buluşma

1.1K 72 26
                                    

Günler birbirinin aynı geçip gidiyordu. Çalışmayı çok seviyor bir de üstüne övgü alınca keyfi iyice yerine geliyordu. Ne kadar başarılarıyla kendini tekrar tekrar kanıtlasa da arkasından 'diplomasız-torpille girmiştir işe' diye dedikodu edilmesine engel olamıyordu. Kim olabilirdi ki?

Kafeden ve Turan'dan uzak kalmaya çalışıyordu. Evde vakit geçirmek bi yerden sonra sıkıcı olmaya başlamıştı. Yüzme kursuna gitmeyi düşündü ama karnındaki yara izlerinden utanıyordu. Dövme yaptırmayı düşündü ama izi kapatmak için üç büyük dövme yaptırması gerekecekti. Hem acısından korkuyor hem de büyük dövmeler hoş durur mu bilemiyordu. Dövme yaptırmak istese küçük bişey yaptırmayı tercih ederdi. Yüzmeyi de dövmeyi de sonraya erteledi.

Bi yanı Turan'ı düşünmeden edemiyordu. Cem artık bi insana tutunmayı istemiyordu. Daha önce Hakan'a tutunmuştu. Kötü tecrübesi korkutuyordu. Turan Cem için çok büyük fedakarlıklar yapmıştı. Unutamasa da o geceyi affetmişti.

İçinde en başından beri Turan'a hayran olan bi taraf vardi. O gece o ses susmuştu. Yine kendini ölümün kıyısında bulacağı benzer bir tecrübe yaşamak istemiyordu. Ama aylar geçmiş Turan Cem'den vazgeçmemişti. Turan'a bir adım atsa pişman olur muydu? Belki Cem de bu kez daha farklı olurdu? Kendini o kadar kaptırmazdı belki de.

Böyle düşünürken Burak aradı. Akşam Burcu be Turan'la beraber canlı müzik yapan bi bara gideceklerdi. Cem'i de davet etti. İlk defa böyle bir yere gidecekti. Kabul etti ve heyecanla hazırlanmaya başladı.

Burak ve Burcu, Burak'ın arabasıyla gidecek, Cem'i de Turan alacaktı. Turan geldiğinde Cem'e haber verip arabadan inip beklemeye başladı. Apartmanın kapı sesiyle Cem'i buldu bakışları. Her zamankinden daha yakışıklıydı. Yeni alındığı belli olan kıyafetleriyle, küpesi ve saçlarıyla bi başkaydı. "Merhaba"dedi Turan'a. Turan da "merhaba" dedi. Beraber arabaya geçtiler. "Nasılsın?"

"İyiyim Turan, sen nasılsın?"

"Adımı sesinden duymayı bile özlemişim."

"Hani arkadaş kalacaktık? Konuştuk bunları."

"Cem, özür dilerim."

"Böyle görüşünce umut mu veriyorum diye uzak kalmaya çalışıyorum."

"Yapma. Kalma uzak. Tamam demiyorum bişey."

"Belki de sadece affedilmek istediğin için böyle yapmaktan vazgeçemiyorsun. Gerçekten sevdiğinden değil."

"Affettim demiştin.?"

"Evet. Hala ... üzülmeden edemiyorum o gece yaptığına. Sevmek ve şiddeti aynı kefeye koyamıyorum. Güvenemiyorum işte. Pişman olmaktan korkuyorum."

"Bi hatamı gördün mü o geceden başka? Ben de zor yollardan geçiyorum. Bi mücadele içindeyim hayatla. Bi anlık patlamaydı. Tamam sebep olamaz. Olmamalı. Cezamı çekiyorum. Senden gelene razıyım o zamandan beri. Başkasıyla görsem de geçmedi. Başkası için üzülsen de geçmedi. Reddetsen de geçmedi. Bana bi adım atmasan da geçmedi." Derin bir nefes alıp verdi ve devam etti.

"Hepsini cezam sayıyorum ve hak ettiğim için katlanıyorum. Arada bir de olsa sesini duymakla, yüzünü görmekle yetiniyorum. Fazlasını, çok çok fazlasını isterken yetiniyorum. "

"Cem sevmek bu değilse nedir o zaman?"

"Bence kıyamamaktır. Vuramamaktır. Senden uzaklaşmasına sebep olmamaktır."

Yolun kalanında sustu ikisi de. Söylediklerinin ve işittiklerinin ağırlığı vardı aralarında.

Bara geldiklerinde arabadan beraber inip sessizce yürüdüler gene. Burak ve Burcu gelmişti çoktan. Kısaca selamlaşıp onların masasına oturdular. Birer bardak içkiyle muhabbete başladılar. Burcunun midesinin bulanmasıyla Burcu lavabolara koştu, Burak da peşinden.

Masaya sessizlik hakimdi. Turan Cem'e çeviremiyordu gözlerini. Cem'se arada bir göz ucuyla bakıyordu. Bi kız gelip Turan'a asılana kadar böyle devam etti. Turan ona kur yapan kıza engel olmadıkça kız daha da sırnaşıyor, kolunu okşuyordu.

Cem sinirle kalktı yerinden, dışarı attı kendini. Bardan hızlı adımlarla uzaklaşırken gözleriyle taksi arıyordu etrafta. Gözlerindeki buğudan hiç bişey göremiyordu. Bu muydu razı olmak? Ya sevmek..? Dürüst insan yok muydu? Az önce 'adımı sesinden duymayı bile özlemişim' diyen adam başkasıyla flörtleşiyordu.

Turan yetişip tuttu kolunu ve kurtulmaya çalışan Cem'e izin vermedi. Sarıldı sımsıkı. Cem ellerini Turan'ın karnına koymuş uzaklaştırmaya çalışsa da kurtulamadı sıkı kollardan."Bırak! Bırak beni..."

"Ağlama. Ağlama güzelim" diyen Turan bırakmadı hiç. "Sen de hoşlanmasan kıskanmazdın. Ne o kız ne başkası umrumda. Sadece tepkini görmek istedim. Sadece sen varsın benim için. Uzun zamandır böyle bu. Bırak artık bırak da sevelim birbirimizi. İzin ver bana. Ağlama güzelim."

" Hadi sarıl bana sarıl da bileyim nasıl hissettirdiğini. Nolur." diye fısıldadı Cem'in kulağına. Cem de daha çok ağlayıp sardı kollarını Turan'ın sırtına. Bütün vücudu titriyordu Cem'in. Başını Turan'ın boynuna gömdü. Saçlarını okşadı Turan. Göz yaşlarını baş parmaklarıyla sildi, tekrar sardı sımsıkı.

"Gidelim"

"Tamam güzelim" deyip Cem'in omzuna attığı koluyla arabaya yönlendirdi. Kapısını açıp oturttu. Kendi de dizlerini kırıp Cem'in göz hizasına geldi. Parmaklarıyla tuttuğu çenesini kaldırdı hafifçe. Göz göze geldiklerinde Cem'in gözünden iki damla daha süzüldü. Turan'ın boynuna sarıldı. Turan da onu sardı hemen.

"Hiç bırakma beni."

"Bırakmam, bırakamam sevdiğim." dedi ve kendinden uzaklaştırıp tekrar sildi yanaklarını. Gözlerini dudaklarından ayırmadan
"Gidelim, yoksa dayanamacağım" dedi Turan. Öyle hasretti ki Cem'e. Kemerini bağlayıp kendi de sürücü koltuğuna geçti. Burak'a mesajla eve döndüklerini haber verdi. Yola koyulduğunda eli hemen Cem'in elini kavradı. Bırakmadı yol boyu.

Turan'ın gözü yolda dikkati Cem'deydi. Avucundaki el hala titrerken dudaklarına götürüp uzunca bastırdı dudaklarını. Eve gitmeden biraz hava alsalar iyi olacaktı. Sahile sürdü arabayı.

Cem duygu patlaması yaşıyordu resmen. Önceleri hayalini bile kuramadığı sonra köşe bucak kaçtığı adamın eli elindeydi. Hala titriyordu. Bu hem seviliyorum hissi hem de garip bir korku-heyecan karışımı duyguya teslimdi artık.

Farkında değildi. İçten içe Hakan'ın hala denemesini bekliyordu. Doğru sorularla gelsin istiyordu. Ama o başka türlü davranıyordu. Sevilmeye ihtiyacı vardı. Hiç bırakmayacak birine.

Önceleri hiç o gözle bakmadığı Hakan'ı zamanla çok sevmişti. Zamanında hayran olduğu birini daha çok severdi belki. Bu ihtimale hiç emin olamasa da tutunuyordu şimdi.

Doğru mu yanlış mı yapıyordu bilmiyordu. Gözyaşları ne içindi seçemiyordu. Kafası allak bullaktı. Hem kendi kendine ihanet edermiş gibiydi. Hem de koca dünyaya sığar gibiydi. En azından biri de Cem'i seviyordu, yanında istiyordu.

O DEĞİL   [ bxb ]Where stories live. Discover now