planlar

870 62 39
                                    

Eve dönerken kafeye uğrayıp Turan'ı bi görüp öyle geçecekti evine. Bu akşam evde çalışması gerekecekti, hem onu haber verecek hem de belki ufacık öpecekti.

Çalışandan Turan'la Burak'ın arkada olduğunu öğrenince oraya geçti. Adı geçince de dinlemeden edemedi.

"Cem doğuramıyor farkındaysan"  Burak'ın sesiydi bu.

"Biliyorum aptal. 5 yıl sonra evleneceğim. Çocuk olunca boşanırım. Cem' le büyütürüz işte"

"Ohaaa. Cem'in haberi var mı bundan? Kadın da çocuğunu size bırakacak mı hem?"

"Vakti gelince olacak. Şimdi söylersem kabul etmez Cem ama dört yıl sonra yavaş yavaş hazırlayacağım bu fikre. Kadınla da evlilik sözleşmesi yaparım. Çocuğu tamamen bıraksın istesem taşıyıcı anne bulurdum. Türkiye'de yaşıyoruz çocuğumun annesi de olsun istiyorum."

"Çok şey istiyorsun. Tamam baba olmak istemeni anlıyorum. Ne kadar istediğini ben biliyorum. Cem ne istiyor sordun mu? Bana bile ters geliyor arkadaşın olarak. Cem'i ikna ettin diyelim seninle bu şartlarda  evlenecek kadını nerden bulacaksın?"

"Cem'in yaşı küçük çocuk istemez şimdi. Hem baba sevgisini bilmiyor ki. Benim gibi değil."

Daha fazla duyacak ne kalmıştı? Sessizce uzaklaştı Cem. Kafası allak bullaktı. Kafeden çıkar çıkmaz adımlarını hızlandırdı. Sahile yürüdü. Yaz gelmişti. Hava güzeldi. Biraz da sahilde yürüdü.

Keşke akıl danışabileceği biri olsaydı. Turan çocuk istiyorsa bişey diyemezdi. Ama onun evliliğini mi izleyecekti? Başka birinin yatağına mı yollayacaktı bile bile? Kendi ne olacaktı? Metres mi? Yedek mi? Yoksa o arada Cem'den tamamen uzak mı duracaktı?  Ya 'dört yıl sonra yavaş yavaş hazırlayacağım' demesi? Şimdiden kararını vermişti demek. 'Cem dört yıl sonra benden vazgeçemez her şeye tamam der' diye mi düşünüyordu? Sevdiğini söylerken çoktan bunları planlayıp mı gelmişti Cem'e?

Hangisi doğruydu? 'Ben seni seviyorum ama çocuk da istiyorum. Bu çocuk da taşıyıcı anneden değil evleneceğim bi kadından olsun istiyorum' mu demeliydi en başında? Yoksa Turan'ın yaptığı gibi Cem'in vazgeçemeyecek kadar aşık olmasını beklemek mi doğruydu? Cem sevinse miydi Cem'i bırakmayı düşünmemesine? Neden sevinemiyordu?

Cem nerden baksa kendini o planın sağında solunda bulamıyordu. Doğrusu da yanlışı da Cem'e göre değildi.

Cem hiç baba olmak istemiyordu çünkü. Bi çocuğun sorumluluğunu alabilecek yeterlilikte görmüyordu kendini. Kendi çocuğu olsa ya Cem genç yaşta ölse o çocuğu kime bırakırdı? Kendisi gibi kimsesiz bi çocuk bırakmak istemezdi arkasında.

Hem baba ne demek bilmezdi Cem. Haklıydı Turan. Kendi babası, baba dediği Hasan, annesinin babası, arkadaşının babası, Hakan'ın babası...tanıdığı her babanın karşılığı olumsuzluktu.

Terketmek, görmezden gelmek, hakaret etmek, küçümsemek, psikolojik şiddet...ne görmüştü ki baba denenlerden? Nasıl baba olabilirdi ki?

Ne yapacaktı şimdi? Hayatına çoktan almıştı Turan'ı. Bu aşılabilir bir şey miydi? Çocuk ya da Cem hangisinden vazgeçerdi Turan? 'çocuk istemiyorum' dese güvenebilir miydi Cem? Bir kaç yıl sonra yine aynı konu gelebilirdi önlerine. Yine bi çıkmazda bulmuştu kendini.

O DEĞİL   [ bxb ]Onde as histórias ganham vida. Descobre agora