19-Accommodation&lil competition

978 88 181
                                    

-Uzun Bölüm-
090723
treat you better -Shawn Mendes

Bana bir işaret ver.
Elimi tut, iyi olacağız.
Söz veriyorum, seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.
Sadece bunu tek başına yapmak zorunda olmadığını bil.
Söz veriyorum, seni asla hayal kırıklığına uğratmayacağım.

____________
29 Aralık
Yorganının üzerinde hissettiği hareketlenmeyle uyandı kız. Yavaşça gözlerini açıp baktı ne olduğuna. Yorganının üzerinde gördüğü beş hamam böceğiyle bir çığlık atıp ayağa fırladı. Odanın kapısına koştu hemen. Chan duyduğu sesle koşarak geldi hızla. "Ne oldu, iyi misin?" diye sordu endişeyle.

Jae titreyen eliyle yatağını gösterdi. Chan kafasını çevirdiğinde gördüğü hamam böcekleriyle güldü, "Ödümü kopardın Jae." dedi.

Jae'nin oldum olası fobisiydi hamam böcekleri. "Ben
burada duramam." dedi Jae nefes nefese. Chan ellerini kızın omuzlarına koydu. "Jae, bak onları alıp atacağım. Bir şey olmayacak. Sakin ol." dedi. Jae kafasını iki yana salladı, "Her yerden çıkabilirler, olmaz." dedi. Chan onun ne derse desin kabul etmeyeceğini anlamıştı. "Peki." dedi.

Jae bir yataktaki böceklere bir de Chan'a bakıyordu. "Şimdi, en köşedeki dolapta en üst rafta tişörtler var. Orada siyah bir tişört olacaktı. Onu ve oranın en alt rafında eşofmanlar var orada da siyah bir eşofman var. Onları bana getirebilir misin?"

Chan gülümsedi, "Tamam." dedi. Sakince ilerleyerek dediği dolabı açtı. En üst rafta tişörtler sıralıydı, kenarında da bir tane siyah tişört vardı. Onu eline aldı, yere çöktü. En alt raftan dediği eşofman sıranın en üstündeydi. Onu da alıp kapağı kapattı. Jae'nin yanına gidip elindekileri uzattı ona. Jae teşekkür edip aldı. "Senin odanda giyeceğim." diyip Chan'ın odasına girip kapıyı kapattı. Chan yanlış tişörtü almıştı, bu Minho'nun ona verdiği tişörttü.

Hızlıca üzerini değiştirirken ayağına değen bir şeyle sıçradı. Çalışma masasının sandalyesine çıktı, tişörtü tamamen üzerine geçirdi. Yere baktığında bir şey yoktu. Geri inip eşofmanını değiştirdi. Sandalyenin üzerine koyduğu pijamalarını alırken masanın üzerinde gördüğü böceklerle koşarak çıktı odadan. "Chan!" dedi. Odanın kapısını kapadı hızla.

"Odanda da var bir sürü!" dedi korkuyla.  Chan mutfaktan çıktı. Eliyle şakaklarını ovdu. "İlaçlattırmamız lazım o zaman." dedi.

"Odamda siyah çanta var masamda, bir de komidinde telefonum var onları bana verir misin? Yuqi'nin yanına gideceğim. İlaçlattırmayı yarı yarıya bölüşelim, masamın çekmecesinde var para oradan alırsın."

Chan, Jae'nin odasına girdi. Dediklerini alıp çıktı hemen. Ona uzattı, Jae aldı. Birlikte kapıya doğru yürüdüler. Jae ayakkabısını giyerken Chan sordu, "Kimde kalacaksın, Minho'da mı?" Kaşlarını çattı Jae, "Gün içinde hallolmaz mı?" diye sordu.

Chan kıkırdadı, "Hayır tabii ki, en erken yarın biter. İlaçlamaları kolay ama evin havalanması lazım." dedi. Jae anladığına dair kafasını salladı, "Ben bulurum kalacak yer. Merak etme," vestiyerden montunu alıp giydi, "Görüşürüz." dedi.

Merdivenlerden inerken Yuqi'yi aradı. Saat 12'ye geliyordu, uyanıktı büyük ihtimalle. Telefon açılır açılmaz konuşmaya başladı "Yuqi, neredesin?...Tamam geliyorum ben. Bir 20-30 dk'ya oradayım. Sende ona göre hazırlan yemek yemeye gidelim." Yuqi yeni uyandığı belli olan sesiyle onu onaylayıp kapamıştı telefonu.

Voices |Lee Minho|Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz