36-An innocent kiss

571 62 99
                                    

230723
sweater weather -The Neighbourhood

11 Eylül
Elindeki kitapları masaya bıraktı. Hepsini yıllarına göre gruplayarak dağıttı. Projenin konusu eski yıllardaki İngiliz edebiyatının gelişimini göstermekti. Bu yüzden bulduğu tüm kitapları getirmişti, Jae. Kütüphaneden gelmişti, en yakın kafede oturuyorlardı. Kang'ın Minhoya olan bakışları yüzünden kendini zor tutuyordu, Jae. Aksi taktirde saç baş dalabilirdi kıza.

"Kang, kitabını oku." diye uyardı kızı. Minho dikkatle kitabına bakıyordu. Seonghwa da aynı şekilde. Minho okuduğu şiirin fotoğrafını çekti. "Bu bence baya değişiklik göstermiş, okuduğum şiirlerin konusu hiç böyle değildi." diye açıkladı.

Minho'nun dediğine uygun bir kaç şiir daha buldular. Gelişim çok belliydi. Şimdi bunu bir sunum hâline getirmek kalmıştı.

Kahveleri de gelince bilgisayarını açtı Seonghwa. Minho kafasını sevgilisine çevirmiş onu izliyordu. Çok güzeldi, bu kadar kötülüğün arasında parlıyordu. Bu kadar kötü kişi arasında Minho'ya denk geldiği için şanslıydı. Eğer ona aşık olmasaydı, önce ki kızlar gibi olacaktı o da.

Jae önündeki içeceği alıp pipeti dudaklarına götürdü, bir yudum içip kitaba bakmaya devam etti. Dudakları çok tatlıydı, dolgun dudakları vardı. Onu öpmeyi seviyordu, ya da onun kendisini öpmesini. Ayrı bir histi.

"Minho, kardeşim yeri var zamanı var." dedi Seonghwa; Minho'nun, Jae'nin dudaklarına kenetlenmiş gözlerini kastederek. Gülmüştü ardından. "Senin laflarının da yeri ve zamanı olmalı." dedi Minho gözlerini kitabına kaydırırken.

Seonghwa sonunda bitmiş olmasına gülerek kapattı bilgisayarı. "Hadi içmeye gidelim." dedi. Kang gülümsedi, "Evet, hadi." diye destekledi onu.

Minho kafasını Jae'ye çevirdi, izin istercesine. Jae masadaki kitapları toplarken "İstiyorsan gidelim." dedi. Minho gülümsedi, "Tamam." dedi. Masadaki eşyalar toplandıktan sonra kalkıp yakınlardaki bir restorana girdiler. Bir soju ve kimchi söyledi.

Seonghwa ikinci bardağını kaldırdı, Kang da ona eşlik etti. Jae iki bardak içmişti, daha fazla içmek istemiyordu. Minho onlara eşlik etti, bardaklarını kaldırıp havada tokuşturdular. Jae sandalyesini hafifçe geriye itti, "Ben bir lavaboya gideyim." dedi. Ayağa kalkıp restoranın lavabosuna ilerledi, sıkılmıştı. Ellerini yıkayıp kuruladı. Kadınlar tuvaletinden çıkıp koridordan yürümeye başladı.

Minho da kendisine doğru yürüyordu. Ona yaklaşıp elini beline sardı, "Seni çok seviyorum." dedi Minho. Daha sarhoş olacak kadar içmemişti, ayıktı yani. Jae de kollarını onun boynuna sardı, "Bende seni seviyorum." dedi, oğlanın dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu.

"Bu neydi şimdi?" dedi, Minho kaşlarını çatarak. Kız güldü, "Öpücük." dedi. Minho kafasını iki yana salladı, "Ben uzun hâlini istiyorum." dedi. Jae kaşlarını kaldırdı şaşkınlıkla, "Sonra." dedi kollarını oğlanın boynundan çekerken. Minho ellerini kızın belinden çekti, "Ben tuvalete girip geliyorum." dedi ve erkekler tuvaletine ilerledi.

Jae masaya ilerledi, oturup Seonghwa ile flört eden Kang'a baktı. Cidden her dakika değiştiriyordu hedefini. Büyük ihtimalle sarhoş olmuştu bile.

Minho içeriden hızla geliyordu, çantasını ve telefonunu topladı. Jae'ye döndü, "Jae, hadi gidelim." dedi. Jae şaşkınlıkla telefonunu ve çantasını eline alıp ayağa kalktı. "Hesap sende Seonghwa." dedi ve Jae'nin elinden tutup ilerlemeye başladı.

"Minho, yavaş. At koşturmuyor arkadan." dedi Jae yavaş yürümeye çalışırken. "Koşturuyor, koşturuyor." dedi Minho.

Eve ulaştıklarında Minho kapıyı açtı hemen. Elindeki eşyaları bıraktı vestiyere. Jae'nin çantasını çıkartıp vestiyere koydu. Jae üzerini değiştirmek için yatak odasına gidip dolabı açtı. Minho arkasından gelip dolabın kapağını kapattı. "Sözünü tutacak mısın?" dedi, onu kendisi ve dolabın arasında sıkıştırarak. "Hemen mi?" diye sordu Jae.

Minho her hangi bir cevap vermeden kızın dudaklarına bastırdı dudaklarını. Jae şaşkınlıkla karşılık vermedi bir süre. Minho dolaba yaslı elini kızın beline indirip kendine çektiğinde karşılık vermeye başladı. Elleri oğlanın ensesini buldu. İkisi de buna ihtiyacı olduğunu bilmiyordu. İlaç gibiydi, birbirinin sorunlarını alıyorlardı.

Nefes almak için dudaklarını ayırdı Minho, "İyiysen, devam edelim." diye mırıldandı. Jae nefes alırken onayladı onu, "Tamam."

Minho tekrardan kızın dudaklarına kapandı. Bir elini kızın yanağına çıkardı, baş parmağıyla yanağını okşuyordu. Jae ise onun ensesinde saçlarla oynuyordu. Hayatında hiç bu kadar adrenalin yaşamamıştı. Minho onun tüm ilklerini kapmıştı. Kız nefeslenmek için dudaklarını hafifçe araladığında Minho işin içine dili de kattı.

Bu durum gittikçe derinleşirken ne yapacağını bilmiyordu Jae. Ona ayak uydurmaya çalıştı, biliyordu sonuçta. Minho bir hareketiyle kızı kucağına aldı, elleriyle bacaklarından tuttu. Jae de bacaklarını oğlanın belinin arkasında birleştirmişti.

Kızın bacaklarındaki elini beline çıkardı, tişörtünün içerisinden geçirip kızın sıcak tenine dokundu. İki elini kızın tişörtünün içerisinden beline sardı. Jae onun soğuk ellerini sıcak teninde hissedince anlamıştı bu işin sadece öpüşmekle bitmeyeceğini.

Minho yatağa doğru ilerlerken Jae ensesindeki ellerini omuzlarına indirip kendini geriye ittirdi. "Minho, istemiyorum." dedi hızla nefes alıp verirken. Minho onu duyduğu an ellerini kızın çıplak belinden çekip bacaklarına götürüp onu dikkatlice indirdi. Yutkundu, "Üzgünüm ben, sen de istiyorsun zannettim." dedi sesi sona doğru kısılırken.

İkilinin göğüsleri hızla inip kalkıyordu. Jae ne diyeceğini bilemedi, gözlerine baktı sadece. "Üzgünüm." diye mırıldanıp banyoya ilerledi hızla.

Minho yatağa oturup ellerini saçlarının içerisinden geçirdi. Keşke yapmasaydım, diye düşündü. Saçlarını karıştırdı, ofladı. Yatağa atlayan kediyle kafasını çevirdi ona. Tüylerini okşadı, "Baba yine yaptı, Doongdoong-ah. Baba yine üzdü anneyi." dedi. "Her şeyin içine ediyorum." diye mırıldandı.

Jae yüzüne soğuk suyu çarptı. Çok değişik hissediyordu. Yutkunup kendine baktı aynada, dudaklarının kıpkırmızı olduğunu fark etti. Her öpüştükten sonra oluyor muydu bu? Hiç fark etmemişti daha önce. Hiç hazır değildi böyle bir şeye.

Minho ayağa kalkıp banyonun kapısını tıklattı, "Jae, üzgünüm. İyi misin?" dedi. Jae derin bir nefes alıp kapıyı açtı, "Özür dilerim." dedi Jae. Minho bir adım yaklaştı ona, "Sarılabilir miyim?" dedi. Bunu sorması Jae'nin kalbini acıtmıştı. Kafasıyla onayladı onu. Minho kollarını ona sardı. "Ben anın şeyine kapıldım bir an. Çok özür dilerim." dedi. Jae de sarıldı ona.

Karanlık koridorda, banyonun aralık kapısından süzülen ışıklar onların bedenlerini aydınlatıyordu. "Ben de özür dilerim." dedi Jae. Minho kendinden ayırdı onu biraz, kaşlarını çatarak baktı ona. "Senin özür dilemen değil, beni affetmen gerekiyor." dedi. Jae yanağının içini ısırdı, "Affedilecek bir şey yapmadın." dedi. Minho böyle düşünmesine şaşırdı, "Yaptım tabi, seni şeye zorladım sayılır." dedi.

Zilin çalmasıyla Jae, kaşlarını çattı. "Birini mi bekliyordun?" diye sordu. Minho kollarını kızdan çekip ilerledi. Jae de peşinden gitti, "Bekliyor olsam bunu yapar mıydım?" dedi Minho. Kim olduğuna baktı otomattan. "Abin." dedi, kilit açma tuşuna basarken. Jae gülümsedi, çok güzel bir histi. Ama zamanlama yanlıştı, bir şey çakmamasını umdu.

Gülümseyerek kapıdan içeri girdi. Jae'ye sarıldı. Minho biraz eğilip selam verdi. "İç güvey gibi davranma lan!" dedi Yoongi, Minho'ya da sarılırken.

Salona geçtiler, "Minho kahve yapar mısın?" dedi Jae. Minho onaylayıp mutfağa girdi, çok gerilmişti. "Bir şey mi oldu?" diye sordu Jae yutkunup. Zaten Minho'ya karşı utanıyordu, bir de yeni tanıdığı abisi gelmişti. "Yok, seni görmeye geldim. Öyle, özledim de." diye yanıtladı Yoongi.

Jae'nin neden bu kadar gergin olmasını biraz anlamıştı Yoongi. "Yanlış bir zamanda mı geldim?" diye sordu. Jae'nin gözleri açıldı, "Hayır!" dedi hızla. Boğazını temizleyip "Biz de yeni gelmiştik zaten. Proje için sınıftan birileriyle buluşmuştuk da." dedi sakin olmaya çalışarak. Yoongi inanmamış bir şekilde "Öyle mi, anladım." diye mırıldandı.
_________
AĞAĞĞAĞAĞA
NE YAZDIM BEN
İMANIMI İSTİYORUJM
Bölüm nasıldı
Yorumları bekliyorum
Oy vermeyi unutmayınnnn💖

-1079 kelime

Voices |Lee Minho|Onde histórias criam vida. Descubra agora