| AÇIKLAMA | |TAMAMLANDI|
"Başından beri bana bilerek mi yaklaştın?"
"...... evet."
"Düşmanın kızını seviyormuş gibi yapmak zor olmalı."
Annette, kraliyet soyundan geliyordu ve askeri bir generalin tek kızıydı.
İki yıl süren tutkulu bir aşkın ardınd...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Heiner karanlıkta yürüdü.
Ayaklarının götürdüğü yere kadar yürüdü, karanlıkta yönünü kaybetti, bir santim bile ilerisini göremedi.
Işığı bulmak için dolaştı, dolaştı ama sadece karanlık vardı. Sadece ölüme benzer bir sessizlikle dolu bir boşluk.
Çaresizce titriyordu. Yine de yürümeyi bırakamadı. Yürümeyi bıraktığı an, bu büyük karanlık tarafından yutulacakmış gibi görünüyordu.
Geriye dönüp baktığında, hayatı boyunca hep titreyerek yaşamış gibi görünüyordu.
Her zaman korku ve dehşetle çevriliydi............
Heiner ayaklarını sürekli hareket ettirerek uçuruma girdi. Merkeze girdiğinde loş bir ışık gördü. Adımlarını hızlandırdı.
En derin noktada, tüm zayıf duygularını mayalayan karanlığın kökünde küçük bir kız vardı.
Bir gül bahçesinin ortasında oturuyordu. Daha fazla yaklaşamayan Heiner, çiçek tarlasının sınırında uzakta durdu ve ona baktı.
Çocuk yavaş yavaş büyüdü. Kısa bir süre içinde boyu uzamış ve olgun bir kadın haline gelmişti. Heiner sonunda ona doğru bir adım attı.
Birkaç adım sonra alan aniden sarsıldı. Kırmızı gül yaprakları yere düştü. Kısa süre içinde tüm zemin kırmızıya büründü.
Panik içinde yere bakan Heiner başını tekrar kaldırdı. Ne olduğunu anlamadan kadının elinde bir tabanca vardı.
Elini yavaşça kaldırdı ve namluyu kendi kafasına doğrulttu.
Heiner'in gözleri fal taşı gibi açıldı. Kadının adını haykırmak için ağzını açtı ama sesi duyulmuyordu. Aceleyle yeri tekmeledi ve ona doğru koştu.
Ayakları inanılmaz derecede hızlıydı. Yapraklarla kaplanmış zemin kana benziyordu. Belki de gerçekten kandı. Silahın düzgün bir şekilde doldurulma sesini duyabiliyordu. Heiner "Hayır" diye bağırdı ama ses çıkmadı.
Kadın yavaşça ağzını açtı.
"Ben şimdi..."
Sesi son derece zayıf ve titreyerek çıkıyordu. Yüzünde ağlamaklı bir ifadeyle hıçkıra hıçkıra ağladı.
