papatyalar

830 60 6
                                    

Cem asker yatağında son kez uzanmışken Hakan'ı düşünüyordu. Gizli gizli ağlamışlığı da vardı bu yatakta Hakan'dan gelen mesajları heyecanla okumuşluğu da. Yazmak istedi.

İlk Aşkım
Seni düşünebildiğimden geceyi seviyorum. Hiç değişmeyen hep bana gelen adımlarını seviyorum. Yarın yine yanımda olacağını bildiğimden senli hayalleri seviyorum. Güven veren beni rahat uykulara sürükleyen sözlerini seviyorum.

AdaMım
Seni seviyorum. Yaşama amacım sen olduğundan sabahları uyanmayı seviyorum. Sana ulaşan yollarda adımlamayı seviyorum. Sebebi olduğum gülüşlerini seviyorum. Yanımda sen olacağından artık geceleri de seviyorum.

İlk Aşkım
❤️❤️❤️😘 İyi geceler adamım.

AdaMım
İyi geceler sevgilim ❤️

Hakan mutlulukla gelip birliğinden aldı Cem'i. Beraber havaalanına, ordan İstanbul'a, ordan yeni mahallelerine yol aldılar.

Hakan kapıyı açıp Cem'e içeri girmesini işaret etti. Cem heyecanla girdi ikisinin evine. Hakan evi temizletmişti anlaşılan mis gibi kokuyordu. Her şey yerli yerinde düzenliydi. Fotoğraflardakinden daha güzeldi ev.

Salon önceki evinden çok daha büyüktü köşe takımı almıştı koltuğun yerine Hakan. Cem oturdu, çok rahattı. Hakan kumandaya uzanıp TV'yi açtı. O gece evine girdiğinde izletmek istediği ikisinin filmiydi bu. Cem gittikçe daha da dikkatle izledi.

Hakan'la el ele yürüdükleri park, beraber bisiklet sürerken Hakan'ın kafa kamerasından Cem, Galata Kulesi'nin daracık merdivenlerini tırmanan Cem'in ayağı kayınca onu düşmekten koruyan arkasındaki Hakan'ın eli, uyuyan Cem'i öpen Hakan, dalışa gittikleri gün görevliye çektirdiği görüntüler...Sonunda Hakan çıktı ekrana.

"Biz seninle çok güzeliz bitanem. Sen beni biliyorsun ama benim gözümdeki seni bil istedim. Elimdeki elini izlemeyi seviyorum. Bana bakarken gülen gözlerini seviyorum. Sen adımlarken ayağın kaysa seni tutacak mesafede olmayı seviyorum. Gece uykumdan uyanıp kollarımdaki seni öpmeyi seviyorum. Hayatımın en güzel doğumgünü olan seninle suların altında olmayı seviyorum. Senden uzak kalınca anladım ben bir tek seninle yaptıklarımı seviyorum." Video bitti. TV kapandı. Cem hala ekrana bakıyordu ağlarken. Hakan elinde bir buket papatyayla önünde eğildi.

Cem aldı, öyle güzellerdi ki. Hakan'ı öptü dudakları titrerken.

"Teşekkürler aşkım, gerçekten üzdüm, yordum seni. Yine yine yanımda en güzel duygularla sen. Çok çok çok güzel her şey."

"Bitanem ağlama" Hakan sildi Cem'in yaşlarını. "Yeni ev, sadece ikimiz. Bize iyi gelecek bitanem. Ben de seni çok üzdüm istemeden, bütün yaşananlara, yorgunluğuma değer. Benimlesin."

"Neden hep papatya aşkım?"

"Sendeki masum, hassas ruhla bendeki sana koşulsuz-bitmez aşkı en güzel onlar simgeliyor çünkü."

Cem çiçekleri sehpaya bırakıp Hakan'a sarıldı.. Hakan devam etti. " Bir de sana ilk papatya buketi verdiğim gün bana gelmiştin her şeyinle, o günü hatırlatıyor bana. Mutlu oluyorum papatyalar görünce."

