| AÇIKLAMA | |TAMAMLANDI|
"Başından beri bana bilerek mi yaklaştın?"
"...... evet."
"Düşmanın kızını seviyormuş gibi yapmak zor olmalı."
Annette, kraliyet soyundan geliyordu ve askeri bir generalin tek kızıydı.
İki yıl süren tutkulu bir aşkın ardınd...
Hoppsan! Denna bild följer inte våra riktliner för innehåll. Försök att ta bort den eller ladda upp en annan bild för att fortsätta.
Başarısız olduğunu düşündüğü Münih operasyonundan sonra Heiner mucizevi bir şekilde Fransa'nın sırlarını bile alarak geri döndü ve Marki tarafından sıcak bir şekilde karşılandı.
Fransa, Padanya'nın artık ait olduğu Müttefiklerin karşı grubuydu.
Dahası, onların arasında bir temsilciydi.
Dolayısıyla bu operasyon Padania için zorluğu kadar önemliydi. Heiner'in getirdikleri Marki'nin konumunu sağlamlaştırmakla kalmamış, aynı zamanda terfisini de hızlandırmıştı.
Ancak Heiner, Marki'ye haini ortadan kaldırdığını söylemedi. Anne ve diğer meslektaşlarının operasyon sırasında öldüğü açıklandı.
Heiner'in başarıları sayesinde Marki Dietrich beş askeri general arasında en yüksek rütbelisi oldu. Büyük bir memnuniyetin ardından Marki, Heiner'in resmi askerlik hizmetine girmesini onayladı.
Bu basit bir onaylama değildi. Bir askeri akademi mezunu için başlangıç rütbesi olan asteğmenlik rütbesine ek olarak, Marki ayrıca bugüne kadarki kariyerinin takdir edilmesi için teğmen olarak atanmasını emretti. Bu gerçekten de olağanüstü bir atamaydı.
Heiner yıllar sonra ilk kez Rosenberg'lerin konutuna davet edildi. Bu, kimliği açıklanamayan bir stajyer casus olarak değil, görevlendirilmek üzere olan bir yedek subay olarak ilk ziyaretiydi.
Akşam yemeği Rosenberg malikanesinin gurur kaynağı olan ziyafet salonunda veriliyordu. Heiner buraya aşinaydı.
Heiner tavandaki duvar resimlerine bir kez daha baktı. Her zamanki gibi muhteşem ve kutsaldı ama hiçbir heyecan hissetmedi.
Gözleri Azize Marianne'e takıldı. Heiner, Aziz Marianne'i her zaman öğle güneşinde rengârenk pencerelerden görürdü.
Ama gecenin ortasında Azize Marianne bir azize gibi değil, sadece sıradan bir kadın gibi görünüyordu. Sanki bir seraptan kaçmış gibiydi.
"Terfiniz için tebrikler, Bay Valdemar!"
"Henüz değil, efendim."
"Neredeyse oldu, işte bu kadar! Hadi, bir şeyler içelim, olur mu? Emburg'dan değerli bir şarap."
"Teşekkür ederim, Korgeneral. Ancak şu anda bir yaralanma geçiriyorum........... Alkol içemiyorum. Lütfen anlayış gösterin."
"Bir içki bile mi?"
"Doktorun söylediğine göre orada tedavi görmediğim için durumum kötüymüş ve şimdi uygun şekilde tedavi edilmezse durum ciddileşebilirmiş."
