**Bu bölüm boşanmadan hemen sonra, Catherine Annette'i parktan evine götürdüğünde geçiyor.
AU 720, kış.
Tik tak.
Heiner sandalyesine yığıldı ve saatin saniye ibresinin tik taklarını izledi. Gözleri bulanıktı, sanki yarı saydam bir zarla sarılmış gibiydi.
Tik tak.
Saniye ibresinin sesi giderek yükseldi ve odayı doldurdu. Belli ki saat sürekli hareket ediyordu ama sanki zaman geçmiyordu.
Bu gerçekten garipti.
İradesine rağmen nefesinin devam etmesi.
Heiner'in bakışları aşağıya doğru kaydı. İmzalı kâğıtlar masanın üzerinde eğri büğrü duruyordu. Bunlar boşanma evraklarıydı.
Bu birkaç sayfa kâğıt uzun ve zorlu hayatının sonucuydu.
Haha. Heiner kısa bir süre güldü. Boş bir kahkahaydı bu. Delirmiş biri gibi birkaç kez daha akan kahkaha aniden kesildi.
Heiner yavaşça gözlerini kapattı.
Karanlık dünya sessizlikle doldu.
Sonunda, hayatı boyunca kadını hapsetmek için inşa ettiği duvarların içinde yalnız kalmıştı. Heiner buradan nasıl çıkacağını hiç bilmiyordu.
Eğer çıkamazsa, kadının geri gelmesini beklemek zorundaydı. Ama gidenlerin geri dönmeyeceğini biliyordu.
Tıpkı arkadaşları gibi, tıpkı öldürdükleri gibi.
Kan yavaş yavaş yere yayılıyor, oturduğu yeri merkez alıyordu. Heiner başını eğerek kırmızı zemine baktı.
Çoktan gitmiş olanlar yerde duruyordu. Ethan, Hugo, Deon, Anne, silah arkadaşları, Devrimci Ordu'daki yoldaşları, kraliyet ailesi ve soylular, hatta Rosenberg ailesi...
Birden Anne'in yüksek sesi usulca fısıldadı.
"Korktun mu?"
"Hayır, korkuyorum."
YOU ARE READING
My Beloved Oppressor | Sevgili Zalimim
Romance| AÇIKLAMA | |TAMAMLANDI| "Başından beri bana bilerek mi yaklaştın?" "...... evet." "Düşmanın kızını seviyormuş gibi yapmak zor olmalı." Annette, kraliyet soyundan geliyordu ve askeri bir generalin tek kızıydı. İki yıl süren tutkulu bir aşkın ardınd...