Poyraz (7)

1.7K 136 4
                                    

POYRAZ (7)

O bir katildi. Küçük kızı geri almak istiyorsa ilaçları getirmesi gereken noktayı gösteren haritayı ona uzattığında Reis'in tıpatıp aynısı atkuyruğu saçı olan adamını acımadan öldürmüştü. Kılıcıyla boynunu kesmişti ve kesik kafası yere düşüvermişti. O da hiç düşünmeden çantasına koymuştu.

Reis'i öldürmeyi ne kadar da çok istemişti. Kılıcını onu öldürmek amacıyla sallamıştı ve adamın kolunun düştüğünü görene kadar yatakta hasta yatan kadını görememişti. O anda yaptıklarından pişman olmuş ve tekrar katil olmamak için kaçmayı tercih etmişti.

Yeliz'in varlığı ve katananın ona verdiği güç arasında gidip geliyordu ve kendisinin bir katil olmadığını, bir baba olduğunu hatırlatıyordu. O kıza babalık yapmalıydı ve o hiçbir şekilde bir katil olduğunu bilmemeliydi, yoksa hiçbir zaman affedilemeyeceğinin

bilincindeydi. İyi biri bir insana zarar vermez, bir insanın canını acıtmazdı. Ancak kötü adamlar yaparlardı bunu ve o kötü bir adam değildi, olmayacaktı.

Dünyada bu şekilde düşünmeyen bir sürü insan vardı. Vicdanlarına kilitlerini takmışlar ve acımasızca kötülük tohumlarını geçtikleri topraklara ekiyorlardı. Bu serseriler daha gençtiler, çocuk yaşta sayılırlardı. Ama kayıp olmuşlardı çoktan, onlara yardım edilemezdi çünkü kötülük yapmaktan haz aldıkları gözlerinden okunuyordu.

İşte böyle kötü adamları geride bırakamazdı. Onları asla affedemezdi. Tekrar karşılarına çıkabilirler ya da Yeliz'e bir daha zarar verebilirlerdi, belki de başka bir kıza aynı şekilde yaklaşacaklardı. Buna izin veremezdi. Elindeki katanayı sıkıca tutarken ne yapması gerektiğini gayet iyi biliyordu. Bu adamları bu şekilde bırakırsa eğer, aklı hep tam bu noktada kalacaktı.

Serserilerin lideri gelen kılıcı görmüş ve adamın onu öldürmeye niyetli olduğunu anlamıştı. O geriye doğru kaçarken diğer iki adamı önüne set kurmuşlardı. Poyraz özellikle onun kaçmasını hiç istemiyordu, en çok öldürmeyi istediği kişi oydu. Onu durdurmaya çalışan ilk kişi, Yiğit onlara saldırmak için harekete geçtiğinde ona ateş eden, ama neyse ki vurmayı başaramayan serseriydi. Poyraz gence baktığında meslek hayatında sürekli karşısına çıkan öğrencilerden hiçbir farkı olmadığını gördü görünüş açısından, sıradan kahverengi gözleri, koyu kahve saçları ve sol göz kapağında ufak ama dikkat çekici bir beni vardı. Genç liderini korumayı daha önceliği olarak görüyordu kendi canını kurtarmak yerine ve Poyraz bu gerçeği pek tınlamıyordu, ona karşı acıması yoktu hiçbir şekilde.

Gencin önce sol bacağını kopartan bir darbenin ardından direk kalbine inecek şekilde kılıcını bedenine sapladı. Sonra onu kenara ittirip diğer serseriye doğru ilerledi. Bu diğerlerinden daha büyüktü yaş olarak, sakalları diğerlerine nazaran daha belirgindi. Özellikle daha yapılı bir vücudu olmasıyla dikkat çekiyordu. Yeliz'i kucağında tutan ve ona silah tutan serseri işte buydu. Poyraz ona da acımadan kılıcını salladı ve adam diğerlerinden daha çevik çıktığı için darbenin ilkinden kaçmayı başardı, ama ikinci darbede önce sağ kulağını kaybetti, ardından acısı yüzünden duraksadığı için de gelecek darbeden kaçmayı akıl edemedi ve o da alnının üstünden kafası kesilmiş bir halde buldu kendini yerde.

Geriye sadece liderleri kalmıştı. Genç yalvarıyordu ama Poyraz onu duymuyordu bile. Ellerini dua okur gibi ona doğrultmuştu. Poyraz bu hareketini daha çok bir fırsat olarak görmüş ve gencin ellerini bileklerinden tek hamlede kopartacak şekilde kılıcını sallamıştı. Genç acıyla yerde kıvranırken Yeliz'in sesini duymaya başladı kulaklarında: "Yapma... Yapma... Zarar verme..."

Duyduklarının bir hayal olduğuna emin olan Poyraz gencin kafasını kopartmış, bununla da yetinmeyip kılıcını kalbine saplamıştı. Üstü başının kan içinde kaldığının farkındaydı. Rahatlamıştı ve yaptığından zerre pişmanlık duymuyordu. Arkasını döndüğünde Yeliz'i gördü, ona korkuyla bakıyordu.

O anda elindeki katanayı elinden düşürdü. Yeliz'in gözlerinde gördüğü korku kendisinden kaynaklıydı, kendisinden korkması en son istediği şeydi. Kan kokusu beyninin içine doluyordu sanki. Ne yaptığını daha iyi fark etmeye başlamıştı. Üç kişiyi ardı ardına hiç düşünmeden ve bundan zevk duyarak öldürmüştü. O bir katildi ve bu onu kötü bir adam yapıyordu.

VaroluşWhere stories live. Discover now