Turan

1.2K 65 22
                                    

Sahilde yürüdüler, sıradan konular konuştular. Arabaya döndüler sonra, Turan Cem'i evine bıraktı. Arabadan inmeden "Cem senden tek bişey isteyebilir miyim?" dedi.

Cem Turan'ın gözlerine merakla baktı." Evet?". Turan Cem'in elini iki elinin arasına aldı ve "Artık önümüze bakalım olur mu? Geçmişten konuşmayalım. Sadece beraber şimdi ve sonramız olsun." Cem biraz utandı, hala bütün geçmişini tartıyordu kafasında. Hiç sadece şimdiye odaklanamamıştı belkide. "Tamam." dedi ve "İyi geceler."

Turan yaklaşıp Cem'in yanağından öptü kısaca "iyi geceler sevdiğim." Cem kıpkırmızıydı, başını kaldırmadan kapıyı açtı. Ama Turan hala tuttuğu elini bırakmadı. Cem Turan'a çevirdi gözlerini. Turan yanağını Cem'e uzattı. Cem yavaşça yaklaştı, büzdüğü dudaklarını Turan'ın hafif sakallı yanağına bastırdı. Hemen ayrılamadı. Gözlerini kapayıp öyle kaldı biraz. Nedense açarsa akacakmış kadar dolmuştu gözleri. Hakan da numaradan olsa bile başka bi kızın elini öpmüştü.

Turan gerildi. Yutkundu. Deliler gibi öpmek isterdi tam şuan, orada. Ama zaman lazımdı. Önce güvenmeliydi Cem, önce iyice bilmeliydi Turan'a hislerini.

Cem yavaşça geri çekildi, yavaşça araladı gözlerini ve göz göze geldiler. Konuşamadılar. Cem'in bakışlarında biraz hüzün de vardı hep olduğu gibi. Elalarında yeşilin en güzelini çoğaltmıştı o hüzün. Yüreği kırgındı. Kendinden beklemediğini yapmıştı. Zor da olsa çıktı arabadan ve apartmana girdi.

Cem'in evinin ışığı yanınca da Turan uzaklaştı. Artık hafifti yüreği ama hep tetikteydi. Her hareketine, her sözüne dikkat edecekti. Cem'i bir kez daha kaybetmeyecekti.

Turan yatağına girince telefonu aldı. Acaba yazsa olur muydu? Uyudu mu çoktan? Tutamadı kendini ilk kez sevmiş bi ergen gibi "uyudun mu?" yazdı. Hemen cevap geldi. Anlaşılan Cem de Turan gibi heyecanlıydı.

"Yok, biraz çizim çalışıyorum. Sen neden uyumadın? Burak mı açıyor kafeyi sabah?"

"Bende onu söyleyecektim. Burak aradı Burcu hamileymiş. Yakında düğün var."

"Ciddi misin? Çok sevindim onların adına."

"Cem"

"Evet?"

"Seni seviyorum"

"Biliyorum"

"Hiç söyleyemeyeceğim sanmıştım. Ben çok mutluyum"

"Nasıl hissettiriyormuş?"

"Anlamadım?"

"Demiştin ya
'sarıl da bileyim' diye?"

"Sen bana neler yaptığını bilsen? Telefonda kendini daha rahat ifade ediyorsun demek... Çok güzel, huzura ermiş gibi, dün deya ikimizden ibaretmiş gibi, omzumdan bütün yükler kalkmış gibi hissettiriyor."

"İyi geceler "

"İyi uykular, benim Cem'im❤️"

O günden sonra sabah akşam yazıp, aradı Turan. Önce hep Turan adım atıyordu ama önemi yoktu. Fark etmemişti bile. Kendini özgürce ifade edebilmek, sevdiğine sevdiğini söylemek çok güzeldi. Affedilmek güzeldi.

Burak heyecanla bir ay sonraki düğünlerine hazırlanıyordu. Cem Burcu'un fikrini alarak onları özenle hazırladığı davetiye hediyesiyle tebrik etti. Burak da Burcu da çok beğenmişti.
  
