"Gerçek hayatta da böyle olurdu." (H)"Bu bir yalan. O zamanlar benden nefret ediyordun." (A)
"Nefret ettiğimden daha fazlasını istedim. Seni o bahçede ilk gördüğümde..." (H)
Sanki o anı yeniden yaşıyormuş gibi sözlerini hafifçe uzattı.
"Seninle sohbet etmek için ne kadar uğraştığımı biliyor musun? 'Konuşmamızdan keyif aldım' dediğin her an. Sonra da 'hoşça kal' deyip gideceksin diye korkuyorum."
"Böyle bir şey için, yüz ifaden korkutucuydu."
"Korktun mu?" Sanki çok beklenmedik bir şey duymuş gibi kaşlarını çattı.
Annette uzanıp onun kaşlarına bastırdı. "Şuna bir bak. Korkutucu."
Heiner özür dileyerek Annette'in elini tuttu ve kucağına koydu.
"Gergindim." Dedi.
"Gergin miydin?"
"Elbette. İlk kez karşılaşıyoruz, bir insan nasıl gergin olmaz ki?"
"Sadece senin gerçekten zor bir insan olduğunu düşünmüştüm."
"İlk izlenimden itibaren tam bir felaketti." Heiner içini çekti.
Annette yüksek sesle güldü ve başını salladı. "Başından beri havalı olduğunu düşünmüştüm."
"......Gerçekten mi?"
"Gerçekten. Ah, askerlerle aram pek iyi değildir. Yine de seninle tekrar buluşmayı dört gözle bekliyordum. Seninle her karşılaştığımda çok heyecanlanıyordum, biliyor muydun?"
"Birlikte yediğimiz ilk akşam yemeğinde benden hoşlanıyor gibiydiniz."
"Bay Heiner, size karşı bir şeyler hissettiğimi bilerek mi bana yaklaştınız?" Annette şakacı bir tavırla onun gözlerine baktı ve elini çekmeye çalıştı.
Heiner onun elini sıktı ve mırıldanır gibi bir ses tonuyla konuştu. "Gerçekten sadece sıradan bir aşk olduğunu düşünmüştüm. Ve her neyse-"
YOU ARE READING
My Beloved Oppressor | Sevgili Zalimim
Romance| AÇIKLAMA | |TAMAMLANDI| "Başından beri bana bilerek mi yaklaştın?" "...... evet." "Düşmanın kızını seviyormuş gibi yapmak zor olmalı." Annette, kraliyet soyundan geliyordu ve askeri bir generalin tek kızıydı. İki yıl süren tutkulu bir aşkın ardınd...