akşam

994 59 30
                                    

Turan heyecanla kapattı kafeyi, en güzel cupcakelerden bi kutu hazırlamıştı. Aklından geçenlerle daha da hızlanıyordu adımları. Cinselliğe aç değildi ama Cem'le sevişmek o kadar farklıydı ki.

Onu askerdeyken terk eden kız arkadaşıyla ileri gitmemişti hiç. Sevdiğine kıyamayanlardandı. İşini gücünü kuruncaya, ev geçindirecek konuma gelinceye saklamıştı en özel anlarını. İlk seferleri için çok güzel bi bungalov hayal ederdi. Evlenip, çocuk yapmak, tıpkı babası gibi bi baba olmaktı niyeti.

Başkasını sevememişti sonra. İlkini de hiç hayal etmediği bi otel odasında tek gecelik biriyle geçirmişti. Sevişmekten çok eziyet gibi birlikte olmuştu kadınlarla. Şiddet eğilimi de böyle başlamıştı belki.

Cem'i sevdiğini bile anlayamamıştı kolay kolay. Öyle kilitliydi ki kalbi. Olmayacak bi şey olmuştu Cem'le.

Sonunda seviyordu sevilecekti de. O hastane odasında Cem'in başucunda beklerken bütün geleceklerini hayal etmişti çoktan. Cem'i ikna etmesi gerekenleri ve ne zaman bunu yapacağını bile planlamıştı. Şimdi sadece sevme kısmındalardı o planların. Cem'le aşklarını yaşayacaklardı sonra bi çocuk katılacaktı aralarına sonra bi ömür mutlu olacaklardı. Turan çoktan kararını vermişti.

Çalan kapıyla kalkıp açtı Cem. "Hoş geldin" dedi. Turan sardı  bi kolunu, saçlarını öperken "hoş buldum güzelim" dedi. Biraz kaldılar öyle. Cem yine kollarında  kokusuna alışmaya çalışıyordu. Ayrıldıklarında paketi uzattı Turan "en sevdiklerinden" dedi. Cem gülümseyip aldı. Mutfağa götürüp önce paketten çıkardı kutuyu sonra kapağını kaldırdı. Renk renk cupcakeler çok güzel görünüyordu. Turan sever diye çay yapmıştı, cipsin yanına da acılı sos.Hemen tepsiyi hazırlamaya koyuldu.

Turan da mutfak kapısına omzunu yaslamış kavuşturduğu kollarıyla Cem'in ev hallerini izliyordu.

"İyi ki dışarda böyle giyinmiyorsun. Kafayı yedirtirdin bana."dedi Turan Cem'in kısa şortuna bakarken.

"Mini eteklerimi de bi tek senin yanında giyeyim istersen" dedi Cem de gülerek.

Turan "Giyer misin güzelim?" deyip Cem'e doğru adımladı neşeyle.

Cem "Sana erkek olduğumu hatırlatmaya çalışıyorum. Kıyafetime karışmayı aklından bile geçirme."

"Aşkım şimdi..."

"Sadece tamam diyebilirsin. De"

"Tamam güzelim tamam. Zaten giymiyosun dışarıda öyle."

"Hiç giymeyeceğim anlamına gelmez" diyip göz kırptı Cem.

Turan suratını asıp "tamam" dedi.

Tepsiyi alıp salona geçti Cem. Turan da arkasından. Oturdular. Turan film açmaya koyuldu. 

Cem sabah evine geldiğinde başlamıştı düşünmeye. "Pişmanım, bitirelim" demeli miydi? Yoksa sevgisine inandığı Turan'a zamanla alışabilir-sevebilir miydi? İçindeki kuşkuyu, Hakan'a ihanet etmiş, Turan'ı kandırmış, bedenini kirletmiş suçluluğunu atamıyordu içinden.

Bi yanı Hakan hiç gelmeyecek diyordu. Turan seni seviyor diyordu. Zaman her şeyin ilacı mıydı gerçekten?

Hakan'la karşılaştırmadan edemiyordu. İlk seferlerinde bile hiç yakmamıştı canını, yumuşacıktı dokunuşları. Uzun uzun hazırlamıştı Cem'i. Öncesinde ecza dolabına krem bile alıp koymuştu Cem fark etmeden. 'Süreyim bitanem' demişti. Cem utansa "acımıyor" dese de "olsun biz azıcık sürelim. İlkimizi kötü hatırlama" demişti.

Turan hiç umursamamıştı yanan canını. İşi bitince özür dilemişti duramadığı için ama acıyor dese de devam etmişti o esnada. Zamanla alışabilir miydi bunada?

Hakan'ı unutamazsa bu Cem'i çok kötü biri yapar mıydı?

Turan hak ediyor muydu bu şekilde davranılmayı?

Düşünse de faydası yoktu. Hakan yoktu artık. Affedemeyen kendisi değilmiş gibi özlemeye hakkı yoktu. Artık hiç yoktu.

Turan'ın dizine uzanıp saçını okşamasını istedi. Sevilmek istemiyor muydu? Seviliyordu işte.

Aklındaki düşünceleri, şüpheleri susturdu. Turan vardı artık.  Beraber film izlediler. Beraber geçtiler yatağa. Turan tekrar sevişmek istese de Cem istemedi.  Sadece sarılıp uyumaya ihtiyacı vardı. Böyle böyle alışacaktı sıkı kollara, bu farklı kokuya. Karıştıkça yakıştıracaktı kendi kokusuna.

Turan Cem'e iltifatlar etti gece boyu. Cem dinledi. Sokuldu göğsüne.

Hiç kabul olmazdı dilekleri ama yeni bir dileği vardı bu gece. 'Bütün pişmanlıklarımdan kurtulayım nolur' dedi.

O DEĞİL   [ bxb ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin