24-Yuqi's gentelman

711 71 122
                                    

140723
istanbul beyefendisi -Yaşlı Amca

14 Ocak
Evlerinde kahvaltı yapıp çıktılar dışarı. Birleşik elleri yolda yürüyen kişilerin gülümsemesine sebep oluyordu. Kızın yüzüne baktı, ona sahip olduğu için gerçekten şanslıydı. Yıllarca bir çöplükteymişcesine yaşamıştı, o gelip bir haftada düzeltmişti her şeyi. Jae için de aynıydı, Minho kurtarmıştı onu; Changbin'den, anksiyeteden ve başka ne varsa. Birbirlerinin kurtarıcılarıydı onlar.

On gündür sadece 2-3 kez evine uğramıştı, onlar da kıyafet almak içindi. Hep Minho'da kalıyordu. Minho'nun dolabında bir raf Jae'nin kıyafetleriydi. Bir sürü anı doluydu o ev.

Her zamanki gibi kafenin kapısını açtı Minho, Jae'nin geçmesine izin verdi belinden destekleyerek. Yuqi'yi görünce hızla ona doğru yürüdü Jae. Yuqi ayağa kalkıp unniesine sarıldı. "Özledim, beni hiç aramıyorsun!" diye sitem etti.

Jae güldü, geri çekilip masaya ilerledi. Sandalyeye oturdu. Yuqi onun karşısında Minho ise yanına oturmuştu. Birer sıcak kahve söyledikten sonra konuşmaya başladılar. "Yuqi, şu konuştuğun çocuk ne oldu? Konuştunuz mu hiç?" diye sordu Jae merakla. Çok güzel ve iyi biriydi, Yuqi. Sevdiği kişiye gitmesini isterdi.

"Arada mesajlaşıyoruz. Mesajlaşırken bile çok kibar, delireceğim!" dedi Yuqi heyecanla.

Jae gülümsedi, "Ne konuştunuz peki?" dedi. Minho kolunu kızın omzuna atıp telefona bakmaya devam etti. "Öyle günlük hayattan. Kitap okumayı çok seviyormuş, bir de tiyatroyu. Kahveyi de çok severmiş." dedi. Jae buruk bir tebessüm bıraktı, tiyatroya başlayamamıştı işe başlayacağı için. "Benden onayı aldı." dedi Jae elini hafifçe masaya vurarak.

Yuqi güldü, Minho'ya döndü "Oppa, bana bir şey yaparsa onu döv tamam mı? Abim olarak bunu yapmalısın!" dedi ciddi bir yüz ifadesi takınarak.

Kafasını telefondan kaldırdı, 'Abim' mi demişti o? Kızların ona bu anlamda bakmasını isterdi, ama olmamıştı hiç. Bir tane ablası vardı sadece. Gülümsedi, "Yüzünü dağıtırım." dedi. Telefonuna bir arama gelmesiyle ayağa kalktı, biraz uzaklaşıp konuşmaya başladı.

"Efendim, Seung?" dedi, Minho. Seungmin iç çekti, "Hyung, ben aşık oldum. Ne yapmalıyım bilmiyorum. Yardım et." dedi. Bugün aşıklar günüydü herhalde. Minho kıkırdadı, "Konum atıyorum gel, konuşuruz." diyip kapattı. Konum atıp masaya döndü.

Jae kaşlarını çattı, "Kimdi?" diye sordu. "Köpekcik aradı. Buraya geliyor." dedi Minho. Köpekcik diyordu çünkü bakışları aynı bir yavru köpek gibiydi. Jae güldü onun hitabıyla.

Minho, Yuqi'ye çevirdi kafasını "Arkadaşım geliyor, sıkıntı olmaz değil mi?" dedi. Yuqi kafasını iki yana salladı.

Siparişlerinin hazır olduğunu gösteren ses geldi masadaki cihazdan. Minho ayağa kalkıp siparişleri almaya gitti. O kasada dururken Jae telefonunu çıkarıp ona bakmasını söyledi. Minho telefonu görünce gülümsedi ve poz verdi. Sonra önüne döndü. Fotoğrafı Minho'yu etiketleyerek post olarak attı.

 Fotoğrafı Minho'yu etiketleyerek post olarak attı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

im.jae98: @_leeminho0_ Doongie'ye benziyorsun~
17 Beğeni
6 Yorum

eun_bangs.ver: Bizim kadar tatlı bir çift olmasanız bile çok tatlısınız!
      im.jae98: @eun_bangs.ver siz ayrısınız~

yawnzzn: Doongie kim ya
      _leeminho0_: @yawnzzn Yeon sen ne ara istek attın lan kıza

_leeminho0_: Ondan daha tatlıyım ama değil mi~
      im.jae98: @_leeminho0_ evet, evet öylesin

"Jae, yanımdasın niye yorumla cevap veriyorsun?" dedi Minho ona dönerek. Jae iç çekti, "O zaman sen niye yorum yapıyorsun?" dedi. "Yah! Cidden bunu tartışmayacaksınız değil mi?" diyip ikiliyi susturdu Yuqi. Jae, Minho'nun arkasından gelen kişiyle gülümseyip Minho'ya dönmesini işaret etti. Minho arkasını dönünce ayaklanıp sarıldı Seungmin'e.

