pişman

1K 64 17
                                    

Nefesleri tekrar düzene girince Turan Cem'i omzumdan öpüp "bitanem önce sen gir banyoya" dedi. Cem çok yorgundu, gözlerini kapamıştı çoktan "burda uyusak?"

Turan Cem'in terden ıslanmış saçlarını geriye taradı parmaklarıyla "yatağa gidelim, burda uyursak sabah daha çok ağrın olur." Cem gözlerini açtı "utandırmasana" diyip omzunun üstünden Turan'a baktı ters ters. Turan gülmeden edemedi "kızgınken bile güzelsin, her zerren güzel." dedi öptü ısırılmaktan şişmiş dudakları.

Cem de ağrıyan bedenine sıcak suyun iyi geleceğini düşündüğünden  "ben yıkanayım o zaman" deyip yavaşça kalktı sırtı Turan'a dönük, başı Turan'ın kolunda yattığı koltuktan. Turan kollarını zorlukla ayırdı. Cem'i daha çok zorlamayacağını bilse devam ederdi. "Yardım edeyim mi yıkanmana bitanem?"

Cem yeni oturmuştu koltuğun kenarına, Turan hala uzanıyordu. "Yok, tehlikeli olur gibi." Turan sesli sesli gülmeye başladı bu sözlere. Cem kaşlarını çatıp yarı yalancı bi kızgınlıkla "senin yüzünden" dedi yerdeki kırlenti alıp Turan'a hafifçe vururken. Turan sert bi darbe gelecek sanıp. hala gülerken kollarını siper etmişti kendine. Beklediğinin aksine öyle hafif bi vuruş oldu ki gülüşü soldu.

Kollarını Cem'in beline sarıp tekrar yanına çekti. Taaa yüreğinde bi yer sızladı. Sevgiyle, mahçubiyetle, hayranlıkla doldu yüreği. Sırtüstü yanına uzanmasını sağladığı sevgilisine kollarını sımsıkı doladı. Başını göğsüme koydu. "Biraz daha böyle kalalım" dedi kapattığı gözleriyle. Cem sarılışına karşılık verdi. İçindeki ağlama isteğini bedenindeki ağrı daha da arttıyordu. O isteği bastırdı. Onun kadar güçlü olan uyuma isteğine bıraktı kendini. Biraz sonra Cem uyuyakalmıştı bile.

Sabah önce uyanan Turan oldu. Dirseğinden kırdığı elini başına destek yapmış Cem'i izliyordu. "Benimsin" dedi "artık benimlesin, kimse zarar veremez, kimse üzemez seni." Cem kulağındaki fısıltıyla araladı gözlerini. Turan bir elinin parmaklarını Cem'in boynunda, köprücük kemiğinde gezdirirken "günaydın güzelim, iyi misin?" Cem kendine sarılan kolu eliyle uzaklaştırıp yerinden kalkarken  "günaydın, iyiyim."dedi. Turan " hadi vaktimiz varken dışarıda güzel bi kalvaltı edelim."

"Çok iyi olur" dedi Cem. Banyoya giderken "hemen çıkarım" diye ekledi. Turan odasına geçip Cem'e kıyafetlerinden hazırlayıp yatağa koydu. Kendi ne kıyafet seçip Cem'in çıkmasını bekledi.

İkisi de hazırlanıp çıktılar. Arabaya geçtiler beraber. "Çok vaktim yok kafeyi Burak açacak ama erken çıkacak, yakında bi yere gitsek olur mu bitanem?"

"Olur tabi." diyen Cem'le keyifle sürdü arabayı Turan. Arada Cem'e bakıyordu. Elini yine sımsıkı tutmuştu.

Cem tek kelimeyle kendini anlatsa 'pişman'dı. Yakalanma korkusu olmadan izliyordu artık Turan'ı. Eli elindeydi. Ama eski hisler eskimişti. Turan da arada başını çevirince göz göze geliyordu ikili. Güzel bakıyordu Cem'e. İnanmamak, güvenmemek aklının ucundan geçmiyordu. Seviliyordu Cem.

Zamanla birini sevebilirdiniz. Zamanla içinde kendinizi gördüğünüz gözlere kapılabilirdiniz. Kalbinize usul usul adım adım girebilirdi gerçekten seven biri.

Ama zaten hayran olduğunuz gözlerde artık siz varsanız? Kalbinizde çoktan yer bulmuş biri artık kalbine sizi aldıysa? Kavuşmanıza da hiç engel yoksa?
Mutlu olmaktan başka ne kalırdı ki geriye? Mutlu olmalıydı Cem. Olmayan bi şey vardı.

Güzel bi restoranda boğaza karşı kahvaltılarını ettiler. Masada yok yoktu. Turan Cem'in işiyle ilgili anlattıklarını dinliyordu. Baktıkça daha çok seviyor, dinledikçe daha çok konuşsun istiyordu. Turan'ın ilgili halleri Cem'in içinde bi yeri sızlatıyordu.

Arabaya geri döndüler. "Ben kullanabilir miyim?" dedi Cem. Turan hemen fırlattı anahtarı. Cem sürücü koltuğuna oturdu.  Turan yanına oturup bakışlarını Cem'e dikmişti. "Cem, yaklaş bi" dedi. Cem yaklaştı. Dudaklarına ani bi öpücük bırakıp "şimdi gidebiliriz" dedi. Cem kafasındaki 'alışmalıyım' sesiyle sürdü kafeye. Beraber indiler. Cem evine yürüyerek geçti.

Gün boyu Burak çıkana kadar söylendi Turan. "Kardeşim durdun durdun evlenecek zamanı buldun. Çabucak düğünü yap, tatilinden gel işlerin başında dur. Ben sevgilimle saate bakmadan vakit geçirmek istiyorum. Aşk hayatımın içine ediyorsun" diyordu.

Burak da "yok yok baya mutlusun sen. Beni bir ay unut. Adı üstünde bal ayı oğlum" diyordu.

"Onu bunu bilmem, Cem'in doğum gününe az kaldı. İki hafta da dönmezsen öldün oğlum."

Turan bildirim sesiyle Burak'la uğraşmaya son verdi.

❤️Sevdiğim
Kafeyi kapatınca bana gelmek ister misin?

Turan
Uçarım😻

Çaktırmadan mesajı okuyan Burak katıla katıla gülmüştü. Kahkalarının arasında "kedicik" "miyauv" "mırrr" deyip deyip tekrar gülüyordu.

Turan sinirlenmek istese de olmuyordu.  "Cem- kedi " aklından kötü kötü şeyler geçiyordu.

O DEĞİL   [ bxb ]Where stories live. Discover now