını salladı. "Belli."

"Bu sefer çocuğu elimden kimse alamayacak. Baban bile kurtaramayacak Yağmur." Bana son kez baktıktan sonra hızlı adımlarla yanımızdan ayrıldı ve gözden kayboldu.

Doğu derin bir nefes verdikten sonra eliyle öne geçmemi ister gibi bir hareket yaptı. "Bizde bari yola koyulalım, anca gideriz."

"Olur." Ona uyarak yürümeye başladığımda bana yetişti ve yanımda yerini aldı.

İlk birkaç dakika sessizlik içinde geçti. Arada bir birbirimize göz ucuyla bakıyor, yakalanınca da gözlerimizi hemen kaçırıyorduk. Durumumuz çok saçmaydı.

Doğu iç çektikten sonra koluma hafifçe dokundu ve durmamı sağladı. "Yağmur."

Ona sorarcasına baktığımda yüz ifadesinden ne ile ilgili konuşacağını tahmin etmeye başladım. Böyle şeylerle uğraşmak istemediğim için devam konuşmasına izin vermedim ve onu arkamda bırakarak yürümeye başladım.

Birkaç saniyede bana yetişti ve önüme geçerek durmamı sağladı. "Yağmur, konuşmak istiyorum."

Gözlerinin içine şüpheyle baktım. "Bir tahminim var, ama doğru olmasından korkuyorum."

Alt dudağını sıkıntıyla ısırdıktan sonra bana aynı ifadeyle baktı. "Seni bu kadar mi korkutuyor?"

Bir şey demek istemediğim için kaçmayı tercih ettim ve hızlı adımlarla yürümeye başladım. Arkamdan adım sesleri yükseldi ve çok geçmeden sesi duyuldu.

"Senden hoşlanıyorum."

Olduğum yerde yere çakılmışçasına durdum ve yutkundum. Bu konuyla ilgili konuşacağını tahmin etmiştim ama bunu söylemesini beklememiştim.

Demin de yaptığı gibi önüme geçti ama aramıza biraz mesafe koydu. Kararlı bir ifadeyle gözlerimin içine baktı ve o sözleri tekrar söyledi. "Senden hoşlanıyorum."

Karşısında ne yapacağımı bilemeyerek durdum ve gözlerimi kaçırdım. Bende ondan etkileniyordum ama bu bir hoşlantıya dönüşmemişti. Yani öyle umuyordum.

Doğu'nun bunu pat diye söylemesi beni dumura uğratmıştı. Üstelik ne zaman benden hoşlanmaya başlamıştı bilmiyordum. Tanışalı çok olmamıştı ve beni gördüğü günler bir elin parmağını geçmemişti.

"Anlamıyorum." Diye mırıldandım düşüncelerimi bir kelimeyle dile getirerek.

"Seni ilk gördüğüm gün evinize geldiğim gün değildi."

Yaşadığım şokla gözlerimi hemen ona çevirdim ve ona havaya kalkmış kaşlarla baktım. "Nasıl yani?"

"Seni ilk kafede gördüm, bundan birkaç ay önce. Siparişimi almamıştın ama benim gözüm sana takılmıştı. O günden sonra her kafeye gelişimde gözlerim seni aradı. Beni hiç görmedin ama ben seni gördüm. Yamaç'ın kardeşi olduğunu da bilmiyordum o zamanlar."

Anlattıkları beni daha ne kadar şaşırtabilirdi hiçbir fikrim yoktu. Abimin en yakın arkadaşıydı ve beni ondan önce görmüştü. Abimin en yakın arkadaşıydı ve benden hoşlandığını söylüyordu.

Bakışlarımdan farklı bir anlam çıkarmış olacak gibi panikledi. "Lütfen takıntılı bir manyak olduğumu düşünme. İlk zamanlar senden sadece etkilensemde seni evinde gördüğüm gün aslında senden hoşlanmaya başladığımı anladım."

Duyduğum bu itirafla mutlu mu olmam gerekiyordu bilmiyordum. Küçük bir yanım mutluydu ama buna anlam vermek istemiyordum. Doğu'dan etkilendiğim doğruydu ama bunun dışında bir şey olduğunu sanmıyordum. Olsa bile istemiyordum.

Ellerim yaşadığım stresten ötürü terlemeye başladığında önümde birleşirdim ve parmaklarımla oynamaya başladım. Dilim tutulmuştu, ne diyeceğimi bilemiyordum.

Doğru düşüncelerimi okumuş gibi anlayışla gülümsedi. "Söyledim ve kurtuldum, ama yine de bir şey söylesen fena olmaz."

Gözlerimi etrafta gezdirdikten sonra aklıma takılan şeyi dile getirdim. "Abimin arkadaşısın Doğu. Böyle hissetmen ne kadar doğru?"

Kaşlarını çattı ve başını iki yana sallayarak cevap verdi. "Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum."

"O zaman neden yanlış geliyor?" Diye sordum direterek.

Birkaç saniyelik bir sessizlikten sonra devam etti. "Sanırım burada konu olan benim değil de senin hislerin gibi. Yanlış mıyım?"

Kaşlarımı çattım bu dediğine. "Yanlışsın."

"Yine kaçıyorsun. Kaçma Yağmur. Senin de ne hissettiğini bilmek istiyorum. Ona göre umutlanacağım."

"Bilmiyorum Doğu, şu an bunu düşünmek bile istemiyorum. Başımızda büyük bir dert varken kafamı böyle şeylerle doldurmak yanlış geliyor. Üstelik aileme daha yeni kavuşmuşken bu konuyu aklıma getirmem bile bencilce geliyor."

Anlayışla başını salladı ama gözlerindeki umut parıltılarını yok edemedi. "Seni beklerim. Sen hislerinden emin olana ve kendini hazır hissedene kadar beklerim."

İçinden çıkılamaz bir döngüye girdiğimi hissettiğimde geçiştirdim. "Konuyu kapatalım bence."

Bana hayal kırıklığıyla baktı ama gülümsemeye çalıştı. "Sen nasıl istiyorsan."

Böyle bakmasına neden olduğum için kendime kızmak istedim. Ama daha hiçbir şey belli değilken ona umut vermek istemiyordum.

Üstelik abimin arkadaşıydı.

Yürümeye başladığımda peşimden geldi ama hiçbir şey söylemedi. Sadece sessizlik içinde eve giden yolumuzu sürdürdük.

⚡️

Doğu'nun böyle bir itiraf yapacağını bekliyor muydunuz?

Sizce Yağmur ne yapacak? Kızın aklı karman çorman oldu. Doğu'ya verebileceği bir cevabı olacak mı yoksa geçiştirmeye devam mı edecek?

Diğer bölümde görüşmek üzere!

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now