48

1.3K 37 4
                                    

Annette biraz eski, tüylü bir pelerin şal ve koyu siyah bir bone giymişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Annette biraz eski, tüylü bir pelerin şal ve koyu siyah bir bone giymişti. Şapkanın gölgesi altında sadece burnunun ucu ve ağzı görünüyordu.

Her yerinde el izleri olan bir boy aynasının önünde durdu ve görünüşünü kontrol etti. Elinde palmiye ağaçlarından yapılmış bir sepetle normal bir aile kadını gibi görünüyordu.

Bu kıyafetle kimse onun Rosenberg'in tek kızı olduğunu düşünmezdi. Annette buruşuk eteğini düzeltti ve evden çıktı.


Sonbahara girilmiş olmasına rağmen öğle güneşi hâlâ sıcaktı. Uçsuz bucaksız bir gökyüzünün altındaki sokaklarda alışveriş tezgâhları sıralanmıştı.


"Buna ne dersin? Gerçekten iyi durumda."


"Peki, sepeti ne kadar?"


"Bunu tamir etmek istiyorum..........."


Sokak oldukça hareketliydi. Annette, yüzü derin kenarlı şapkasının gölgesine gömülmüş bir halde adımlarını hızlandırdı.


Başkentten ayrılalı altı ay olmuştu bile. Huzurlu Cynthia'daki yaşama uyum sağlamıştı.


Catherine'in evinde ilk kalmaya başladığında Annette neredeyse hiç dışarı çıkmamıştı. Özellikle de kalabalık yerlere adımını bile atamıyordu.


Birileri onu Başkomutan'ın eski eşi olarak tanıyacakmış gibi hissediyordu. Kendisine taş atacaklarını, kirli aristokrat kanı taşıdığını söyleyeceklerini düşünüyordu. Birisi ona silah doğrultacak ve onun bir generalin kızı olduğunu söyleyecekti.


Kendini çelişkili hissediyordu. Hem ölmek isteyip hem de ölümden nasıl korkabilirdi?


Aylarını evde tek başına, çaresizlik, korku ve kendini yok etme duygusuyla çevrili olarak geçirdi. Bu nedenle, Catherine ve Bruner ondan tamamen habersizdi.

Hayatının sessizliği ve monotonluğu içinde Annette yavaş yavaş dengesini yeniden kazandı. Catherine'in karnı büyümeye başladığında dışarı çıkmayı bile denedi.


Altı aylık olduğunda pazarda dolaşabiliyordu. Hâlâ yüzünü saklasa da bu büyük bir gelişmeydi.


"Hoş geldiniz."


Bir sohbetin ortasında olan kumaş mağazasının sahibi onu neşeyle selamladı. Gerçi bu kelimeyi söylerken Annette'e bakmamıştı bile.



Annette onun ilgisizliğinden memnun oldu ve sessizce etrafındaki kumaşlara baktı. Olivia için giysiler yapacaktı. Bir süredir berbat olan nakış becerileri son zamanlarda neredeyse normale dönmüştü.


My Beloved Oppressor | Sevgili ZalimimWhere stories live. Discover now