Üçüncü Kitap -36. Bölüm

Start from the beginning
                                    

"En iyisi gideyim." dedim ve odadan çıkıp Sefa'nın odasına girdim.

Emir yerine yerleşirken Sefa da yatağına girmek için hazırlanıyordu. "Uyuyacağız." dedi Sefa, bana hiç bakmadan.

"Anlamadım, niye bu kadar kızdın?"

"Gecenin bir vakti kimseye haber vermeden dışarı çıktığınız için olabilir mi?!" diyerek bana doğru, bağırınca geriye doğru gittim. Sefa'nın bağırması ile Emir yattığı yerden düşmüşken kapı açıldı ve Öznur abla içeriye girdi.

"N'oldu oğlum?" dedi korkuyla. "Niye bağırıyorsun?"

"Konuşuyoruz ya." dedim. "Bir şey yok."

Öznur abla hepimize teker teker baktıktan sonra kapıyı kapatıp çıktı. Emir düştüğü yerden bizi izlerken Sefa yine işaret parmağını ısırmaya başlamıştı. Odanın içinde volta atmaya başlamışken konuşmak için hazırlandım ama odaya Dalga girdi.

"Senin başının altından çıkıyor bunlar!" diyerek yine bağırdı Sefa, onu göstererek.

"Ben böyle olacağını bilmiyordum." dedi Dalga. "Bunda bu kadar kızacak ne var?!"

"Lan çocuklar seni boğuyordu Dalga?!" dedi Sefa ve beni gösterdi. "Lan kız bize emanet! Kafasına baksana şunun! Ben ailesine nasıl hesap vereceğim?! Ya daha kötü şeyler olsaydı?!" Bakışları üzgünce bana döndü. "Yine aynı şeyleri kaldırabilecek miydin Şirin?"

Aklıma, kızlarla tacize uğradığımız an gelince gözlerimin dolmasını engelleyemedim. "Benim anlamadığım niye bizden gizliyorsunuz?!" dedi yerden kalkan,  Emir. "Aksiyon olur deseydiniz ben tamamdım!" Hepimiz aynı anda sinirle ona dönünce yatağına girip battaniyesini üzerine çekti. "Devam edin lütfen!"

"Özür dileriz." dedim, en sonunda.

"Benim suçum." dedi Dalga. "Şirin en başından tedirgindi zaten ama benim de niyetim kötü değildi."

Sefa bize bir şey demeden yatağına girip arkasını döndü. "Lambayı kapatın." dediğinde, lambayı kapatıp odadan çıktık ve kendi odamıza girip bizde uyumak için yataklara yerleştik.

Sefa Ayves...

Öğlen ikide başımın ağrısıyla uyandım ve bir süre yatakta debelendikten sonra ayaklandım ve banyoya girip abdest aldım. Odaya tekrar girdiğimde Emir'in yatağının toplu olduğunu gördüm. "Nerede ki acaba?" diye mırıldandıktan sonra namaza durdum.

Namazımı bitirip odadan çıktım. Ev çok sessizdi ve sanırım kimse yoktu. Salona girdiğimde Dalga ve Şirin sohbet ederken Emir yine telefonla oynuyordu. Beni fark edip bana döndüklerinde Şirin'e odaklandım.

"Başın nasıl?" diye sordum.

"Acımıyor." dedi, kafasına dokunarak.

Sinirli bakışlarımı ondan çevirip Emir'e baktım. "Bırak şu telefonu da kalk." dedim. "İşimiz var."

"Ne işi?" diye sordu, Dalga. Ona cevap vermeden odama girdim ve üzerimi değiştirdim. Emir odaya girip bana anlamayarak bakmaya başlayınca sesli bir nefes aldım. "Bizimkilerle buluşalım."

"Onlar gelsin buraya." dedi Emir. "Oruçlu oruçlu dışarı hiç çıkmak istemiyor canım  bugün!"

"O nasıl bir cümle lan?" dedim. "Devrik cümlenin de devriği bu!"

"Ha ha ha!" diyerek alayla güldü. "Komik seni!"

"Ara o zaman Kadir'i!" dedim ve yatakta duran telefonumu alıp salona girdim. Kızlar bana bakarken ben telefonumla ilgileniyordum.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİWhere stories live. Discover now