                         *

Birlikte alış verişe gitmek için Turan aldı işten Cem'i. Merhabalaşırken ve vedalaşırken yanaktan öpmekten, el ele tutuşmaktan öteye geçmiyorlardı. Turan çok istiyordu ama Cem için bekliyordu. O da 'seviyorum' diyebildiğinde yakınlaşmak, bütün olmak istiyordu. Arabada 'bugün neler yaptın'ı konuştular. Turan yine sımsıkı tutuyordu Cem'in elini.

"Güzelim AVM'de ayrı ayrı alış veriş yapsak, düğünde görsek ne aldığımızı olur mu?"

Cem bozuldu önce ama "tamam" dedi. "Ayrı zamanlarda da gidebilirdik?" diye ekledi.

"Evet ama alışverişten önce ya da sonra sinemaya gideriz, beraber yemek yeriz diye düşündüm. Burak yoğun biliyorsun. Kafeden fazla ayrılamam. Düğünde seni etkilemek istiyorum. Ama şimdi de göreyim dersen öyle yapalım. Sen nasıl istersen?"

"Yok, merak ettim şimdi beni ne kadar etkileyeceğini." deyip kıstığı gözleri gülen yüzüyle Turan'a baktı.

"Bak korktum şimdi istediğim kadar etkiyememekten. Hem sen önceden böyle değildin, daha masumdun." deyiverdi Turan boş bulunup. Sessizlik çöktü arabaya.  Cem elini çekti Turan'dan.

"Öyle demek istemedim Cem. Bitanem özür dilerim."

Başını sallamakla yetindi Cem.

Cem ve Turan alışverişlerini yapıp restoran katında buluştular. Cem kumpir yemek istedi, Turan da köfte. Yemeklerini yediler. Arabaya döndüler. Turan yine sımsıkı tuttu Cem'in elini.

Cem eli elinde olsa da fersah fersah uzak hissediyordu Turan'dan.

Turan mahalleye girerken
"Güzelim bana gidelim, konuşalım biraz olur mu?"

"Başka zaman, yorulduk bugün."

Turan Cem'i evine bıraktı. Cem öpmesine fırsat vermeden "iyi akşamlar" dedi indi arabadan.

Cem eve çıktı duşa attı kendini. Akşamı zor etmişti Turan'ın yanında. 'Masumiyet nedir?' diye düşünüp durmuştu. Cem'in de cinsel arzuları vardı. Son yaşadıklarıyla aklına bile gelmemişti ama Turan'dan o anlamda da etkilense, sevişseler bu masum değiller demek miydi?

İkisi de erkekti. Turan seviyorum diyordu. İnsan sevdiğini isterdi. Hem Turan 26 Cem neredeyse 20 yaşındaydı. El ele tutuşmayacaklardı bi ömür. Biraz ders çalışmak istedi, odaklanamadı. Film açmak istedi, hiç bişey seçip başlayamadı. Yatağına girdi uyku tutmadı.

Turan davet edince gitseydi keşke evine. Konuşsalardı. Neyi bekliyordu ki? Hem sürpriz olurdu. Sevinirdi Cem'i kapısında görünce. Cem kalkıp giyindi hemen. Kafasında kurup duracaktı yoksa. Belki de sadece şakaydı Turan'ın arabada söylediği. O da konuşmak istiyordu belki de?

Cem hazırlanıp çıktı, yürüme mesafesindeki Turan'ın evine gitti. Kapıyı çaldı ama açan olmadı. Telefonla aradı "Turan evde misin?"

"Yok, sana geliyorum, haber vermedim ama gelebilir miyim?"

"Ben de sana gelmiştim ama yolda neden karşılaşmadık?"

"Bana mı geldin. Bekle geliyorum hemen."

"Tamam, bekliyorum."

Turan hızla evine döndü. Kapıda bekleyen Cem'in yanına çıktı. "Hoş geldin. Markete gidip içecek bişeyler almıştım, ondan karşılaşmadık yolda sanırım. " Kapıyı açtı, önce Cem girdi, sonra Turan girip kapıyı kapattı. "Geçsene" diyip salonu işaret etti. Mutfağa bıraktığı poşetten iki bira alıp salona Cem'in yanına oturdu. Biranın birini Cem'in önüne bıraktı "içeriz değil mi?"

O DEĞİL   [ bxb ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin