47-Japan

546 54 127
                                    

-Uzun Bölüm-
130823

23 Kasım
Taksiden indiler. Yorulmamışlardı, uzun süren bir yolculuk değildi en nihayetinde. Jae heyecanla sokağı inceliyordu, taksinin camından gördüğü kadarıyla bile bayılmıştı Japonya'ya. Önünde durdukları evin bahçe kapısı açıldı, kendileri yaşlarında bir kız çıktı. Minho ona döndü, kız heyecanla Minho'nun boynuna sarıldı. "Neredesin lan sen şerefsiz!?" dedi kız ayrılırken.

Minho yüzünü buruşturup onun taklidini yaptı ve "Saçmalama Miyu, altı üstü..." duraksadı. "Cidden baya olmuş." dedi. Minho kafasını iki yana salladı, Jae'nin elini tuttu. Yanına çekti, elini bırakıp kolunu beline sardı. "Sevgilim, İm Jae." dedi, Jae gülümseyip kafa selamı verdi. "Müstakbel eşim de oluyor aynı zamanda." diye ekledi Minho sırıtarak. Kız şaşkınlıkla elini ağzına kapadı, "Oha evleniyor musunuz?!" dedi heyecanla.

Jae şaşkınlıkla Minho'nun omzuna vurdu, "Hayır!" dedi hızla. Minho kaşlarını çatıp ona döndüğünde boğazını temizledi. "Yani daha değil, mezun olunca." diye ekledi.

Kız onlara güldü, "Anladım. Neyse, Lee Miyu." dedi elini Jae'ye uzatarak. Jae uzattığı eli sıktı. Miyu geri çekilip bahçeye ilerledi, "Hadi gelin, bir Japon kahvaltısı yapalım!" dedi. İçeri girdiler. Mutfakta masa hazırdı. Jae heyecanla oturdu masaya, "Çok güzel görünüyor!" dedi. Minho da yanına oturdu, "Bizim el lezzeti ailede var," dedi. Masadaki bir yemekten çubukları arasına biraz alıp Jae'nin kasesinin içine koydu, "Bu çok güzel bunu dene." dedi.

Miyu da karşılarına oturdu, "Jae bak kaç yıllık kuzeniz, kötü yaptığı bir yemek görmedim." dedi. Jae güldü, "Kaç yıllık kuzensiniz?" diye sordu. Minho iç çekip yemeye başladı. Miyu da güldü, "Boşluğuma geldi bir an, neyse siz ne zamandır çıkıyorsunuz?" diye sordu. "Bir ay sonra 1 yıl olacak." dedi Minho. Miyu dudaklarını büzdü, "Bu gerizekalı çapkın bile sevgili buldu, ben sap kaldım iyi mi ya!"

Minho sinirle, "O gerizekalıyı alır senin-" duraksayıp boğazını temizledi. "Daha sonra konuşuruz Miyu." dedi. Jae güldü, "Minho, küfürbaz bir sevgilin var. Sence küfürü sorun edecek biri miyim?" dedi. Miyu da güldü, "Küfürü seveni severim, iyi anlaşacağız." dedi.

Eğlenceli sohbetle geçen kahvaltıdan sonra dışarı çıktılar. Miyu onları gezdiriyordu, Minho her tarafı biliyordu ama maksat Jae eğlensin.

Bir kalabalığın önünde durdurdu Miyu onları, "Size bir sürprizim var!" dedi. Kalabalığın arasına soktu onları kollarından tutup. Minho sahnenin üzerindeki pankartı okudu, "Miyu, hayır!" dedi. Miyu kafasını ona çevirdi, "Evet!" dedi. Jae ne olup gittiğini anlamıyordu, "Bana da söyleyecek misiniz?" dedi. Minho kafasını ona çevirdi, "Bizi çift oyununa getirmiş!" dedi söylenircesine. Jae durdu bir anda, Miyu da durmuştu. "Benden o sahneye mi çıkmamı istiyorsunuz?" dedi. Miyu yalvarırcasına baktı ona, "Ama lütfen! Bak o kadar giriş bilet aldım sizin için. Lütfen!"

Derin bir nefes aldı, "Tamam. Uzun sürmez umarım. Ki ben Japonca bile bilmiyorum!" dedi. Minho bir anda Japonca konuştu, "Ben biliyorum ama." Jae'nin gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Japonca mı biliyorsun?!" dedi. Minho kendini beğenmiş bir ifade takındı: "Benim hakkımda bilmediğin daha çok şey var, bebeğim."

"Minho sırası mı ya!" dedi Jae sitem ederek. Miyu güldü, görevlilerden birine birkaç şey söyleyip cebinden biletleri çıkarıp uzattı. Görevli sahnedeki diğer çiftlerin yanına gitmelerini söylemişti. Jae hiçbir şey anlamadığı için Minho'yu takip etti. Miyu da kalabalığın arasına girmişti bu sırada.

Voices |Lee Minho|Où les histoires vivent. Découvrez maintenant