Bölüm 31: önlükler ve göz devirmeler

Start from the beginning
                                    

"Yerleşebildin mi?" Diye sordu Cem abi başını tabağından kaldırarak.

"Evet, çok güzel hazırlamışlar odayı." Dedikten sonra ağzıma bir salatalık attım.

Kayhan abi bu dediğime başını salladı. "Öyledir nenem. Geleceğimizi duyunca bütün evi baştan sona temizlemiş."

Yanımda oturan Yalın gözlerini kısıp Pelin'e baktıktan sonra gözlerini bana çevirdi. "İstersen bizimle de kalabilirsin Yağmur. Yani Pelin'le anlaşamazsan."

Pelin kaşlarını çattı ve omuzlarını kaldırdı. "Yo, biz gül gibi geçiniyoruz."

"Tabii." Dedi Poyraz ağzının içinden.

Diğer masada oturan dedem boğazını temizlediğinde bütün bakışlar ona yöneldi. "Susun da kahvaltınızı edin. Karnınızın gurultuları buraya kadar duyuluyor."

Kimse bir şey daha söylemeye cesaret edemediğinde sustuk ve kahvaltımıza devam ettik. Engin amcanın kime çektiği anlaşılmıştı.

Yalın birden sıçradığında Serkay gülmesini tutamayarak kahkaha atmaya başladı. Yalın ise kolunu tutuyor ve ona onaylamaz gözlerle bakıyordu. "Kolumu ne cimcikliyorsun?"

Boğaz temizleme sesi duyulduğunda Yalın dedeme döndü ve sevimli bir şekilde gülümsemeye çalıştı. Serkay da o sırada gülmesini durdurabilmişti.

Yalın gözlerini kısarak yanında oturan Serkay'a baktı. "Bilerek yaptın, hayvan."

Serkay omuz silkti ve yemeğine geri döndü. Tabağındaki yumurtayı parçalara böldü ve yemeye başladı.

Bu sefer masa gerçek bir sessizliğe büründüğünde dedem bize memnuniyetle bakmış ve Engin amca ile konuşmasına devam etmişti. Sanırım konuşmalarını böldüğümüz için bizi susturmuştu.

Herkes kahvaltısını ettiğinde masayı toplamaya başladık. Elimdeki tabaklarla mutfağa girdiğimde mutfağın düşündüğümden daha büyük olduğunu fark ettim. Dışarıya açılan bir kapı bile vardı.

Bulaşık makinesini bulamadığım için kollarımı sıvadım ve getirdiğim tabakları yıkamaya başladım.

Nenem elinde diğer tabaklarla geldiğinde bana onaylamaz bakışlar attı ve omuzlarımdan tutup beni lavabodan uzaklaştırdı. "Otur oturduğun yerde. Ben yaparım."

Zaten biz gelmeden önce bütün evi baştan aşağıya temizlemişti. Kaç kişiydik burada, yardım etmemde bir sakınca yoktu bence. "Bende yardım etmek istiyorum. Elime yapışmayacak ya."

Düşünür gibi yaptıktan sonra başını salladı ve dolaptan bir havlu çıkardı. "Tabakları kurula. Pelin'i de çağır kuzum, o da yardım eder."

Aslında Pelin'le pek iş yapasım yoktu ama nenemin bu dediğine karşı gelemezdim. O yüzden ellerimi yıkadıktan sonra salona girdim ve Pelin'in yanında durdum. "Beraber bulaşıkları kurulayacağız."

Telefonunu koltuğa fırlattı ve ayağa kalkıp hazır ola durdu. "Aslında yapmazdım ama seninle kaynaşmak için yapacağım. Hem biraz nenemin gözüne girmiş olurum."

Serkay baş parmağını kaldırıp sağ bacağını sol bacağının üzerine attı ve oturduğu yere iyice yayıldı. "İyi edersin zilli. Hep oturacak değilsin ya."

Pelin tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki Serkay'ın başına bir yastığın fırlatılmasıyla durdu. "Kızımla düzgün konuş yeğen."

Serkay kucağına düşen yastığa sarıldı ve Harun amcaya gülümsemeye çalıştı. "Sakin."

Kayhan abi kardeşini baştan aşağıya süzdü ve başını iki yana sallayarak konuştu. "Öyle oturacağına git sen yıka bulaşıkları."

Serkay onu dinlemeyerek omuz silkti. "Sen ne güne duruyorsun?"

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now