81

883 30 3
                                    

Eski adını söylerken Elliot'ın dudaklarını acı bir tat sıyırdı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Eski adını söylerken Elliot'ın dudaklarını acı bir tat sıyırdı. Ama o an o kadar kısaydı ki Annette onu yanlış değerlendirdiğini düşündü.


"Meraktan ölüyormuş gibi görünüyorsun."


Elliott sırıtarak konuştu. Annette yüzündeki ifadeyi gizlemek için gözlerini yere indirdi.

Elbette meraklı olmalıydı. Heiner'ın geçmişiyle ilgili bir hikâyeydi bu. Bu konuda tek bir kelime bile duymamış ya da sormamıştı.

Öğrendiği anda, gömdükleri acının bir kez daha hayatlarına serpiştirileceğini biliyordu. Bu yüzden bundan kaçınmak için çok çabalamıştı.


"Eğer seni rahatsız ediyorsa, sana söyleyebilirim. Hepsi değilse de çoğu---? Artık pek de sır sayılmaz."


"..."


"Neyi merak ediyorsun? Eski kocanın eski sevgililerini mi?"



"...Umurumda değil."


"Haha, belki de çok değerli bir şekilde büyüdüğün içindir ama berbat bir yalancısın."


Elliot purosunun ucundaki külü silkeledi ve sandalyesinden kalktı. Tüfeğini omzuna asarak Annette'e doğru yürüdü.

Asker postallarının sesi yaklaşırken Annette'in omuzları dikleşti. Elliot bir elini kibarca uzatırken gülümsedi, dans etmek isteyen bir centilmen gibi.


"Hanımefendi, biraz yürüyelim mi?"


Annette endişe, kuşku ve korku karışımı bir ifadeyle ona baktı.


Elliot elini tutmadan ne yaptığını sorar gibi kaşlarını çattı. Ama Annette orada öylece oturuyordu.

Herkesin gözleri onlara odaklanmıştı. Daha kötüsü olamayacak bir üne sahipti ama bu memurun elini tutup onu takip ederse nasıl görüneceği belliydi.

Savaş nedeniyle geçimleri zorlaşan kadınlar bazen kendilerini düşman askerlerine satarlardı. Ve genellikle bu tür insanlar kendi vatandaşları tarafından ağır bir şekilde dışlanırdı.

Kelimenin tam anlamıyla, ağır bir dışlanma. Annette, kendilerini düşman askerlerine sattıkları için taşlanarak öldürülen kadınlarla ilgili birkaç hikaye duymuştu.

Yaşamak istiyorlardı, zorlanıyorlardı, başka seçenekleri yoktu, uçurumun kenarına itilmişlerdi................ ama anlayış gösterilmeyecekti ve bu bahaneler işe yaramayacaktı.


My Beloved Oppressor | Sevgili ZalimimWhere stories live. Discover now