Yuqi dönüp kalmış bakıyordu öyle. Jae, Seungmin'e kafa selamı verince Seungmin kafasını Yuqi'ye çevirdi. Şaşkınca baktı ikili birbirine, "Yuqi'yle tanışıyor muydunuz?" diye sordu Seungmin yutkunarak Jae ve Minho'ya dönerek.

"Yuqi benim yetimhaneden arkadaşım." dedi Jae. Olayı anlamıştı. Yuqi'nin donup kalmasından belliydi. "Sen nereden tanıyorsun onu?" diye sordu Minho.

Seungmin'in dili 'arkadaşız' demeye varmadı, "Aynı okuldayız." diyip Yuqi'nin yanındaki sandalyeye oturdu. Yuqi'ye çevirdi kafasını, "Desene aslında tanışmak kaderimizde varmış." dedi utangaç bir şekilde. Minho gülme krizine girmemek için zor tutuyordu kendini.

Yuqi gülümseyerek onaylarcasına kafasını salladı. Yuqi çekingen biri değildi, Seungmin onun aksine bu konularda çekingendi.

"Jae unniemin de tiyatro sevdiğini biliyor muydun? İyi anlaşırsınız." dedi Yuqi, kahvesinden bir yudum aldıktan sonra. Seungmin onu onayladı, "Evet, Minho hyung buluşturmuştu bizi konuştuk baya." dedi. Sonra Jae'ye döndü, Minho'yla kendi aralarında konuşuyorlardı. "Noona, sen kulübe girebildin mi?" diye sordu. Jae buruk bir şekilde gülümsedi, "Hayır. İşe başladığım için seçmelere katılmadım." dedi.

Seungmin umut verircesine gülümsedi, "Seneye üniversitede girersin, tiyatro kulübü oluyor çoğunlukla." dedi. Yuqi onun gülümsemesine bayılıyordu, gamzesiz gülümsüyordu. Her şekilde gülümsese yakışırdı ona, fark etmezdi.

Minho ve Jae aralarında kararlaştırdıklarına toparlandılar. "Nereye?" diye sordu Seungmin. Minho cevap verdi ona, "Biz gidiyoruz, siz ikiniz birbirinize aşık olduğunuz için kalıp konuşuyorsunuz! Sevgili olmadan gelmeyin, döverim." Jae'nin elini tuttu ilerledi. Kasaya gidip ödemeyi yapıp çıktılar.

Jae güldü kafeden çıkınca "İyi oldu." dedi. Minho da onu destekledi, "O kadar belli ediyorlar ama anlamıyorlar. Bir el atmak şarttı."

"Biraz yürüyelim mi?" dedi Jae, yürümeyi yanında biri olmadığı sürece sevmezdi. Minho gülümsedi, "Olur." dedi, yanında Jae olunca Çin'e bile yürüyebilirdi.

Büyük caddede yürürken biri Minho'nun omzuna dokundu. Minho durup arkasını dönünce gülümsedi, Jae neden döndüğüne bakarken daha önce bir kaç kez okulda gördüğü bir çocuğu gördü. "Hyung, n'aber?" dedi çocuk.

"İyi. Bölüm için karar verebildin mi?" diye sordu. Yüzündeki gülümsemeye tezat bir şekilde yanıtladı onu, "Hayır." Jisung'un gözü, Minho'nun elini tuttuğu kıza kaydı. Eğilip selam verdi, "Jae sunbae, değil mi? Han Jisung ben." dedi. Kız pek hoşnut değildi, ondan kötü bir enerji alıyordu. "Evet, sen beni nereden biliyorsun?" diye sordu tedirginlikle. Minho güldü, "Güzelim, sakin arkadaşım o." dedi kıza dönerek.

Jae bir iç çekti, "Affedersin, bazen sert olabiliyorum." dedi. Bunu içten söylemediği belliydi. Jisung sinirini iyice bastırıp konuştu, "Sorun değil, sunbae! Bir şey soracağım sana, dil sınıfına geçiş yapmalı mıyım sence?"

Jae anlamıştı onun sinir olduğunu, "Bilmem ki, yabancı dil öğrenmen fazla zor değilse geçiş yap." dedi zoraki gülümsemeyle. İkisi de birbirinden haz etmemişti. Bir iki saniye bakıştıktan sonra Jisung kafasını Minho'ya çevirdi. "Hyung ben gideyim, ailem bekliyor. Görüşürüz!" diyip el salladıktan sonra uzaklaştı.

Jae gülümsemesini silip Minho'ya döndü, "O çocukta bir şeyler var." dedi. Minho kaşlarını çattı, "Neden? Çok tatlı bir çocuk, seviyorum ben." dedi. Jae daha fazla irdelemedi, "Peki, sen bilirsin." dedi.

Minho gülümsedi, "Eve gidelim, yeni bulduğum bir et tarifini deneyeceğim." dedi heyecanla. Jae'nin tüm gerginliği gitti onun heyecanıyla. "Peki, gidelim." dedi.
_____________
Evetttt yeni çiftimizzz
Bu arada idolleri shiplemiyorum yanlış anlamayın
Sadece aklıma ficte nasıl uyuyacaklardı geldi ve bum!
Yorumlarınızı bekliyorum
Bu ve bir sonraki bölüm geçiş bölümü olacak
Bir sonraki bölüm bu yazdıklarımın yarısı kadar falan olabilir baya koşa olcak
Yarım bölüm gibi düşünün
Yorumlarınızı bekliyorumm

Neysee oy vermeyi unutmayınnn<33

-1004 kelime

Voices |Lee Minho|Where stories live. Discover now