Hakan'a daha sıkı sarıldı Cem. "İyi ki bana yeniden geldin. Seni seviyorum" dedi. Başını omzuna koydu. Boynunu öptü.
"Bitanem duş alıp geleyim, terledim yolda."dedi Hakan.

Cem kollarını doladığı boynu tekrar tekrar öptü. Koltukta arkaya yaslanıp kendine çekti adamını. Hakan'ın elini tutup kendi beline koydu. Alt dudağına uzanıp dudakları arasında ezdi. Hakan ağırlığını vermeden Cem'in üzerine uzandı. Diğer elini de Cem'in beline götürdü. Okşadı yavaş yavaş. Elinin birini poposuna indirip sıktı hafifçe. Öpücükte derinleşti anında. Hakan Cem'in tişörtünü yukarı kaldırıp çıkardı. Sevdiği bedeni süzerkem bakışları Cem'in karnındaki dövmeleri buldu. Eliyle dokunup "aşkım ne zaman yaptırdın? Canın çok yandı mı?"

"İki yıla yakın yada geçti tam hatırlamıyorum. Acıdı biraz ama utanıyordum izlerden. İnsanlar sorar mı? Gözlerini dikip yara izlerime bakar mı diye korkuyordum. Yüzme kursuna gitmeye karar verince Yavuz'la gidip yaptırdım."

Hakan Cem'in üzerinden kalkıp onu da kaldırdı." Çıkıyor muydun onunla?"

"Yavuz'la sadece arkadaştık. Artık arkadaş bile değiliz. Senden sonra bi sefer ve bi kişi oldu sadece.... Sen yeniden gelmeden önce de iki yıldır kimse olmamıştı, duygusal anlamda da cinsel anlamda da."

"Cem olabilirdi de. Ayrıydık. Bende hatalar yaptım. Kimse senin gibi olmadı."

"Kaç kişi diye sormaya korkuyorum. Sakın söyleme. Bi daha açmayalım bu konuyu. "

Cem yerinden kalkıp yerdeki tişörtüne uzandı. Hakan elinden alıp yere tekrar bıraktı. Cem'in elini tutup kucağına çekti. Cem Hakan'a uyup oturdu kucağına. Hakan Cem'in çıplak bedenine öpücükler kondurdu. Özlediği tepecikleri yaladı, emdi. Cem Hakan'a yukarıdan bakıyordu, istemsizce inledi. Hakan'ın gömleğinin düğmelerini açarken kahve gözlerinin içine içine baktı. Dudaklarını aralık dudaklarla buluşturdu. Hem tanıdık hem de çok yeni hissettiren heyecan-tutkuyla bıraktı kendini adamının kollarına. Hakan şefkat ve şehvetle hazırladı Cem'i. Hiç yakmadı canını. Salonda başlayıp yatak odasına, ordan banyoya kadar kopamadılar birbirinden. Tekrar tekrar her zerresini öpüptüler birbirinin. Zirveye tekrar tekrar ulaştılar. Sonra beraber uzanıp uyudular.

Cem uyandığında saat akşam yedi olmuştu. Çok acıkmıştı. Yavaşça kalktı. Salona gidip ortalığı topladı. Papatyalarını alıp vazoya koydu. Buzdolabını açtığında yine yine taa içine dokundu Hakan. Artık bıktığı tiramisu, su böreği vardı dolapta.
Buzluğu açtı Hakan'ın sevdiği mantıyı gördü. Hemen su koydu tencereye kaynamasını beklerken salata yaptı bol havuçlu, Hakan'ın sevdiği çikolatalı pastadan sipariş etti. Mantı haşlanırken az sarımsaklı yoğurdunu da yaptı. Masayı kurdu. Her şey hazırdı.

Gidip hala uyuyan Hakan'ı öptü. "Aşkım uyan." Bi daha öptü. "Kocacığım yemek hazır." Hakan sarıldı. Cem'i çekti kendine. "Kocan seni çok seviyor. Yorulmasaydın dışarıda yerdik."

"Mantı var desem?"

Hemen açtı gözlerini, uzunca öptü sevdiği dudakları. Beraber masaya oturdular. Yerlerken pasta da geldi. İkisinden daha mutlusu yoktu dünyada.

O DEĞİL   [ bxb ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin